Cumhuriyet Halk Partisi Silivri İlçe Başkanlığı, ‘Tüzük Değişikliği Hakkında Görüşlerin alınacağı’ örgüt toplantısı gerçekleştirdi. Geçtiğimiz Perşembe günü ilçe binasında gerçekleşen toplantıya; Cumhuriyet Halk Partisi Tanıtım ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran, 3. Bölgeden Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Hamdi Düzgün, CHP Silivri İlçe Başkanı Suna Göçengil, İlçe Kadın Kolları Başkanı Elif Yılmazer, İlçe Gençlik Kolları Başkanı Berker Esen, İlçe Yönetim Kurulu Üyeleri, Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar ve CHP’li Belediye Meclis Üyeleri katıldı. Üyelerinden yoğun ilgi görmeyen örgüt toplantısında İlçe Başkanı Suna Göçengil, İlçe Kadın Kolları Başkanı Elif Yılmazer ve İlçe Gençlik Kolları Başkanı Berker Esen çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Esen’in ardından 3. Bölgeden Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Hamdi Düzgün bir konuşma yaptı. Türkiye’nin zor günlerden geçtiğinin altını çizen Düzgün, partililerin daha çok çalışması gerektiğini söyledi.
Programda son olarak Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran konuştu. Sözlerine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun selamını ileterek başlayan Cankurtaran, kadınların önemine değinerek sözlerine devam etti. ‘BİZ GİDERSEK BU CHP YÖNETEMEZ’AK Parti’nin ülkeyi korku algısı ile yönettiğini söyleyen Cankurtaran, “Hep çok konuşuyoruz. CHP’nin algısı iyi yönetilmiyor diye. Benim doktoram algı yönetimi üzerine. Türkiye’de çok az yapılmış bir çalışmadır. Algı dediğimiz şey hakikaten gerçeğin önündedir. Türkiye bir algı yöntemi ile yönetiliyor cümlesini kullanabiliriz ama algı yönetimi yapılabilmesi için insanların içinde olan bir duygudan geçirilmesi lazım. Algı dediğimiz şey, bilinmeyenin bilinçaltındaki bizim doğuştan beri bildiğimiz bir duygu üzerinden geçirilmesidir. Bunun en kuvvetli enerjisi de korkudur. AKP bugün her şeyi korku üzerinden veriyor. ‘Ekonomi kahrolur biz gidersek’ korku. ‘Biz gidersek yaşam tarzını yine değişecek. Biz gidersek yine darbeler olacak. Biz gidersek bu CHP yönetemez’ doğru mu hep korku. Verilen şey bu korku. Korkunun karşısındaki en kuvvetli pozitif titreşimli enerji, sevgi ve güvendir. Ya biz de korku ile yönetim vereceğiz, ya da biz kendimize güven vereceğiz. Başka çıkış yolu yok. Bu teknik bir konu” şeklinde konuştu.‘DELİRMİŞ BU ÜLKE’14 yaşlarında iki kız çocuğunun yaşadığı bir olayı örnek veren Cankurtaran, “Dün sinirimden uyuyamadım. 14 yaşındaki iki tane kız çocuğu WhatsApp’tan yazışırken, Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği diye biri görüyor ve savcılığa suç duyurusunda bulunmuş. Delirmiş bir ülke burası artık. Delirmiş bizi yönetenler. Aklımıza mukayyet olmalıyız hepimiz. Ciddi anlamda söylüyorum, Türkiye de tüm partiler vatandaşı bir yere çekiyor” dedi. ‘HEPİMİZ FACEBOOK ÇALIŞMACISI OLDUK’Halkı düşünen tek partinin Cumhuriyet Halk Partisi olduğunu söyleyen Cankurtaran, sözlerine şu şekilde devam etti;
“Biz kendimizi düşünmüyoruz. Bu sevgi ve güven konusunda. Küslük, terslik, birbirimize yan bakma, çalışmama. Bana diyorlar ki neden yüzde 25? Hepimiz Facebook çalışmacısı olduk. Tamam, paylaşalım resimleri güzel ama çalışıp paylaşalım. Çalışmadık, gerçek çalışma yapamıyoruz. Ya da çalışıyoruz ama nokta atışını yapamıyoruz. Birbirimizi sevmek zorunda da değiliz ama saymak zorundayız. Anasını babasını dinlemeyen çocuğa kızınızı verir misiniz? Vermezsiniz. Öyle görünüyoruz. Biz kendi içimizdeki sorunu çözsek, hiçbir şey yapmadan yüzde 10-15 yukardayız. Dışarıdan görünüşümüzü aşamadık. Neden biz algı yönetemiyoruz. Çünkü güven vermiyoruz. Ben çok saha da çalıştım. Yanımdaki kadın arkadaşlarım kavga ediyor. O varsa ben gelmem diyor. Eski grup diyor, yeni grup diyor. Hepimiz biliyoruz bunları. Şimdi biz bizeyiz.”
Toplantının diğer kısmı, basına kapalı gerçekleştirildi.
Esen’in ardından 3. Bölgeden Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Hamdi Düzgün bir konuşma yaptı. Türkiye’nin zor günlerden geçtiğinin altını çizen Düzgün, partililerin daha çok çalışması gerektiğini söyledi.
Programda son olarak Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran konuştu. Sözlerine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun selamını ileterek başlayan Cankurtaran, kadınların önemine değinerek sözlerine devam etti. ‘BİZ GİDERSEK BU CHP YÖNETEMEZ’AK Parti’nin ülkeyi korku algısı ile yönettiğini söyleyen Cankurtaran, “Hep çok konuşuyoruz. CHP’nin algısı iyi yönetilmiyor diye. Benim doktoram algı yönetimi üzerine. Türkiye’de çok az yapılmış bir çalışmadır. Algı dediğimiz şey hakikaten gerçeğin önündedir. Türkiye bir algı yöntemi ile yönetiliyor cümlesini kullanabiliriz ama algı yönetimi yapılabilmesi için insanların içinde olan bir duygudan geçirilmesi lazım. Algı dediğimiz şey, bilinmeyenin bilinçaltındaki bizim doğuştan beri bildiğimiz bir duygu üzerinden geçirilmesidir. Bunun en kuvvetli enerjisi de korkudur. AKP bugün her şeyi korku üzerinden veriyor. ‘Ekonomi kahrolur biz gidersek’ korku. ‘Biz gidersek yaşam tarzını yine değişecek. Biz gidersek yine darbeler olacak. Biz gidersek bu CHP yönetemez’ doğru mu hep korku. Verilen şey bu korku. Korkunun karşısındaki en kuvvetli pozitif titreşimli enerji, sevgi ve güvendir. Ya biz de korku ile yönetim vereceğiz, ya da biz kendimize güven vereceğiz. Başka çıkış yolu yok. Bu teknik bir konu” şeklinde konuştu.‘DELİRMİŞ BU ÜLKE’14 yaşlarında iki kız çocuğunun yaşadığı bir olayı örnek veren Cankurtaran, “Dün sinirimden uyuyamadım. 14 yaşındaki iki tane kız çocuğu WhatsApp’tan yazışırken, Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği diye biri görüyor ve savcılığa suç duyurusunda bulunmuş. Delirmiş bir ülke burası artık. Delirmiş bizi yönetenler. Aklımıza mukayyet olmalıyız hepimiz. Ciddi anlamda söylüyorum, Türkiye de tüm partiler vatandaşı bir yere çekiyor” dedi. ‘HEPİMİZ FACEBOOK ÇALIŞMACISI OLDUK’Halkı düşünen tek partinin Cumhuriyet Halk Partisi olduğunu söyleyen Cankurtaran, sözlerine şu şekilde devam etti;
“Biz kendimizi düşünmüyoruz. Bu sevgi ve güven konusunda. Küslük, terslik, birbirimize yan bakma, çalışmama. Bana diyorlar ki neden yüzde 25? Hepimiz Facebook çalışmacısı olduk. Tamam, paylaşalım resimleri güzel ama çalışıp paylaşalım. Çalışmadık, gerçek çalışma yapamıyoruz. Ya da çalışıyoruz ama nokta atışını yapamıyoruz. Birbirimizi sevmek zorunda da değiliz ama saymak zorundayız. Anasını babasını dinlemeyen çocuğa kızınızı verir misiniz? Vermezsiniz. Öyle görünüyoruz. Biz kendi içimizdeki sorunu çözsek, hiçbir şey yapmadan yüzde 10-15 yukardayız. Dışarıdan görünüşümüzü aşamadık. Neden biz algı yönetemiyoruz. Çünkü güven vermiyoruz. Ben çok saha da çalıştım. Yanımdaki kadın arkadaşlarım kavga ediyor. O varsa ben gelmem diyor. Eski grup diyor, yeni grup diyor. Hepimiz biliyoruz bunları. Şimdi biz bizeyiz.”
Toplantının diğer kısmı, basına kapalı gerçekleştirildi.