Demokrasilerde oy kullanmak bir vatandaşlık görevidir. Bu durum bir ülkenin geleceğini etkileyen iradenin tesisi, toplumsal kaderin tayini ve tespiti de oluyor. Bunu da milletin bizatihi kendisi yapıyor.
Hür ve adil seçimler, demokrasinin olmazsa olmazı. Aksi halde demokrasi olmaz. Haziran ayında yapılacak seçimler istikrar adına önemlidir. Milletin hür iradesi ile kullandığı oylarla hangi parti tarafından seçim kazanılırsa kazanılsın, ortaya çıkan tablo milletin eseri olacaktır. Verilen karar her seçim sonucu gibi de doğrudur.
Milletin verdiği bu karara da iman etmek lazım!
Ülkemizin aciliyet gerektiren en önemli konularından biri yeni anayasanın yapılmasıdır. Tüm siyasi partilerin bir mutabakatı ile olursa, ülkenin birliği ve dirliği adına da doğru bir iş olacaktır.
Yeni anayasanın bir an önce milletin iradesine sunulması.. gerekirse referanduma götürülmesi doğru bir yaklaşım olacağını düşünüyorum.. ki ülkenin önünde ki problemler aşılabilsin.
Demokrat ve özgürlükçü yeni bir anayasanın hükümran olduğu daha güçlü bir Türkiye hayali herkes için geçerli değil midir?
Bugün ülkemizin G-20 ülkelerinden veya İskandinav ülkelerinden ne eksiği vardır?
Eski usullerle ve kanunlarla yönetilen bir ülke yerine daha ileri bir demokrasi ve çağdaş hukuk sistemi bizim için lüks sayılmamalıdır.
Sonuçta bu ülke insanı her şeyin en iyisine layıksa, o zaman istikrar istemek kadar da doğal bir hak olamaz.
Artık insanlar güvenli, mutlu ve huzurlu bir ülkede yaşamak istiyor. Refahın, bolluğun ve zenginliğin arttığı, gsmh'ların 30 binler seviyesinde olduğu bir ülke düşlüyor.
Geçmiş masallar, marşlar veya abuk düşüncelerle yeni bir dünya hayalinin olmadığını görüyor.
Dünyayı tanıdıkça, gelişmiş ülkeleri gördükçe, geçmişten medet umarak değil; daha ileri ve çağdaş bir ülkenin hayalini kuruyor.
Neden din, vicdan ve teşebbüs hürriyetinin olduğu ülkeler daha zengindir?
Neden bu ülkelerde gsmh/fertbaşına gelir 20-30 bin USD'ların üzerindedir?
Neden bu ülkelerde toplumsal saygı vardır?
Neden bu ülkelerde demokrasi ile cumhuriyet kavramları karıştırılmaz?
Neden bu ülkelerde devlet bireyi, kulu gibi görmez ve korkutmaz?
Neden bu ülkelerde bürokratik vesayet ve engeller yoktur?
Neden bu ülkelerde geçmiş masallar, yaşam biçimi gibi algılanmaz?
Neden bu ülkelerde laisizm, din karşıtlığı gibi anlaşılmaz?
Sorular çok...
Önemli olan cevaplarda mutabakat ve birlik sağlayıp bunlara çözüm bulmakta.
Bizim ülkemiz daha çağdaş, özgürlükçü, bireyi devletin hizmetkarı yapmayan, hukukun modern tarifini içeren bir yeni anayasa yapmak zorundadır.
***
Haziran ayında yapılacak genel seçimlere şunun şurasında 3 ay gibi bir zaman kaldı.
Dikkat ediyorum, bir kriz var iddiası ile oluşturulmaya çalışılan algı operasyonlarına rağmen.. USD'nin son bir yıl içinde %27 oranında artmasına rağmen devam eden proje ilanları ve reklamlarında ciddi bir artış olduğu gözlemleniyor. Bu durum aslında şunu da göstermiyor mu: Demek ki yarınlara güven ve inancı olan bir ülke var.
İnsanlar geçmişte yaşanan siyasi ve ekonomik istikrarsızlıklardan çok çektiği için geçmişte yaşananları unutmuyor.
Kamuoyu araştırma şirketlerinin yaptığı çalışmalar da gösteriyor ki; tek partili bir iktidar isteniyor.. iş ve aş üretilmesi, istihdamın artması vs. beklentiler, tamamen ekonomik ve siyasi istikrarla ilgili konular ve başlıklar.
Tekrarlamakta fayda var, seçimi hangi parti alırsa alsın, millet tarafından verilen yetkiyi kullanarak bu işin hakkını vermelidir. Bu ülkeye demokrat, özgürlükçü ve çağdaş yeni bir anayasanın yapılması TBMM'nin boynunun borcu olmalıdır.
Kâinata ve doğaya dikkat edin her şey belirli bir denge, istikrar ve karar üzerinedir. İsraf, kir, atık vb. olumsuzluklar da yoktur. Cenab-ı Hakk'ın kurduğu bu yaşamsal düzen insanoğlu için hazırlanmıştır.
İnsanoğlu ise yaşamsal icapları da dahil, bu durumdan dersini alıp düzenini istikrar üzerine kurmalıdır.
İyi haftalar.