Silivri’de yıllardır gazetecilik yapıyorum. Hem alaylı hem mektepliyim. Bu meslek bize babadan geçti ve bu onurlu mirası yaşatıyoruz. Mesleğe filen başladığım yıllarda hazırladığımız sayfalar 4 parça aydınger kağıtlara çıktı alınır, şablonlar oluşturulur, matbaada kalıplar yapılır ve sonra baskıya geçilirdi. Yani öyle bir nesilden geliyorum. Sonrasında dijitalleşme başladı ve onun da kolaylığını gördük.
Çok şükür haber bulma, haber yazma, fotoğraf çekme, bilgisayar programlarında mizanpaj yapma (Ego olmasın ama çok iyi derecede Quark XPress kullanırdım) basıya gönderme, aydıngerden şablona oturtma, CTP çıktı baskıya girme, matbaadan alıp, sabah güneş doğmadan kapı kapı gazete dağıtma gibi çok şükür her aşamadaki tozunun dumanını, mürekkebinin lekesini tattım, gördüm, yaşadım. Yetmedi, günümüzde geleneksel medyadan yeni medyaya geçilirken, gittim Karabük Üniversitesinde Radyo ve Televizyon Programcılığı Bölümünü birincilikle bitirdim. Kocaman bir emek, alın teri, tecrübe ve eğitim var.
Yani birisine bir şey söylerken, geçmişte yaşayıp gördüklerimizi referans almam yeterlidir.
Bugün eleştiririz, yarın öz eleştiri yaparız. Kaldı ki sabit bir bakış açısına sahip değilim. Doğruya doğru, eğriye eğri diyebiliyorum. Kimseye bir eyvallahım yok. Ekmeği de rızkı da çaba gösteren herkes Allah’ın nasip ettiği kadar kazanabiliyor. Bu yüzden siyasetçiler eleştirilirken kendilerini dev aynasında görmesinler, eleştirilmenin güzel bir şey olduğunu anlasınlar. Bugün eleştirilir yarın takdir edilir. Bir eleştiri yapılırken de herkes bu eleştirinin doğru olduğunu zaten söylemez, söylerse eleştiri, eleştiri olmaz. Kimi “doğru” diyecek, kimi “hayır katılmıyorum” diyecek. Demokrasi de zaten o hakkı vermiyor mu sizlere ve bizlere?
Şu siyasilerin başına ne geldiyse “harikasın, süpersin” diyenler yüzünden gelmedi mi? Onu söylemeye çalışıyoruz. Aynaya bakmayan, kendini görmeyen, hataları telefi etmeyen herkes yenilir.
Mesela ben bir köşe yazısında birini eleştiriyorum, muhatabı da arayıp konuyu anlamından koparma gayretiyle “Sen de şöyleydin, böyleydin” diyor.
Atalarımız ne demiş;
“Kendi gözündeki merteği görmez, elin gözündeki çöpü görür.”
Anlamayana bir atasözü daha; “İğneyi kendine batır, çuvaldızı başkasına.”