Esenyurt’ta Erzurumlularla buluşan Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu, “Bu vatanı Latin alfabesini getirerek bir gecede cahilleştirdiler, kitabımızı okumaya izin vermediler, ezanı 18 sene Türkçe okuttular, Camilerimizi çoğaltmak yerine yıktılar” dedi.
Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu, Esenyurt İncirtepe mahallesinde bulunan Erzurum Aşkale Haydar Hacı Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğinde düzenlenen kahvaltı programına katıldı. Esenyurt İncirtepe mahallesinde bulunan Haydar Hacı Köy’ü dernek binasında gerçekleşen kahvaltılı iletişim toplantısında Dernek Başkanı Halil Karpınar, Esenyurt’ta yapmış olduğu projeler ile ilçeyi modern bir şehir yapan ve derneklerine yapmış olduğu hizmetlerinden ötürü Başkan Kadıoğlu’na teşekkür etti.
‘ÇOK OYUN OYNANDI’
AK Partinin 2014 yerel seçimlerinde izleyeceği yol ve rotadan bahseden AK Parti Esenyurt ilçe Başkanı Şenay Değer ise; “Çok önemli bir süreçten geçiyoruz, Türkiye üzerine büyük oyunlar oynanıyor. Tek hedef Başbakanımızı alt üst etmek ama bu büyük aile buna izin vermeyecek. 11 yıldır partimiz üzerine çok oyun oynandı ama Başbakanımız dik duruşundan ve istikrardan hiçbir zaman vazgeçmedi. Bu seçim sadece yerel bir seçim değil, oy oranımızı çok fazla artırarak Başbakanımıza destek vermeliyiz. Necmi Başkanımız 2004 seçimlerinde büyük bir iş başardı solun kalesi olarak nitelendirilen ilçeyi AK Esenyurt yaptı. İlçe belediyesi için düşünebilecek bütün projeleri hayata geçirdi” dedi.
‘BU VATANA VE MİLLETE AŞIĞIZ’
Erzurumluların her zaman AK Parti’nin yanında olduğunu belirten Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu ise, “Bütün çılgın ve dünya projelerini AK Parti gerçekleştirir, 3’üncü köprü, 3’üncü havalimanı, kanal projesi, Metro, Marmaray ve daha neler neler. Bunların projeleri ise, yok çok sevecekmiş, hepimizi kucaklayacakmış, İstanbul’u ve Esenyurt’u eski haline döndüreceklermiş. Biz bu millete, bu Bayrak’a ve bu vatana aşığız, bir proje ve bir hizmet çıkacaksa bu proje ve hizmet bizden çıkar. AK el değdiğinde hayata kavuşur. Esenyurt 40 yılda gideceği yolu, 10 senede koşarak gitti. Hatırlayın, eski bakanları, toplayamayan bir hükümet vardı. 2 ayda toplanıyor 2 saat çay içip kalkıyorlardı. Şimdi ise her hafta bakanlar kurulu var ve ülkeyi nasıl daha iyi yerlere getirmek ve nasıl daha iyi hizmet etmek için çalışıyorlar. Bu vatanı Latin alfabesini getirerek bir gecede cahilleştirdiler, kitabımızı okumaya izin vermediler, ezanı 18 sene Türkçe okuttular, Camilerimizi çoğaltmak yerine yıktılar, Atalarımızın sarıklarını atıp şapka taktırdılar. Şapkaları 10 katına ülkemize satarak Yahudileri zengin ettiler. Başbakanımıza 11 suikast yaptırdılar ama Allaha şükürler olsun başarılı olamadılar. Bu millet vefalıdır, Başbakanına sahip çıkacaktır” dedi.
Erzurum Aşkale Haydar Hacı Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğinde düzenlenen kahvaltı programında protokol konuşmaların sonlanmasıyla, Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu ve vatandaşlar dernek binası inşaatını gezdi.
esir iken mümkün müdür ibadet,rnyatıp kalkıp atatürk'e dua et,rnsenin gibi dürzülerin yüzünden,rndininden de soğuyacak bu millet,rnrnişgaldeki hali sakın unutma,rnatatürk'e dil uzatma sebepsiz,rnsen anandan yine çıkardın amma,rnbaban kimdi bilemezdin şerefsiz.
kırk yıllık müslümanım dini böyle sömüren görmedim
eşref kardeşim bunlardaki beyini kuşa taksan ters uçar.
yazıklar olsun bu zihniyete
Sanırsın Osmanlı halkı da devrim gelmeden önce her yerinden bilgi, kültür fışkırıyodu. Devrimden önce halkın okuma-yazma oranı yüzde 2-3 lerde seyrediyodu. Okuma-yazma bilenlerin çoğunluğu saraya yakın aydın dediğimiz kesimlerden oluşurdu. Onların kullandıkları dilde Farsça-Arapça ağırlıklı olduğu için halk zaten anlamazdı.Zaten sarayda halkın bilgili-kültürlü olmasını istemez. Çünkü bilgili,sorgulayan,araştıran halk her zaman isyana davetiye çıkarabilir. Okuma -yazma kabiliyeti bir ayrıcalık gibi görülüp herkesin bilmesi de istenmezdi. Osmanlı eğitim sistemi de buna göre kurgulanmıştır. Medreselerde verilen eğitim ezbere ve nakile dayalıdır. Matba gelmeden önce Osmanlı' da kitaplar el ile yazılırdı. Dolayısıyla seri üretimden bahsedilemez. Halktan birini bu eserlere ulaşması imkansızdır. Matba geldiğinde de dini çevreler dini eserlerin basılmasına karşı çıkmıştır. Altında yatan neden ise el yazması işinden elde ettikleri ticari kazançın sarsılacağı düşüncesidir. Halkın okuduğunu anlamaması da halkın din aracılığ ile kandırılmasına istismar edilmesini doğurmuştur. Atatürk din adamı değildi ama din düşmanı da değildi. Aklı-mantığı öne çıkarmak istemiştir. Dini istismar eden din düşmanlarıyla mücadele etmiştir. Yıkılan,Tahrip edilen kilisiye çevirilen camileri onararak tekrar ibadete açmıştır. Kur' an Kerim' in Türkçe mealini Elmalılı Hamdi Yazır Hocaya tercümesini yaptırak bedava tüm halka dağittırmıştır. Din düşmanı olsa içeriğini değiştirir millete dağıtırdı. Anacak bugün bile en güvenilir meallerdendir. Son olarak Türk Harf Devriminden önce okuma-yazma oranı yüzde ikilerde üçlerde seyrederken devrimden on yıl sonra oran yüzde yirmilere çıkmıştır. Bu dünya tarihinde bir başarıdır.