Sevgili okurlarım; bugün siyasetin dışında bir konu ile sizlere birkaç kelam etmek istiyorum. Aslında konu içinde siyasetinde kısmen yer aldığı bir mevzu ama ben başka kısımlara dikkat çekeceğim. Bilirsiniz ben bu satırlardan öyle ‘kişisel PR’ yapmam. Yapmayı da uygun bulmam. Bu satırlar benim özelim olduğu için genel konuları ilke edinirim. Bu seferlik affınıza sığınıyorum. Neden mi? İnanın geçerli bir nedenim var. O zaman başlayalım…
Yaklaşık 30 Yılı geçti bendeniz Silivri’de yaşıyorum. Ve gururla söylüyorum ki; ben Silivriliyim…
Bu ilçede ömrüme kattığım birçok güzel işler olduğu gibi çok güzel dostluklarda edindim. Kimisi yeni dostluklar, kimisi eskimeyen dostluklar. Bazı dostlarım ve ağabeylerim var ki nazarımda yeri bir başkadır. Onlardan bir tanesi de Murat Yıldız’dır. Peki, kimdir bu Murat Yıldız?
90’lı yılların başında Kars’tan Silivri’ye gelerek buraya yerleşen kalabalık bir ailenin en büyüğü Murat ağabey... 5 kardeşin en büyüğü dedim ama ben sadece 4 erkeği tanıyorum. 1 tanede ablamız var onu hiç görmedim. Neyse, Rahmetli babası Ethem Yıldız amca o yıllarda vefat etti. (Allah rahmet eylesin) Evin çınarı vefat edince ailenin tüm yükünü sırtlandı. Koca bir aileye bakmanın hele o dönemlerde yaşadığı sıkıntıların ara ara sohbetini yaparız. Ben iyi bilirim ki; gurbet kolay değildir. Hele bazılarımız için zulüm olmuştur. Murat ağabeyde dibine kadar o zulümleri yaşayanlardandır.
2000’li yılların başında Silivri Değirmendurağı dediğimiz bölgede hayata geçirdiği Yıldız Kardeşler Lokantası ile başlayan ticaret hayatı, onun bugün yakaladığı başarının temelleridir. Nasıl mı? Lokantacı Murat kısa süre içerisinde hem kendini, hem işini, hem vizyonunu geliştirdi ve kocaman bir şirket oldu. Lokanta olarak başladığı iş hayatına daha sonra uzun bir süre Maranda Gıda Catering olarak devam etti. Yanlış hatırlamıyorsam 2003 ya da 2004 olacak. Ve o dönemlerde öyle bir atılım gerçekleştirdi ki; Tuzla Piyade Okulu, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, Trakya Üniversitesi gibi çok büyük ihaleler aldı. Bakın bu söylediklerimi lokantacılıktan oralara taşıyan bir adamdan bahsediyoruz. Büyük iş vesselam! Ha bu arada sadece ticaret değil, siyasete de atıldı aynı dönemlerde… AK Parti’nin Silivri kurucular ekibinde yer aldı. Teşkilat başkanlığı gibi önemli bir vazife üstlendi. 2009’a kadar AK Parti’de siyaset yaptı dana sonra CHP’ye transfer oldu. Dönemin Belediye Başkanı Özcan Işıklar’ın A kadrosuna girerek, 5 yıl Silivri Belediye Başkan Koordinatörlüğü görevini yürüttü. Siyasette de güzel bir anı bıraktı. Halen siyasetin aranan yüzüdür. (Kandırmaya çalışıyorum ama yanaşmıyor)
2014’de aktif siyaseti bırakarak ufkunu daha farklı işlere yöneltti. İnşaat sektörüne el atarak başta Silivri olmak üzere; Beylikdüzü, Çerkezköy bölgelerinde ciddi yatırımlar yaptı. Yetti mi? Adam durmuyor kardeşim! Bu seferde market zincirleri kurdu. Sürekli yatırım yaparak hem istihdam hem de milli ekonomiye katkıda bulunma çabasında olan bir adamdan bahsediyoruz. Rahatı sevmeyecek kadar gözü kara birisi.
Geldik günümüze…
Geçen sene bir kafede otururken denk geldik. Sohbet muhabbet derken Çatalca’da bir projeye başladım dedi. Abi nedir ne değildir derken hiçte bilmediğim bir kavramı soktu kafama. Neydi o? Tiny House…
Yani Türkçesi “Minik Ev” dediğimiz minimalist bir yaşam alanı. Çok detaya girmeyeceğim, Tiny House kısmını sizler araştırın ve inceleyin. Çatalca’da başladığı ve adına “Tiny Roof” verdiği şirketinde şu anda tamamlanan ve devam eden toplam 12 projesi var. Ben birçoğuna gittim ve yakinen takip ediyorum. Bu işi Türkiye’de ciddi ve kurumsal olarak yapan ilk 3 firmadan birisi diyebilirim. Yüzlerde kişiyi doğal yaşamla buluşturdu. Müthiş kaliteli ve elit bir müşteri portföyü var. Geçtiğimiz hafta 6-14 Ocak tarihleri arasında beni Tüyap’ta düzenlenen Karavanİst fuarına davet etti. Şirket olarak stant kurmuşlar. Kalktım gittim. Valla ne yalan söyleyeyim bir kez daha Murat ağabeyle gurur duydum. İnanılmaz bir yoğunluk, inanılmaz bir koşuşturmaca… Firma olarak reklam yüzleri ünlü çift Safiye Soyman ve Faik Öztürk’te oradaydı. Ulusal basından bir dünya kanal, magazinciler etraflarını sarmış, zannedersin koca fuarda bir tek onların standı var. Akşam evde oturuyorum haberlerde Murat Yıldız, sabah kalkıyorum TV’de Murat Yıldız, hafta sonu magazinde bakıyorum Murat Yıldız… Sosyal medyada sürekli önüme o çıkıyor. Keyifleniyorum kardeşim!
Şimdi eksik bıraktığım ve atladığım muhakkak konular vardır. Ben yukarıdan aşağıya bildiğim kadarını sizlerle paylaştım. Küçük bir lokanta dükkânından kocaman bir şirkete dönüş. Yüzlerce insana iş, aş kapısı ol, milli ekonomiye katkıda bulun, tüm bunları yaparken de adamlığından, insanlığından, vicdanından hiçbir şey kaybetme. Ben bunu yazarım abi! Bu başlı başına bir hikâyedir. Allah sayılarınızı arttırsın. Sırtınız yere gelmesin. Söz uçar, yazı kalır deriz ya? Bu yazımda kıyıda kenarda kalsın dostlarım. Üzerine koyarak daha nice yazılar yazarız elbet.
Kalın sağlıcakla…