Geçen gün çok sevdiğim bir dostumla çay içerken, konu döndü dolaştı ekonomik sorunlara geldi. Malumunuz uzun süredir ekonomik sıkıntılar içerisinde debelenip duruyoruz. Yukarıdan aşağıya etkilenmeyen sektörün olmadığı bu dar boğazdan nasıl çıkacağımızı herkes gibi bende ciddi ciddi düşünenlerdenim. Zincirin halkası gibi ardı ardına gelen çıkmazların hepimizde bıraktığı en kötü vaziyet ise psikolojimizi bozuldu. Huzursuz, mutsuz, ruhsuz bir millet olduk. Tahammülsüz, sabırsız, sinir krizleri geçiren insan modellerini her yerde görüyoruz. Bu bizlere revamı bilemiyorum ama umarım daha fazla sürmez.
Tabi bunca cenderenin içerisinde Devlet’in parasal sıkılaştırma politikaları da ortamı geriyor. Enflasyonla mücadele edeceğiz derken Merkez Bankasının aldığı bazı sıkı kararlar, bankalarında politikalarına yansıyor. Sonuç? Krediler kapandı… Hazır kredilerini bile alamayan iş insanları, işletmeciler, esnaf, vatandaş derken piyasa resmen kilitlendi. Halende böyle devam ediyor. Açıldı, esnetildi şeklinde haberler çıksa da halen ciddi bir problem olarak önümüzde duruyor.
Dediğim gibi birçok sektör bu sorunların sıkıntısını yaşıyor ama en çok konut sektörü etkilendi dersem yeridir. TÜİK verilerine göre son 6 aya bakıldığında bir önceki yıla göre %50’ye gerileyen konut satışı rakamları var. Bunun başlıca sebebi ise kredilerdeki faiz oranları ve akabinde kredilerin iptali olarak sebep sayabiliriz. Öncelikle faiz konusuna bakacak olursak eğer, bankaların konut kredilerinde vatandaşa uyguladığı 2,5 3’lere varan faiz oranları ürkütücü oldu. 5 Milyon TL’ye ev alacak bir vatandaşın cebince en az 2 ya da 3 Milyon TL’yi hazır olacak. Kalanı için çektiği krediye de ortalama 25 ile 30 Bin TL aylık ödeme çıkması da son nokta diyebilirim. Tabi birde krediyi alabilirsen…
Peki sonrası? Hüsran…
Alınamayan her kredi, satılamayan her konut direk veyahut dolaylı yoldan demir, alçı, elektrik malzemesi, trafo, kombi, perde, mobilya, cam, parke, plastik boru, çivi, boya gibi 250 civarında yan sektörü doğrudan ve dolaylı olarak ilgilendiriyor. GSYH içindeki payının %35 olduğu, yaklaşık 6 Milyon insanın ekmek yediği inşaat sektörünün önü açılmalıdır.
Uğur Vergili’den kaç tane var?
Piyasanın kilit olduğu, sektörün durma noktasına geldiği, kredilerin ve faizlerin bel büktüğü bir ortamda her şeye inat; dik duran iş insanlarını da duyuyoruz. Başkent İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Vergili, Silivri’de yeni başladığı “Aslınaz Konakları” ismini verdiği projesinde öyle bir hamle yaptı ki; resmen meydan okudu. Kime? Para ve paranın yöneticilerine…
Kapısına kilit vurulan inşaat firmaları, şantiyelerinde kontak kapatanlar, maliyetleri mazeret göstererek; hak sahiplerine sözleşme yenilemesi gibi mobbing uygulayanları duyuyoruz. Battım, bittim diyerek mazeretlerin ardına saklananları da işitiyoruz. Tabi gerçekten krizden etkilenen halis niyetlileri ayrı tutuyorum. Allah, onların yardımcısı olsun. Sözlerim işgüzarlaradır…
Birde risk alan babayiğitler var. Sektöre can suyu olma gayretine düşenler var. Devletine, Milletine, Vatanına, Bayrağına sevdalı koca yürekli bir adam var. Aslında sektörde uzun zamandır var ama herkes onun adını “Türkiye Tek Yürek” kampanyasında duydu. Deprem bölgesine yaptığı tırlar dolusu ayni yardımların ardından 11 Milyon 500 Bin TL’lik nakdi yardımla günlerce konuşuldu. Tabi bunlar basına yansıyan kısımlar. Birde yansımayan ama çok daha fazlasını yapan isimdir Uğur Vergili. Şimdi de geçtiğimiz günlerde başlattığı bir kampanya ile rakiplerine resmen peşimden gelin mesajı verdi. Silivri projesi olan ‘Aslınaz Konakları’ için 1 Milyon TL peşin, 60 Ay 10 Bin TL taksit, geriye kalan bakiyeyi de son 12 Ay içerisinde kapatma şartıyla; isteyen herkesi ev sahibi yapma derdine düştü. Asıl bomba bu değil! Tüm bunları yaparken kesinlikle banka kredisi kullandırmıyor, faiz uygulamıyor ve güncel fiyatlar üzerinden yürüyor. Şimdi yukarıda bazı örnekler verdim. Banka faizlerinin 2,5 – 3’lere geldiği, aylık ödemelerin 25-30 Bin TL ve hatta üstünde olduğu, hepsini geçtik kredi almanın zorlaştığı, kapatıldığı bir ortamda tüm bunları elinin tersiyle iten bir adama ne denir? Helal olsun denmez mi? Bence denir…
Takip ettiğim kadarıyla Sayın Vergili’nin bu kampanyasından sonra bazı inşaat firmaları da benzer çalışmalar yapmaya başladı. İşte örnek olursanız, risk alırsanız, her şeyi Devlet’ten beklemez, sizde elinizi taşın altına koymaktan geri durmazsanız; emin olun yolda kalmazsınız. Çünkü bu millet, ona dar gününde el uzatanı asla yolda bırakmaz. Unutmaz! Gazi Mustafa Kemal’in dediği gibi; “Vatanını en çok seven işini iyi yapandır.” Şimdi buradan soruyorum Uğur Vergili’den kaç tane var?
İnşallah bu yazıdan sonra çoğalırlar ayrıca takdir ediyorum ugur vergili bey i milleti ve devleti için gerekeni yapmış