Geçen hafta başında Silivri Belediye Meclisine getirilen gündem maddeleri içerisinde hiç kuşku yok ki en dikkat çekici olan madde başkan beye "borçlanma yetkisi" verilmesiydi. Peki nereye borçlanacak başkan bey? Kamu ve özel bankalara.. Neden borçlanacak? Durun anlatayım efendim:
Özcan Işıklar, yaklaşık 7 yıldır Silivri'nin Belediye Başkanlık görevini yürütüyor. Bu süre zarfı içerisinde gerçekten belediyecilik anlamında ilçeye çok ciddi hizmetlerde bulundu. Bunları başlık halinde yazmaya kalksak bu satırlardan epeyce bir yer ayırıp bölüm bölüm sizlere sunmamız gerekiyor. Ama ben sizlere kısaca önemli olduğunu düşündüğüm bir kaç ana başlığı söylemeyi uygun buluyorum.
*Şehir içindeki yollardan asfaltı söktü yerine taş döşedi!
* Kaldırımlar, bir kaç çocuk parkı, çiçek ve bol bol festival...
*Meydan düzenlemeleri ile birlikte din turizminin canlanması adına atılan atılımlar vs... vs...
***
Bunlar yerel bir yönetimin ilçe adına yapması gereken başlıca ana hizmetlerindendir. Bu hizmetlerin para ile karşılığı trilyonlar ile ölçülemez kıymetli okurlar. Ama Silivri Belediyesinin başında oturan sevgili başkanın engin tecrübe ve kabiliyeti (!) sayesinde gelmez denilen bu yatırım ve hizmetlerin bir bir gerçekleştiğini görüyoruz. Yoksa öncelik sırasına göre ilçede yapılması gereken temizlik, sosyal ve kültürel değerlerin canlanması veyahut korunması, kültür merkezi, otopark, trafik, esnafın daha refah bir çalışma ekonomisine katkıda bulunmak gibi "olmasa da olur" hizmetlerin hiçte önemi yok bence... Şimdi gelelim asıl meselemiz olan başkan beyin neden borçlanmak istediği kısmına.
Özcan Işıklar 2009 yılında Hüseyin Turan'dan devraldığı belediyenin (kapanan belde belediyeleri) ile birlikte toplam 38 milyon (eski parayla trilyon) borcu vardı. O dönem yeniden yapılandırılan borcun miktarı 25 milyon kadar düştüğünü hatırlıyorum. Ve enteresan bir bilgi daha vermek gerekirse, 2009'un Mayıs ayındaki emlak gelirleri ile birlikte 10-15 milyon kadar daha düşerek neredeyse hiç borçsuz bir belediyemiz olacaktı. Tabi bu hesaplama eski başkan Hüseyin Turan'ın başında olduğu bir belediyeydi. Şimdi buradan o dönem yapılan yatırım ve hizmetleri tekrarlamayacağım ama "marifet iltifata tabiidir" diyerek basit bir örnekte vereceğim. Özcan Işıklar'ın ahkâm kestiği meclis salonu başta olmak üzere Silivri Belediye Binası Hüseyin Turan'ın imzasını taşıyor. Şimdi diyeceksiniz ki belediye binasını İBB yaptı. Hayır kardeşim! Kaba inşaattan sonrasını belediye kendi imkânları ile inşaatı tamamladı. Kaldı ki o zaman şimdiki gibi belediyenin bütçesi 160 milyonlarda filan değildi. Bakınız Özcan Işıklar bugün yaklaşık 160 milyon bütçesi olan ve 115 milyon da borçlu bir belediye yönetmektedir. Evet, yanlış okumadınız tam 115 milyon borcumuz var sevgili Silivrililer...
7.5 daha eklenince 122 milyon 500 bin borç olacak...
7 sene önce neredeyse borçsuz aldığı bir belediyeyi, engin tecrübe ve yönetim tarzıyla (!) 115 milyon borca sokarak batırma noktasına getiren bu zatı muhteremi kucak dolusu sevgiler ile ilk önce selamlamak istiyorum müsaadenizle...
***
Biraz önce saydığım "dev yatırımları" nasıl ve hangi bütçe ile yaptı bilmiyorum ama gerçekten gülüyoruz ağlanacak halimize. Kıymetli dostlarım, değerli Silivrili hemşerilerim, demokrasimizin gereği olarak tabi ki seçilerek görev başına gelen bir belediye başkanına saygı duymak önceliğimiz olmalıdır. Fakat bu tevazu birilerini şımartacak ve "ne oldum delisi" konumuna getirecek kadar ileri gitmiş ise kimse kusura bakmasın o koltuk, o makam, o belediye, kimsenin babasının çiftliği değildir. Halk sana sadece orada otur diye oy vermiyor! Hesap da vereceksin... Gerekirse ağır bedeller ödemek suretiyle sana emanet edilen mazbatanın elinden alınması pahasına hesap vereceksin, vermek zorundasın! Batık bir belediye başkanı olarak halen meclisten 7.5 milyon daha borçlanacağım diyerek yetki istiyorsun ama, neye ve ne için borçlanacağını söyleme gereği duymuyorsun! Borçlanma yetmiyor gibi çatır çatır arsa satıyor, tarla satıyor belediyenin mallarını resmen alacaklılara dağıtıyorsun! Sen Silivri Belediye Başkanı olarak sorulara cevap vermek yerine her zaman yaptığın genel siyaseti malzeme yapıp, "hükümet kötü" politikası ile işin içinden sıyrılma hamlelerin ile yırtacağını sanıyorsun. Nereden çıktı paradan 6 sıfır atma muhabbeti? 6 sıfır atılmayaydı borç olmayacak mıydı? Senin belediyeyi batırmandaki sorun 6 tane sıfır mı? Simit ve çay örneği vererek 160 milyonluk bütçesi olan bir belediyeyi hangi ve ne şartlarla mukayese etme gayreti içerisine girdin sen? Simidin kaç para olduğu yönünde bir fikrin bile olmadığını canlı canlı tüm Silivri izledi. "75 aydır buradayım, maaşlarda 1 ay gecikme olmadı" diyorsun ya hani! O kadarını da yap bari bir zahmet... AK Parti grubuna dönerek "hangi yerde hangi inşaat var" diyerek sözde iş takipçiliği yapıyorsunuz mesajına da ayrı bir gün ayrı bir yazı yazayım da, kim sütten çıkma ak kaşıkmış bir anlayalım olur mu?
Sen önce kendi belediye meclis üyelerin olmak üzere yanında danışman ve yöneticilerinin ayarını ver sevgili başkan? He ben üzerime düşeni satır satır yapacağım merak buyurma... Birde şu çivi muhabbetiniz var hani? AK Partililerin çividen anladığı AVM'ler, yüksek katlı rezidanslar falan filan. Senin çividen anladığın nedir başkan? Zaten sorunda burada bence biliyor musun? Başakşehir örneği verdiğin gibi; "Ben de gider imar ve şehircilik bakanlığına dilekçemi verir, plan yapma yetkimi bakanlığa devreder, 30 katlı rezidanslar diktiririm" dedin. Sana bir şey söyleyeyim mi başkan, vallahide billahi de 420 trilyon gelir payından alacağın parayı bir kenara atamazsın da "bana bir şey kalmaz" korkusu seni frenliyor. Velhasıl sevgili başkan, uzun bir yazı oldu, okuyucularımı çok sıkmama adına şimdilik bitiriyorum, ama hafta içi bu konuyu devam ettireceğim. Kamuoyu senden mantıklı bir açıklama bekliyor ve bekleyecek. Silivri Belediyesi'nin borçları ve alacakları, yapılandırılan ve şu andaki ödeme tablosu ile alakalı geniş bir bilgilendirme yapmanızı umuyorum.
ZORLA İMZA DERKEN?
Şahsen ben seçildiğiniz günden bu tarafa en az 3-4 kere ağzınızdan duyduğum için artık kabak tadı vermeye başladı. Belediyeyi devraldığımda personele "tüm sosyal haklarımdan vazgeçiyorum" diye "zorla" kağıt imzalatılmış diyerek, her defasında birilerine mesaj verdiniz. Ben sorumlu bir gazeteci olarak bu kağıt imzalatma olayına da bir açıklık getirmenizi bekliyorum. Aksi halde "yalan" ve "iftira" atarak işin içinden sıyrıldığınızı zannedersiniz. "Belediyeyi devraldığım" dediğinize göre eski belediye başkanı Hüseyin Turan mı oluyor bu zorla kağıt imzalatan kişi? Nasıl zorla imzalatmış, silah zoruyla mı, döverek mi? Yoksa sizin yaptığınız gibi işten çıkarttığınız personelin üzerine zabıtalarınızı salmak suretiyle yerlerde sürükleyerek mi? Ya da elektrik mühendisi hanımefendiyi odasında tekme tokat dövdüğünüz gibi mi? En iyisi buna siz cevap verinde beni de uğraştırmayın boş yere...
Hayırlı haftalar...