Bazen dertleşmek lazım!
Dün kayadan kayaya keklik gibi seken ben,
Şimdi beş adım öteye atamaz oldum.
Ne yel tanırdım, ne de soğuk, üşümezdi ten,
Bu sene ağustosta yorgansız, yatamaz oldum.
*
Yaklaşık bir yıldır hasrettik bir birimize…
Bedenen ve yazılarımla uzak kaldık ama dünkü yazımdan sonra gördümki, gönüllerden kopmamışım.
Yazımı okuyan okurlarım, “Geçmiş olsun, çok şükür yine sahalara döndün” diye mesaj attı iyi dileklerini ilettiler.
Çok sevindim, çok mutlu oldum ve şu bilinci yüreğimde her zaman taşıdım. ‘Ben sekiz yıldır Akciğer kanseri gibi çok ciddi bir hastalıkla mücadele ediyorsam buna en büyük vesile yani dayanma gücü veren önce Allah’ım ve sonra minnet duyduğum doktorlarımız, topyekun sağlık çalışanlarının çabalarının yanı sıra eşim, dostum hısım akrabamın dualarıdır.’ Allah herkesten razı olsun.
*
Kanserin tedavi süreci anlatmakla anlaşılacak bir konu değil elbette ama ‘yaşamak lazım’ da diyemiyorum, çünkü Allah düşmanıma bile dert vermesin ve dert verdiklerine de derman versin inşallah.
2013 yılının Ekim ayında başladı benim mücadelem. 2015 yılına doğru Akciğerdeki yara küçüldü üç ay ara ile ‘kontroller’ sürecim başladı ve 2017 yılında yine büyüdü, yine zor olan tedavi sürecim başladı. Radyoterapiler, kemoterapiler, iğneler, ilaçlar, haplar, ağrılar, sızılar derken, 2020 yılına erişmek nasip oldu ama önüne geçilemez bir hal aldı ve büyüdü, tüm ciğeri kapladı.
Nefes alamaz oldum, yemekten aştan kesildim, sürekli kilo kaybı ile birlikte yine kemoterapiler, iğneler, serumlar, haplar, ağrılar sızılar…
*
Umudumu yitirdiğim anlarım da oldu çünkü kemoterapi alırken iki kere baygınlık geçirdim, yani bir nevi öldüm dirildim.
Söz açılmışken, Yedi Kule Göğüs Hastalıkları Hastanesi 1. Göğüs kliniği çalışanlarından başta Göğüs Hastalıkları Doktorum Uzman Doktor Murat Kıyık Hocam’a ve asistan doktorlarım ile hemşire kardeşlerime çok teşekkür ederim. Yaklaşık bir yıldır aralıklarla da olsa hastanede yatarak tedavi oldum ve zerre şikayetim yok. Hepsi de birbirinden değerli sağlık çalışanları ve Onkoloji bölümü dersen keza öyle. O bölümdeki hekimler ve hemşireler…
Allah hepsinden razı olsun
*
“Bitti mi?” derseniz, maalesef bitmedi ama inanıyorum bitecek.
Enfeksiyon düzeldi, kan değerlerim düzeldi, çok hızlı yürümezsem öksürükte azaldı ve şuanda iyiyim şükür evimde istirahat ediyorum. Bu arada haftalık kontrollerim de devam ediyor.
İnancımı kaybetmedim çünkü biz Amentüye iman etmiş kullarız ve vakit saat zaman dolunca zaten hiçbir şeyin fayda etmeyeceği bilinci içinde nefes almaya devam edenlerdenim.
Birde maddi manevi güç veren dostlarım ağabeylerim var. Yedi yirmi dört, hep dua eden dostlarım var. Yani iyileşmem için geçerli çok büyük sebeplerim var.
En büyük destekçilerim ise eşim ve çocuklarım. Allah herkese hayırlı eş ve hayırlı evlatlar nasip etsin. Çok şükür bana nasip etti, Allah acılarını göstermesin.
*
Bayağı dertleştik hakkınızı helal edin. Benim de böyle konuşmaya, içimden geçenleri anlatmaya ihtiyaçım varmış demek ki!
Birde bu süreçte siyasal yazılar yazmak istemiyorum. Siyasetle ilgili yazdığım her yazı karşı tarafı kırıyor, üzüyor ve ben de üzdüğüm için üzülüyorum. Hele biraz daha iyileşeyim, eleştirileri hazmedecek bünyeye kavuşayım işte ondan sonra yazarım. Hem öyle yazacak kadar gündeme de bilgiye de sahip değilim. Yukarıda belirttiğim gibi gündemden çok uzak kaldım ve tüm bildiklerim sosyal medyadan yada internet sayfalarından okuduğum kadar. O da benim için yeterli değil. Ben gündemi bire bir takip etmeliyim ve konulara sıkı sıkıya hakim olmalıyım.
Dün bir sendikanın boş işlerini kaleme aldım ama bu sendikaları çok iyi tanıdığım gibi, uğraştığı sanayi kuruluşlarını ve bu kuruluşların sahiplerini de çok yakınen tanıyorum. İşte bu yüzden duyarsız kalamadım. Benim zaten şu sendikalara çok özel alerjim var. Adım gibi eminim ki hiç birisinin umurunda işçi emekçi yok. Varsa yoksa kendi şahsi çıkarları!
Neyse ben sözümü burada bitireyim. Bu yazı bayağı özel ve şahsi bir yazı oldu, umarım hakta kalmamışımdır.
Onun için müslümana helalleşmek farzdır. Hakkınızı helal edin. İçimde büyük bir derdim var. Her an ne getirir ne götürür belli olmaz.
Benim hakkım varsa gani gani helal olsun.