Silivri Belediyesi Şubat Ayı 2’nci Birleşimi dün gerçekleştirildi. Dördüncü maddeye kadar olağan seyrinde ilerleyen mecliste ufak bir gerilim yaşandı. Devlet Hastanesinin yanında bulunan otoparkın ücret tarifesinin sağlık çalışanlarına uygun olarak revize edilmesi maddesi CHP, MHP ve AK Partili meclis üyeleri tarafından oy birliği ile ret edildi.
Karara Belediye Başkanı Bora Balcıoğlu, “Ben olsam zimmet de çıksa evet derdim” diyerek ufak bir sitemde bulundu.
Komisyon üyesi AK Partili Salim Çavdar, Balcıoğlu’nun konuşmasının ardından söz istedi ancak Balcıoğlu, “Söz almak isteyen var mı dedim, almadınız” diyerek gündem maddesi geçtiği için söz vermedi. Israrla söz isteyen Çavdar, Balcıoğlu’na “Senaryo çiziyorsunuz” dedi.
Çavdar, Başkan Balcıoğlu’nun komisyon raporundan haberi olduğunu ancak haberi olmamış gibi tepki gösterdiğini ima etti. Balcıoğlu da “Tabi ki haberim var” dedi.
Aslında mecliste çıkan tartışmanın ilk ayağı bu sözler oldu.
Ardından Gençlik ve Kültür Merkezi’ne geldi konu. Olayı kısaca özetleyecek olursam. Silivri Belediyesi, kaba inşaatının büyük bir çoğunluğunu tamamladığı projenin ince işçiliğini maddi yükten kurtulma adına İBB’ye yaptırmak istiyor. Balcıoğlu, görüşmeleri gerçekleştiriyor ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan söz alıyor. Ardından İBB ile Silivri Belediyesi arasında projenin tamamlanması adına bir protokol hazırlanıyor.
Protokol metni “çok iyi niyetli” olarak hazırlanmış. Protokoldeki en büyük eksik (muhalefette bunun üzerinde ısrarla duruyor) herhangi bir proje bitiş süresinin olmaması. Ancak buna karşın Belediye Başkanı Balcıoğlu sözlü olarak projenin 1 yıl içerisinde tamamlanacağını, söz aldığını ifade ediyor. Muhalefette kısaca diyemese de şunu belirtmek istiyor; “Söz uçar yazı kalır, bu protokolün içerisi boş. Herhangi bir yaptırım, hak, hukuk yok.”
MHP’li Sultan Aşkın, AK Partili Semanur Kepenek ve Celalettin Yazıcı’nın tek tek ne dediklerini yazmama gerek yok. Ortak noktaları şu; “İBB şartlı hizmet getiriyor, protokol yetersiz, süresi belli değil, İBB’nin talep ettiği giriş kat ve üçüncü katta ne yapılacak?”
Uzun uzun konuşmaların özü bu.
Ben açıkçası Gençlik ve Kültür Merkezi konusunun bu denli tartışmalara sebep vereceğini düşünmezdim. MHP’li Aşkın, “Endişe” duyduklarını ifade etti. AK Partili Kepenek, insanlarla ilk temasın sağlanacağı giriş katın neden verildiğini sordu. AK Partili Yazıcı da şu ifadeleri kullandı; “İBB ile Silivri Belediyesi ayrı partiden olursa, altı başka parti üstü başka parti. Burada sağlıklı bir faaliyetten bahsedebilir misiniz? İBB o hesabı yapmış düşünmüş.”
Olay sanki Gençlik ve Kültür Merkezi değil de tamamen siyasiymiş gibi ortaya çıktı. Merkez yapılacak mı benim için o önemli. Giriş katına İSMEK gelmiş, Kütüphane gelmiş veyahut İBB’nin başka bir birimi gelmiş çok mu önemli? Asıl mesele Ekrem İmamoğlu gibi bir hava esti. Vallahi Silivri, Kültür Merkezine hasret. Kim reklam yaparsa yapsın. Vatandaşın umurunda da değil.
Yazıcı’nın dediği gibi farz edelim İBB AK Parti’ye geçti, Silivri CHP’de kaldı ya da tam tersi oldu. Kültür Merkezindeki etkinliklerin partizanlıklarla ne alakası var anlamadım.
Kültür Merkezini bir kenara bırakıp, hem gazeteci hem de Silivrili vatandaş olarak değerli muhalefet meclis üyelerine birkaç soru sormak istiyorum. Silivri’de binlerce insan sağlıkla ilgili problem yaşıyor. Hastane yetersiz kalıyor, doktor yok, sıra bulunamıyor… Araştırma Hastanesi gelecek mi?
“Silivri’nin iki yakasını bir araya getiriyoruz” diyerek başlanan, seçim dönemi hızlandırılmış bir şekilde kısmi tamamlanan Viyadük projesinin altından geçen binlerce insanın can güvenliği nasıl sağlanacak?
Hükümet Konağı altında olduğuna inanılan ama bir türlü hizmete alınmayan otoparkın akıbeti ne durumda?
Bırakın lütfen İBB’nin Kültür Merkezi’nin giriş katına, üçüncü katına açacağı iştiraki. Gerçekçi olalım, Silivri’nin çözülmesi gereken daha önemli problemleri de var. Onlara dönelim.
HAYIR DİYEMEDİLER!
Celalettin Yazıcı, basın mensuplarına seslenerek, “Konuyu tüm açıklığıyla aksettirmek sizin boynunuz borcudur” dedi. Orada cevap verme fırsatım olsaydı, “Bizim birçok konu boynumuzun borcu da sizin değil mi?” derdim.
Sayın Yazıcı, basına seslendi ardından da meclis üyelerine seslenecekti ki Balcıoğlu sert bir dille devreye girdi. Çocuk azarlar gibi azarladı Yazıcı’yı…
Ne dedi peki Yazıcı…
Pazartesi günü CHP’li Mehmet Keleş’in “Allah utanma duygularını almış” sözleri ne denli hakaret ise Yazıcı’nın da “Genel politikayla alakalı konularda ucuz kahramanlık peşinde takla atanlar” sözleri bir o kadar hakarettir.
Balcıoğlu’ndan bu tepkiyi de beklemiyordum. Yazıcı, bu tepkinin saygısızca olduğunu belirterek grubuna “Haydi kalkın” dedi ve Cumhur İttifakı üyeleri hep birlikte salonu terk etti.
Şu meclis terk etme huyumuzdan bir vazgeçemedik. AK Parti ve MHP grubu yaklaşık yarım saat boyunca neden gündem maddesine “hayır” dediklerini anlatıp, oy kullanamadı.
Hal böyle olunca ne oldu? CHP grubu mecliste tek başına kaldı ve kavga edilen gündem maddesi oy çokluğuyla değil, oy birliğiyle geçmiş oldu…
Şimdi kavga neden oldu, sonucu ne oldu?