En son yazımda "Cumhurbaşkanı Silivri'ye neden gelmiyor" diye sormuştum. Bugün bu konuyu biraz daha detaylı irdeleyelim ve Silivri'deki referandum çalışmaları ile AK Parti İlçe Teşkilatı'nın durumuna bir bakalım.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 'toplu açılış' adı altında düzenlenen mitingler de konuşuyor, vatandaşlardan 'evet' sözü alıyor. Silivri'ye ise sadece selam gönderiyor.
Şimdi nedenlere devam edelim...
Öncelikle; Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın öyle bir ekibi var ki gidilebilecek yerleri özenle seçiyorlar, anketlerle bir yol izliyorlar. Örneğin anketlerde yüzde 45 çıkan bölgelere Cumhurbaşkanı gidiyor ki oylar yüzde 4-5 artsın.
Beylikdüzü ve Büyükçekmece'de özellikle anketlerde hep AK Parti lehine bir sonuç çıkıyor. Yerel seçimde ise tabi ki adayın etkisiyle sonuç farklı çıkabiliyor.
***
Silivri'de şuan anket sonuçları kaç ki, Cumhurbaşkanı 'ayıp olmasın selam göndereyim bari' mantığıyla bir çaba göstermiyor.
Ben söyleyeyim şuan da Silivri, yüzde 35 civarında... Aşağı yukarı sonuç böyle...
Hal böyle olunca bununda bir incelenmesi gerekiyor...
Dünkü yazımda dediğim gibi olaya sadece açılışlarla bakacak olursak; Silivri'de, resmi olarak ne belediye binasının ne adliyenin ne de devlet hastanesinin açılışı yapıldı.
Sayın Cumhurbaşkanı gelsin bari bu bahane ile de 'toplu açılış' mitingi düzenlensin demi?
Yani kısaca ikinci, hatta üçüncü planda bir Silivri var.
Başlayan çalışma bitmiyor, yeni bir çalışma, hizmet gelemiyor...
Ayrıca 'çalışmadığı' iddia edilen Arıtma Tesisi ise yine Büyükçekmece'den telekonferans bağlantısıyla açıldı bunu da not etmek gerekiyor.
***
Silivri'nin arka planda kalmasının tek sebebi, ilçe de alınan kötü sonuçlar ve gidişattır. Oylarda artma değil, azalma oluyor. Sizce Cumhurbaşkanı bunun farkında değil mi? Elbette farkında ki buraya kısacık bir vakit bile ayırmıyor...
Sayın Erdoğan, bence şu şekilde düşünüyor;
"Silivri'de anketler yüzde 35'i gösteriyor... Silivri'ye gitsem yüzde 35'ten ne kadar arttırabiliriz ki? Neden vakit kaybı yaşayayım."
Bende olsam böyle bir ilçeye gelmezdim. Adam haklı beyler dağılın...
Sonuç olarak, ilçe teşkilatının kendini toparlaması gerek.
Küskünleri barıştırmakla uğraşmak gerek.
Yeni oy kapıları açmak gerek...
Bunlar ise bir ekip işi, bir kaç kişi ile olacak iş değil, benden söylemesi.
***
12 Nisan'da Silivri'ye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu gelecekmiş. Sayın Soylu son dönemlerde özellikle terörle mücadele konusunda etkin bir isim ve seveni de her geçen gün daha da artıyor...
Silivri'ye gelmesi, ilçe sonuçlarına bir şey katar mı bilmem ama ben bu olaya da farklı bir açıdan bakmak istiyorum. Geçtiğimiz günlerde Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Silivri'de mini bir miting düzenledi. Koca bakan, ki 15 Temmuz'u yakından yaşayan bir bakan, ilçeye geliyor ve 500 kişi toparlanamıyor...
Ne kadar acı değil mi?
Peki neden acı?
Her platformda 'bizim 20 bin üyemiz var' diyen bir AK Parti İlçe Teşkilatı için bence baştan sona bir hezimet...
Son atak Sayın Soylu'nun gelişi olarak planlanmış sanırım.
Ancak ben daha farklı bir şey söylüyorum. Eğer gelirde mitingin yapılmasının planlandığı alanda 'insanları ürkütmeden' en az 10 bin kişi katılım sağlama garantiniz varsa bu programı yapın. Çünkü Sayın Soylu'nun karşısına 500 kişi çıkarırsanız, size 500 kere söver...
He çıkar konuşur belki ama demediğini de bırakmaz, bu da ilerleyen dönemde size acı bir şekilde geri döner.
Öncelikle şu organizasyon işini ya bilen birine verin ya da öğrenin. Vasat bir organizasyonla iş yapmaya kalıyorsunuz.
Bu da yetmiyormuş gibi birbirini çekemeyen partililer, kendilerini hayli iyi hissettiriyor...
***
KUTLU'YA DOSTANE UYARI!
AK Parti İlçe Başkanı Rıfat Kutlu, bu süreçte çok dikkat etmeli. Neden mi?
Referandum için canla başla çalışan bir avuç insana haksızlık etmek istemiyorum ama parti içi çatışmalar halen sürüyor...
Sayın Kutlu'nun kucağına bir bomba bırakıldı. Bu bombayı Metin Karakaş bıraktı. "Silivri'de yüzde 55 evet çıkacak" dedi ve gitti. Tabii görevi gereği sık sık başka bölgelerde çalışıyordur muhakkak ama ben Silivri'ye böyle bir sonuç biçsem, sokakta yatarım yine de ilçeden ayrılmam. Böyle bir ifade kullanıyorsam, ilçe sınırları dışına çıkmayıp, çalışırım. Sayın Karakaş ise bir gün orada bir gün burada çalışmalara katılıyor.
Ve bunlar bir bir yazılıyor...
Eğer referandumda Silivri'den en az yüzde 45 'evet' çıkmazsa, Sayın Kutlu görevinden alınır, bunu da açıkça yazıyorum.
Sayın Kutlu, ilçeden dönen dolapları bir bir tartıp, ona göre hareket etmeli ve birleştirici gücünü kullanmalı. Yoksa Silivri siyasetinin (benim değimimle) 'kafatasçıları', Kutlu'yu yiyecek.
***
Yapılmak istenilenlerinin amacını ben size söyleyeyim; Yerel seçime hazırlık yapılıyor. İlçe Başkanı Rıfat Kutlu'nun yerine düşünülen kişi bile belirli yani, gerisini siz düşünün.
Amaç, referandumda Silivri'den başarılı bir sonuç çıkartmak değil. Silivri'de bambaşka hesaplar dönüyor. Biraz önce söylediğim kafatasçıların birbirleriyle yarıştığı bir seçim yaşıyoruz.
***
Son olarak sahada azimle çalışan ben bir çok isim görüyorum fakat en dikkat çeken iki isim var. Hüseyin Turan ve Yetgin Çavdar...
Gittikleri her mahallede bir iz bırakıyorlar ve durmuyor, çaba harcıyorlar. Çok etkili iki isim...
Ancak nerede bu İlçe Teşkilatı yöneticileri, meclis üyeleri? Saha da hepsini gören var mı? Kadın Kollarında kavga eksik olmuyor, mahalle başkanları sitem ediyor...
Ve böyle giderse AK Parti Silivri'de büyük bir hezimete uğrayacak ve CHP'li Özcan Işıklar bir dahaki dönemini garanti altına alacak...