Ne haftaydı be. Televizyon kumandasında kanal değiştirmek için bir tuşa basıyorsun, belediyelere yolsuzluk operasyonları, CHP’li başkanların tutuklanma haberleri, telefonda ekran kaydırıyorsun, ciğerimizi yakan orman yangınları…
Genel atmosferin kasvetli havası üzerimize yüklenmişken, 63. Yoğurt Festivali haberleri içimizi ısıtacak diye bekliyoruz. Telefonumuza gelen bir bildirim… O da ne?
Çanta’da orman yangını! Hızlıca bölgeye gittim, gelişmeleri takip ederek servis etmeye çalıştım. Bir yandan habercilik yapıyorum, diğer yandan Silivri’mizin ekinlerinin, ağaçlarının çayır çayır yandığına kahroluyorum!
İstanbul Valisi burada, İl jandarma Komutanı burada, Kaymakam, Belediye Başkanı, ilgilisi yetkilisi kim varsa herkes olay yerinde kriz yönetiyor. Öğlen başlayan yangın akşam kontrol altına alındı. Saatlerce de soğutma çalışması devam etti. 100 hektar alan küle döndü, görünür görünmez doğa canlıları telef oldu. Yüreğinde vatan sevgisi olan herkes üzülür. Hem Silivri’mize üzüldük hem de cennet memleketimizde çıkan yangınlara üzüldük.
Birçok kişi akşam yoğurt festivalinde motivasyon buluruz yorumları yapıyorken, Silivri Belediye Başkanı Bora Balcıoğlu, festivalin en renkli anlarından biri olan “kortej yürüyüşünün” iptali edildiğini açıkladı. Bu sefer acaba konserler de iptal olacak mı dedikodusu yayılırken, Allah’tan sadece kortej iptaliyle doğru bir karar alındı!
Aynı akşam gördük ki ne çok organizasyon bilen, sosyal medyadan ayar çekmeye çalışan, duyar kasan Silivri sevdalıları varmış! Eleştiriye açık bir durum. Yangınlardan dolayı festivalin yapılmasına katılmayanlar olabilir ama hunharca yapılan söylemler, Balcıoğlu’nu daha haklı ve güçlü kıldı.
Günler öncesinden başlanan hazırlıklar, onlarca kişinin onlarca emeği, milyonlarca lira para, Silivri’nin en önemli kültürel organizasyonu, bir anda yok edilmemeliydi! Kararlı duruşundan dolayı Bora Balcıoğlu’nu tebrik ediyorum. Bu festival ne Sayın Balcıoğlu’nun, ne x bir kişinindir. Bu festival tüm Silivrililerindir. Yapılmamasından çok, yapılması için herkes elini taşın altına koymalı. 63 yıl olmuş bugünlere gelmiş, bunu yaşatmak bugünün insanlarına düşer çünkü!
Bu kısmı geçtikten sonra gelelim bazı detaylara. Bana göre, Emir Can İğrek dışında sanatçı seçimleri olmamış. Şu festival sanatçılarında bir türlü dikiş tutturulmuyor. Hayır kimin seçtiği de sır gibi saklanıyor. Belediye başkanı da seçse, yardımcısı da seçse, sanatçı bedava bile çıksa (çok zor ama varsayalım) yok arkadaş olmamış olmamış. Emir Can İğrek ile perşembe günü açılış yapıyorsunuz, Cumartesi günü kapanışı Rubato ile yapıyorsunuz. Cumaya da Resul Dindar koyuyorsunuz. Nasıl bir mantıkla ayarladılar bilen arkadaş müsait anında izah etsin lütfen. Yok sanatçı müsaitti değildi bahanelerini yemem baştan söyleyim.
Geçen dönem Alişan ve Altay için “sürekli konsere getiriliyor” diye eleştiriliyordu. Belediye eliyle Sakiler 3 kez konser vermiş oldu. Çeşitli dernekler aracılığıyla Resul Dindar 3 kez Silivri’ye gelmiş oldu. Bu detayları bilmek önemli. Aynı sanatçılarda fazla ısrar etmenin arkasında başka bir şey aranır! Ya dost kıyağı, ya menajer kazığı gibi!
Şu festivali yoğurt adına yapıyoruz ama yoğurt konusunu bir türlü çözemiyoruz. Gelin bari Arslan Yoğurtları Festivali diyelim şunun adına! Allah’tan Arslan Yoğurtları var da, Silivri’nin yoğurt sponsoru oluyor. Diğer marka ve isimler bu kapasiteyi kaldıramıyor mu bilmiyorum ama yoğurt meselesine kafa yormak gerekiyor.
Festival kapsamında yarışmalar etkinlikler yapıldı. Hepsi gayet güzeldi. Festivalin adı bana göre Yoğurt Festivali Kültür ve Sanat Etkinlikleri diye bir sonraki sene yapılsa fena olmaz. Çünkü güzel bir sanat varlığı söz konusu. El emeği ürünler satıldı, üreticiler desteklendi. Ama Silivri’nin yazarlarına yapılan stantlar, yazar gibi kıymetli insanlar için biraz daha farklı bir konseptte düşünülebilirdi. 1 masa 2 sandalye yakışmıyor.
Yakışmayan bir detay daha. Sahnede yoğurt tepsisinden altın bulmak görsel olarak renkli ama, aynı tepside birinin ağzından atılan yoğurdun diğerinin ağzına girmemesinin garantisi var mı? Yok çünkü gördük son yarışmada. Hem sağlıklı değil, affedersiniz hem mide bulandırıcıydı. Bir kadın ve bir erkeğin, yoğurt dolu bir tepside aynı anda altın araması tartışılır bir durum yıllardır. Ayrı tepsiler neden olmaz ki?
Zaten tepki görmüş olacak ki, altını kazanan kişi tek tek sabaha kadar videoların kaldırılmasını rica etti!
Devam edelim. Spor turnuvalarının muhteşem geçtiğini söyleyebilirim. Tavla gibi diğer yarışlar da kıran kırana yaşanmış. Lavanta Şenliği büyük merak uyandırmış ve karşılığını bulmuş. Sinem Senna, yerel ancak işini son derece güzel yapan bir isim. Festivalin son gününde sahnede olmasını takdir ettim. Diğer yerel değerlerimizin de sahne alması dileklerimle!
Yarışmalarda dereceye girenlere meclis üyeleri ödül verdi. Bana hep aynı meclis üyeleri gibi geldi ama bunu düşünenler tekrar bir gözden geçirebilir. Ya birileri sürekli parlatılıyor, ya meclis üyeleri festivallere katılmıyor. Ayrıca muhalefet meclis üyelerinin ödül verip vermemesi gibi bir kural var mı onu da anlamış değilim.
Sonuç olarak Türkiye’nin yoğun gündemi arasında bir Yoğurt Festivali yaşadık. Ne kadar olumsuz hava varsa, uğursuzluk varsa, bir an önce def olsun üzerimizden. Başlıkta da söylediğim gibi kötü enerjilerden ya da görünmeyen tehditlerden arınmak gerekiyor.
Allah her türlü musibetten ve beladan Türkiye’yi ve Silivri’yi muhafaza eylesin.