Silivri bir yılı aşkın süre önce sandık başına gitti ve bir karar verdi. Silivri’yi yönetecek iradeyi, diğer rakibine 16 bin 205 oy gibi tarihi fark atarak belirledi. Bu tarihi farkı ben demiyorum sandık sonuçları diyor.
2024 yılının Mart ayı başına kadar “başa baş” bir şekilde ilerleyen süreç, nasıl oldu da bir anda sandıkların patlamasına sebep oldu?
15 Aralık 2023 tarihinde “Volkan Yılmaz’a notlar” (okumak için tıklayın) başlığıyla yayınladığım köşe yazım, o günkü atmosferi, kulislerde konuşulanları anlatmış, “Yılmaz'ın yenilgisine” dair görünen manzarayı aylar öncesinden resmetmişti adeta…
Kısaca özetleyecek olursam yazıda; Eski Belediye Başkanı Yılmaz’ın AK Partililere olan mesafeli tutumu, o günkü MHP ilçe başkanı Zafer Yalçın’ın kişilere, kurum başkanlarına ve belediye müdürlerine olan tavırları, üslupları ve gereksiz tepkileri, sanayicilere çektirilen işkence, çeşitli bağış zorlamalarına yönelik iddialar, derneklere ve Sivil Toplum Kuruluşlara önem verilmemesi, ciddiye alınmaması ve mikro milliyetçi yaklaşımlar vesaire…
O zaman yazıyı çok uzatmamışım ama böyle böyle uzun uzun gider.
“Eee onca hizmet yapıldı, karşılığı bu muydu” diyeceksiniz. Hizmetten ne anladığınıza bağlı. Ben size söyleyeyim; her gün binlerce Silivri’nin canıyla imtihan edildiği viyadük mü hizmet?
Aynı yol güzergahının sadece kısmi olarak havaya kaldırılması mı hizmet?
Vatandaşları dinlemeden, “Ben ne yaptığımı biliyorum, sıkıntı yok” demek mi hizmet?
Yarım yamalak yapılan Millet Bahçesi mi hizmet?
Gerçek üreticilerin yer almadığı, Köy Pazarı mı hizmet?
Bunlar gibi onlarcası var. Evet bunlar da hizmet. Ama kime göre neye göre hizmet.
Bakın bu saydıklarım mı yoksa vatandaşın hayatını kolaylaştıran bir kaldırımda rahat yürümesi mi daha iyi hizmet?
Parkta çocuğuyla güvenle oynaması mı daha iyi hizmet ya da konserde bir sanatçıyı dinlerken aldığı haz mı daha iyi bir hizmet?
“Hizmet hizmettir” demek doğru değil, eksik veya yanlış hizmet de olur! Kimse birbirini kandırmasın.
Size söyleyeyim en büyük hizmet, gönüle girmektedir!
Volkan Bey ve yanından ayırmadığı, kapı kapı yanında gezdirdiği arkadaşları gönüllere girememiş. Geçen gün Metropol FM’de Kamil Bilici röportajında duayen siyasetçi Metin Karakaş da aynısını söyledi: “Evet, Volkan Yılmaz güzel işler yaptı ama ben artık bu hizmetten ziyade bana dokunan, düğünüme, cenazeme gelen, insani yönüyle öne çıkan birini belediye başkanı olarak görmek istiyorum.”
Karakaş gibi onlarcası var Silivri’de ama gel gör bunu anlat anlatabilirsen!..
“Tekrar adaylık istiyor” anlamları çıkarılan ziyaretlerin tam olarak sebebi nedir? MHP İlçe Başkanı Hakan Bakmaz bu konuda ne düşünüyor mesela?
Milliyetçi Hareket Partisi 56 yıllık bir çınardır. Silivri’de her zaman tabanı seçmeni vardır. AK Parti seçmeni de her zaman olacaktır. Yani sağ seçmen Silivri’de yeri gelir yine etkili olabilir ama bu isim Volkan Yılmaz ile pek mümkün görünmüyor. Sebebi de az önce söylediğim nedenlerden.
Bu mantıkla hareket edildiği sürece, şu ülkede kırmızı kar yağsa dahi Silivri’de Volkan Yılmaz ve arkadaşlarının dönemi bir daha açılmamak üzere kapanmıştır.
Meclis toplantılarına katılmak dışında Silivrililere dair bir samimiyet bağı kuramayan şuanki bazı meclis üyeleri bırak seçilmeyi veya aday gösterilmeyi, hatta bir daha grup kurma şansı bile yakalayamazlar.
Sen vatandaşa koşmayıp, uzaktan el sallayıp yanından geçersen, o vatandaşın eli de, elini sıkana gider. Sana belki yüzü güler, ama sandıkta gereğini yapar!
Önceden hep derdim ya arkadaş o kadar hizmet var nasıl olur böyle diye. Mesele büyük hizmet değil, küçük dokunuşlarla küçük hizmetlerle büyük gönüller fethetmekmiş!
Evet farkın çıkmasını okudukça anlıyorsunuz aslında. Daha fazla örnek vermeme gerek yok ama yine de bir örnek belirteyim.
Silivri Belediyesi’ni işte bu tarihi farkla kazanan Bora Balcıoğlu, göreve geldikten sonra kendisiyle hemen hemen aynı yaşlarda bir personeli arıyor ve şu ifadeyi kullanıyor; “Ağabey böyle böyle bir şey düşünüyorum, ne diyorsunuz, bunu bu şekilde yapabilir miyiz” gibi cümleler kuruyor.
Bunu demesine gerek var mı? Bence yok. Ben olsam ben demem. Şöyle de diyebilirdi; “Kardeşim, bu işi bu şekilde yapın.”
O personelin bana bunu anlatırken gözlerindeki duygusallığı gördüm ben. O gözler ne diyordu biliyor musunuz; “Ben insan yerine koyuluyorum, seviliyorum, saygı duyuluyorum.”
Yeri gelince bu örnekleri vermeye devam edeceğim. Şimdilik bu kadar.
Daha fazla bir anlatım yapmama gerek yok sanırım.
Kalın sağlıcakla…
Bora başkanın bir sözünü hatırlatırım, Silivri yi birlikte yöneteceğiz.İşte Silivri Halkının da tam olarak istediği bu halkın içinden Silivri’nin evladı bir başkan geldi ve bu halk ile Silivri ye güzel yerinde hizmetler ediyor.Zaten seviliyordu şimdi dah da çok seviliyor.Allah yolunu açık etsin