Volkan Yılmaz’ın 2024 Yerel Seçimlerini kaybetmesinin ardından Silivri’de siyasi partiler ivme kazandı. Nasıl mı?
Silivri’de Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), yerel iktidar iddiasını 2019’a kadar hissettirememişti. Hatta kimi seçim dönemlerinde siyasi pazarlıklarla adı geçen bir parti olarak kamuoyuna lanse edilmişti. Ta ki 2019’a kadar…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ittifak sebebiyle partisinin birçok aday adayı olmasına rağmen ilçeyi MHP’ye bıraktı. Evet buna zemin oluşturuldu ve aday Volkan Yılmaz oldu. Özcan Işıklar’ın 3. dönemini istemeyen parti içi muhalefet, Selami Değirmenci’nin DSP’den aday olması derken ortaya çıkan boşlukla Volkan Yılmaz, oyların çoğunluğunu alarak Belediye Başkanlığı koltuğa oturmuştu. O günden sonra, MHP yerel iktidara gelince gücü ve popülerliği arttı, bu kez AK Parti’nin kaderi düşüşe geçmek oldu. Düşünün ki genel de iktidarsınız ama yerelde muktedir değilsiniz! İlçe başkanlarının veya çeşitli olumsuzlukların sonucu olsa gerek diyerek kısa geçiyorum. Yoksa bunun görünen görünmeyen sebeplerini günlerce tartışabiliriz!
*
2019’dan 2025’e kadar AK Parti Silivri’nin görüntüsü, etliye sütlüye karışmayan, hükümetin ilçeye kazandırdığı yatırımlarla dahi alakadar olmayan bir parti şeklindeydi. İstek, heyecan, heves hak getire!
Ancak AK Parti teşkilatı, Sami Barlas ile birlikte 2 ay da büyük bir yükseliş yaşıyor.
Peki Barlas ne yaptı da adeta elektrikleri kesilmiş, mühürlenmiş, ışıksız kalmış, üzerine ölü toprağı örtülmüş; ittifak ortağı ile tarihi hezimete uğramış AK Parti’yi tekrar aydınlatır ve sempatizanlarına umut vaat eder hale getirdi?
Aslında çok bir çaba sarf etmedi. Ayrılanı, küseni, darılanı tek tek ziyaret etti, kimisini ana kadrosuna dahil etti, kimisinin gönlünü aldı. Bugün şuan şu dakika kalkın gidin parti binasına, hatırı sayılır bir kalabalık göreceksinizdir. 2 ayda partiyi insanların tekrar gidebileceği bir kapı haline getirdi.
Silivri’de sadece üyelerin, siyaset yapanların yolu değildir siyasi partiler. Darda zorda olan, kendine veya ailesine çare arayan insanlar da siyasi parti merkezlerine gidiyor. Her işi belediye çözmüyor, kaymakamlık çözemiyor. Bakanlar var, milletvekilleri var, cumhurbaşkanı var.
Diğer yandan Hüseyin Turan ve Rıfat Kutlu İstanbul il yönetimine girdi. Tülay Kaynarca, genel merkez yöneticisi olarak görevini sürdürüyor. Dolayısıyla ilçe siyasetinden tanıdığımız bildiğimiz isimler üst düzey görevlere getirildi.
Başka bir detay ise, geçmişte unutulan veya vefasızlık edilen, kalbi kırılan kim varsa gönülleri alındı Barlas tarafından.
Silivri’deki bazı önemli isimleri de önümüzdeki günlerde tekrar partiye davet ederek, rozetlerini takacağına dair kesin bilgiler mevcut.
Ee hal böyle olunca tüm gözler AK Parti üzerinde, MHP Silivri’de tekrar düşüşe geçti algısı var. Şuanda mecliste grubu bulunan MHP’nin, ittifak devam etmediği takdirde 2029’da böyle bir şansı da kalmayacak. İttifak devam ederse, muhtemel aday AK Parti’den çıktığında, meclis listelerinde yapılacak pazarlıkla 2 veya 3 kişi AK Parti’den seçilip MHP’ye tekrar geçecektir.
Silivri’ye ne katarlar bilmem ama MHP’nin ilçe siyasetindeki etkinliği düşüyor algısı var.
Çok ilginç gelebilir, AK Parti’yi Silivri sahasında düşüşe sürükleyen süreçte MHP’li Volkan Yılmaz iktidarı vardı, yarın MHP’nin etkinliğini azaltmaya sürükleyen süreçte AK Parti olacaktır.
Şuan ki ilçe başkanı Hakan Bakmaz, partiyi Silivri’de ayakta tutma derdinde, ancak onunda uzun yıllar görevde kalacağını öngörmüyorum. Bir sonraki yerel seçime kadar kalsa dahi sonrasında görev devredecektir.
Sami Barlas’a dönecek olursak, özellikle söylemem gerekiyor, henüz tam anlamıyla bir muhalefet görevine başlamadı. Açıktan, direkt Bora Balcıoğlu’nu hedef almıyor. Şuanda dolaylı yoldan, meclis üyeleri üzerinden ilerliyor. Muhalefet görevi aydan aya bekletilerek sadece meclis çatısı altında, meclis üyeleri tarafından gerçekleştiriliyor. Hep deriz milletimiz balık hafızalı diye, 25 günde bir söylenen sözler çok çabuk unutulur!
Barlas şuanda önemli günlere yönelik etkinlikler yaparak atmosferi, sahayı tartıyor. Hep böyle devam etmeyecektir herhalde!
Siyasi partiler, basınla küsmüş gibi davranmaktan vazgeçmeli, toplantılar düzenlemeli.
Sosyal medya güçlü ancak siyaset sadece sosyal medya hesaplarından dönmüyor. Göreve gelen parti başkanları basın toplantısı yapmayı düşünmüyor mu acaba? Yapılmamasının sebebi söylenecek herhangi bir şey olmaması mı?
Herkes sosyal medyaya gömülmüş durumda, artık kafaları kaldırıp, siyaset yapma vakti…