Geçen gün sevdiğim bir arkadaşım ile mesajlaşıyoruz…
Sohbet, çayır çimen derken, konumuzun dışında farklı bir ekran görüntüsünü bana yolladı ve ekledi; “Oku bakayım, yazıda bahsi geçen kahramanlar kim?"
Tabi beni hafif bir gülümseme aldı ki sormayın… Ama yine de ciddi bir cevap vermek zorundan olduğum için bende kendisine “Kalko ile Işıklar” dedim. Bana kocaman bir alkış işareti yollayarak tebrik etti.
Duymayan kalmadı zannediyorum değil mi? Silivrispor’u 2. Lige taşıyarak büyük bir başarıya imza atan Ümit Kalko’ya, siyasi operasyon çekerek olağanüstü kongre kararı aldıran Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, ne yaptı ne etti, Silivrispor Başkanlığını Kalko’dan aldı. Gerek kongre süreci, gerekse kongreden sonra ortalık öyle karıştı ki; neredeyse ilçede başka bir OHAL ilan edildi. Derinlemesine çok fazla konulara girmeyi arzu etmiyorum çünkü bana kalırsa içi bomboş mevzular. Ben bardağın dolu tarafından bakmak istiyorum.
Tartışmaların en hararetli olduğu o günlerde mevcut başkan Akgün Duru’ya defalarca söylediğim bir söz vardı; “Akgün ağabey bu işe girme!.. Yanlış zamanda yanlış yerdesin.”
Her defasında uyarıda bulundum, hatta bulunduk. Kendine göre çeşitli sebepler sunarak öyle ya da böyle kongrede aday oldu ve Silivrispor’un başına geçti. Geçti geçmesine de geldiğine, geleceğine bin pişman oldu. O günden beri ne kendi yüzü, ne de takımın yüzü bir türlü gülmüyor. Silivrispor’un şu anki halini görüp de üzülmeyen kimse yoktur herhalde. Geçen sene ligde rüzgar gibi esen bu takımdan, geriye sadece enkaz kaldı dersem pekte abartmış olmayacağım… Neyse, konum da bu değil zaten.
Bu işin başına dönecek olursak, merak ediyorum da Ümit Kalko ve Özcan Işıklar arasındaki husumetin nereye varacağını hesap edenlere “barıştılar” şeklinde haber gittiğinde, kimlerin ateşi başına vurmuştur? Aslında tahmin etmek hiç zor değil. En azından kendi adıma isim isim sayabilirim… Evet, tekrar etmekte fayda var. Özcan Işıklar ile Ümit Kalko, BARIŞTILAR!
Öncelikle şunu bilin: "Oturmuşlar yemek yemişler, yok efendim kahvaltıda bir araya gelmişler, başkan Mektebim’i ziyaret etmiş" gibi şehir efsaneleri ortalıkta dolaşıyor, inanmayın! Durun yahu telaş etmeyin, o kadar ileri gitmediler henüz… Telefonda yapılan kısa bir ön görüşme ile karşılıklı iyi temenniler şimdilik ön planda. Ama kısa bir süre içinde yan yana göreceğiz, merak edenlere şimdiden duyurulur. Peki, şimdi ne olacak?
Bu barıştan kim kazançlı çıkacak?
Bu barışın amacı var mı?
Madem barışacaktınız, neden bu kadar tantana yaptınız?
Kardeşim, millet bunların yüzünden birbirini yedi.
Şimdi kalkmışlar hiçbir şey olmamış gibi can ciğer kuzu sarması mı olacaklar?
Hani iki cihan bir araya gelse, bunlar bir araya gelmezdi?
Gelirler kardeşim gelirler… Daha durun bunlar başlangıç inanın! Dostluklar kavgayla başlar diye eskiler dememiş mi? Filler tepişir, çimenler ezilir diye uyarmamışlar mı? Bana kalırsa bu barışın tek bir amacı var, oda şu sözlerde saklı; “Hiç, çoban koyunu güder mi dağda, olmasa gözleri süt, yoğurt, yağda.”
Bu sözlerde öyle bir mana yüklü ki tüm olayı özetliyor aslında. Bundan sonra ne olacak?
Valla Özcan Işıklar, bana kalırsa çok büyük risk aldı diyebilirim. Çünkü bu kavga sürecinin başlamasına en büyük sebep kendisi olduğu için belirli bir kesimden (Kale Mahallesi) özellikle, barışma olayına hiç ama hiç sıcak bakmayacaktır. Işıklar’ın en büyük destekçileri olan mahalle eşrafından tepkilerin geldiğini zaten birkaç gündür duyuyoruz. Ama bu savaşta Özcan Bey’in siyasi olarak verdiği zayiat öyle fazla ki, mahalle eşrafını pek umursamadığı ortada bence…
Peki Kalko? Elinden zorla alınmış bir yönetimin ardından kendisine haksızlık yapıldığını savunan çok ciddi bir cenahtan tepki alacaktır. Belediye Başkanına bir mahalle destek verdiyse, Kalko’ya tüm Silivri hak verdi. Bunu nasıl anlatır bilemem ama inşallah makul bir açıklaması olur.
Burada asıl üzüldüğüm ne biliyor musunuz? En başından beri Akgün Duru’dur. Özcan Işıklar’ın desteğiyle getirildiği yönetimde bir türlü başarıyı yakalayamaması, hem ticari, hem de kendi kariyerinde çöküntüye uğraması, yetmezmiş gibi birde Kalko ile Işıklar’ın barışması, vallahi taş olsa ortadan ikiye ayrılır! Son söz olarak her ne kadar adına barış dense de ben kalkanların halen devrede olduğunu tahmin ediyorum. 'İki cambaz bir ipte oynamaz' diyip, bu barışın bir an önce fotoğraflanmasını beklediğimi de ekleyerek, hepinize hayırlı bir hafta sonu diliyorum…
Kalın sağlıcakla...