Eylül Ayı Belediye Meclis Toplantısı, yaklaşık 2 aylık aranın ardından bugün toplandı.
Muhalefet bu 2 ay da boş durmamış, dersine -az da olsa- çalışmış. Dersleri muhalefet etmek olunca, konuları kürsüden dile getirdiler.
Muhalefetsiz iktidar olmaz diyorlar ya, demokrasimizin bir parçası da özgür düşüncelerin varlığı.
AK Parti Grup Başkanvekili Celalettin Yazıcı, geçmişte askeri darbeler ve kalkışmalar yaşayan Türk demokrasisindeki tecrübesine değinerek, hafiften “iyi ki yaşadık” dedi! Yani demokrasi tecrübesini ifade etti Türkiye’nin!
Demokrasimiz zenginleşecek diye biz yine darbe istemeyelim, Maazallah olan millete oluyor! Bir şeyi tecrübe etmek için yaşamak gerekmiyor her zaman!
Yazıcı’nın sözlerindeki kentsel dönüşüm eleştirisine katılıyorum.
1999 ve sonrasında ülkemizde olan depremler yaşanmamış olsaydı, belki ne Silivri’de ne de İstanbul’da depreme dayanıksız yapıları görmemiş, fark etmemiş olurduk!
Mevzuat, yönetmelik, kanun gibi şeyler işte o sandalyeleri dolduranların işi!
25 yılda; Müdürler, Genel Müdürler, Belediye Başkanları, Milletvekilleri, Bakanlar, Başbakanların sayısı kaç olmuştur? Hiçbir şey yok diyemeyiz, ama çok şey var da!
Meclis konularından sapmadan dönüyorum…
Celalettin Yazıcı ve MHP Grup Başkanvekili Sultan Aşkın, hazırlık yaparak Eylül Meclisinde eleştiri oklarını Balcıoğlu’na gönderdiler.
Haklı yanları olabilir. Bize lazım olan demokrasi zenginliği; yapıcı muhalefet.
Belediye Başkanı Balcıoğlu’nun muhalefet konusunda şanslı olduğunu söylemeliyim. Hem Sultan Aşkın hem de Celalettin Yazıcı gibi tecrübeli muhalefetin söyledikleri arasında değer gören konular zaman zaman gündeme gelecektir.
Bugünkü meclis toplantısı, gelecekte kuru kuruya meclis toplantılarının olmayacağının habercisi gibiydi. Biri çöp diyor, diğeri deprem diyor, biri tarım diyor diğeri demokrasi diyor. Herkes bilgi sahibi olduğu konuda bir şeyler söyledi.
AK Parti ve MHP, yeni dönemin 5 aylık faaliyetini eleştirirken, “Size tanınan süre doldu” mesajı verdi.
Peki eleştiriler yeterli miydi, Balcıoğlu’nu zorlayıp, terletti mi?
Aşkın ve Yazıcı’yı dinlerken “5 ay bunun için mi beklediniz gerçekten?” diye içimden geçirmeden edemedim.
Şimdilik eleştirilerin haklı yanlarını ve Balcıoğlu’nun cevaplarını bir kenara koyuyorum.
Olaya daha teknik yaklaşmak istiyorum.
Herkes Balcıoğlu’nun cevaplarının neler olacağını, neler söyleyebileceğini, muhalefet gurubunun eleştirilerine nasıl bir açıklama getireceğini merak ediyordu.
Balcıoğlu, kesinlikle 2 aylık süreyi iyi değerlendirmiş. Meclis boyunca iddiaları ve eleştirileri bir yandan dinliyor, bir yandan not alıyordu.
Söz kendisine gelince, herkes “ne diyecek acaba” diye düşünmüştür. Hatta Gazeteci Sevginar Sali ile aramızda, “Toplantı çok uzadı acaba cevap verecek mi” diye söylendik.
Ancak Başkan Bey, üstüne gelen topu göğsünde yumuşattı, topu sektirdi, sektirdi, Yusuf Dikeç rahatlığıyla hedefe gönderdi.
Bir sonraki, bir sonraki meclis derken; özgüveni daha yüksek ve her olaya hakim bir Balcıoğlu karşımıza çıkacaktır.
Hem muhalefet hem de iktidar atışmaları da umarım Silivri’ye yarar.