Silivri Belediye Meclisi, geçtiğimiz Cuma günü 2024 yılı bütçesini görüşmek üzere toplandı. Belediye Başkanı Volkan Yılmaz’ın sunumuyla başlayan toplantı, CHP Grup Başkanvekili Melih Yıldız’ın muhalefet dolu konuşmasıyla devam etti. Yıldız, halkın kendilerine verdiği muhalefet görevini yaptı.
Doğrudur, yanlıştır birçok konuda Volkan Yılmaz’ın politikalarını eleştirdi.
4 buçuk yıl da CHP grubundan ilk defa bu denli bir muhalefet gördük. Bunun sebebi tamamen önümüzdeki yerel seçimler tabi ki.
Bora Balcıoğlu sokaklarda, Melih Yıldız ise mecliste kendisini ön plana atarak, adaylık için yarışta gözükme çabasındalar.
4 buçuk yıl da sergilenen muhalefet ile Cuma günü yapılan muhalefetin başka bir açıklaması olamaz.
MECLİSİ TERK ETMEK NE KADAR DOĞRU?
Partileri açısından başarılı bir muhalefet yaptıktan sonra, meclisi terk etmek ne kadar doğru?
Melih Yıldız konuşmasında demediğini bırakmadı. Yılmaz’ı vizyonsuzlukla, beceriksizlikle suçladı.
Sessiz, sakin usulce Yıldız’ın konuşmasını dinledi Yılmaz.
Sıra kendisine gelecek, denilenlere tek tek cevap verecekti çünkü.
Volkan Yılmaz, eleştirilere tek tek cevap veriyordu ki Melih Yıldız, araya girerek konuşmayı kesti. Yılmaz, “Ben sizin sözünüzü kesmedim, siz de benim kesmeyin dinleyin” dedi.
Yıldız da “Dinlemek zorunda değiliz” değince olan oldu, Volkan Yılmaz’da kapıyı göstererek isterlerse çıkabileceklerini ima etti.
Böylece Yıldız, CHP’li üyelere “çıkıyoruz” dedi ve meclisi terk ettiler.
YILMAZ BOŞ KOLTUKLARA BAKARAK KONUŞTU
Haklıdır haksızdır, bunun kararını seçmenler ve CHP’li vatandaşlar karar verirler. Belediye meclislerinde bu manzaralara ara sıra rastlıyoruz. TBMM’de İBB’de veya diğer belediye meclislerinde olabiliyor.
CHP’nin iddialarına cevap veren Yılmaz, muhalefet olmadan boş koltuklara bakarak konuştu.
Ortada bir hakaret, küfür, aşağılama yokken CHP grubunun meclisi terk etmesi bence doğru değildi. Yıldız’ın saydığı onca iddia varken, cevabı dinlemeden gitmek ‘Çamur at izi kalsın’ siyasetinin vücut bulmuş hali oluyor maalesef.
Halkın oylarıyla, halk adına orada bulunduklarını unutmamaları gerek. Halk isterse zaten sizi o meclise bir daha sokmaz, terk etmek ne ola?
***
BALCIOĞLU HAK PEŞİNDE!
Sosyal medyada dolaşırken, Bora Balcıoğlu’nun esnaf ziyaretleriyle ilgili bir video önüme düştü. Vatandaşlardan Balcıoğlu’na karşı büyük bir teveccüh olduğu kuşkusuz. Bunu inkar etmek körlük olur. Ancak Balcıoğlu’ndaki bu ‘hak’ savaşı onu nereye sürükleyecek merak ediyorum.
Neye göre, kime göre bu hak.
Her fırsatta ‘Az kaldı, hakkımızı alacağız’ diyor.
Mesela Melih Yıldız’ın, Berker Esen’in, Doruk Bulut’un ve herhangi bir CHP emekçisinin böyle bir hakkı yok mu?
Balcıoğlu vatandaşa diyor ki; “15-20 yıldır cefasını çektik, edebiyatını başkaları yapmaya çalışıyor. Buna müsaade etmeyeceğim. Her şeyin farkındayım.”
Balcıoğlu, adaylığı sadece kendi hakkı olarak görüyor.
Melih Yıldız’da adaylık için yoğun bir kafa yoruyor. Doruk Bulut kendisini ön plana atmadan, sessiz sakin ve akılcı bir şekilde süreci yürütüyor.
Bakalım kurultay sonrası bizleri neler bekliyor.