Cumhuriyet Halk Partisi'nin 38'inci Olağan İstanbul İl Kongresi 8 Ekim Pazar Günü gerçekleştirildi. Eski İl Başkanı Cemal Canpolat ile Bahçelievler İlçe Başkanı Özgür Çelik'in aday olduğu kongrede, oyların 342'sini Çelik, 310'unu Canpolat aldı. Toplamda 652 geçerli oy kullanıldı. Genel Merkezin adayı olarak Sayın Canpolat işaret edilirken, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun açıkça destek verdiği Sayın Çelik, İstanbul’un yeni İl Başkanı olarak salondan zaferle ayrılan isim oldu. Kendisine hayırlı olsun diliyorum.
***
CHP’de “değişim” talep edenler, İstanbul’da zafer kazandı. Sırada 5 Kasım’da yapılacak olan Genel Merkez Kurultayı var. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun da bu değişim sürecine dâhil olabileceğini söyleyenlerde, azımsanmayacak kadar fazla diyebilirim. İstanbul’da kazanılan İl Başkanlığı seçiminde İmamoğlu faktöründen yola çıkarsak; genel başkanlığa aday olan Özgür Özel’e verdiği destekte önemli. Dolayısıyla aynı silsilenin devamında Sayın Özel’in kurultay günü kongre salonda kazanan isim olma ihtimali var mı? Olabilir… Parti tabanında gözlemlediğim; Kemal Bey’e karşı bir başkaldırış mevcut. Sadece bunu aleni şekilde dillendirmiyorlar. O bakımdan İstanbul bir başlangıç olabilir diyorum…
Peki, Silivri bu değişimden nasıl etkilenir?
Öncelikle CHP İlçe Başkanı Berker Esen başta olmak üzere; nerdeyse tüm örgüt Özgür Çelik’ten yana tavır aldı. Yani açık açık destek verenler arasında oldular. O bakımdan kazanan tarafta Silivri örgütünün de payı var. Bu bir avantaj mıdır? Yani… Ama dezavantaj kısmı da var! Nedir o? Kemal Bey’in adayı Sayın Canpolat’tı. Eğer 5 Kasım’da Sayın Kılıçdaroğlu, görevine devam ederse yediği ayazı unutmaz!
Mesela birde CHP’den Silivri’ye Belediye Başkan aday adaylığı düşünenler var. Hatırlarsanız daha evvelki yazılarımda adaylar konusunda isimler vermiştim. Her ne kadar Bora Balcıoğlu, Melih Yıldız isimleri üzerine durulsa da ben; bu isimlerin yanına Doruk Bulut, Özcan Işıklar, Berker Esen’i de yazmıştım. En son Semih Ayeş ve Şeref Can Ayata’nın da isimleri geçiyor demiştim.
Bora Balcıoğlu’nun eşi Sena Balcıoğlu, Cemal Canpolat’ın listesinde yer aldı. Haliyle kaybedenler grubunda yer aldılar. Bu kaybı il ayağında değerlendirirsek evet kaybettiler! Ama birde genel merkez ayağında değerlendirelim. Kemal Bey’in tekrar kazanması durumunda ne olacak? Bu işin muhakkak bir rövanşı olacaktır. Ben çok sesli düşünmekten yanayım… Çünkü bu kongre süreci CHP’de farklı ilerliyor. İşin sonunda kim kazanırsa kazansın, karşı tarafa acımayacak! Dolayısıyla bugünün kaybedenleri, yarının kazananı olabilir. Benden söylemesi…
Gelelim Özcan Işıklar ve Melih Yıldız’a…
Sayın Yıldız’ın en büyük özelliği pek etliye sütlüye karışmaz. Biraz hazırcıdır. Armut piş ağzıma düş misali, kenarda sessiz sedasız bekleyenlerden. Bu süreçte de pek renk vermedi. Ortada gibi görünerek son düzlükte Özgür Çelik lehine imza verdi. Yani kazanan tarafta oldu. Peki, bu durum kendisine belediye başkan adaylığının kapısını aralar mı? Hiç zannetmiyorum. Ama ilçe ile hareket etmesi lehine diyebilirim.
Doruk Bulut’un aleni şekilde beyaz listeye(Özgür Çelik)destek verdiğini biliyoruz. Yetmedi ekibinde yer alanlardan oldu. Bulut Bey’in Sayın İmamoğlu ile hareket ettiği biliniyor. Ben siyasette risk alanları severim. Pısırık siyasetçileri hiçbir zaman sevmedim. Kaybetsen de cesur olacaksın kardeşim. O bakımdan Doruk Bulut, tavrını açıkça belli edenlerden. Yani kaçak güreşmeyenlerden… Daha evvel yazdım, yine tekrar ediyorum. Gördüğüm manzarada aksi bir durum olmazsa eğer, belediye başkanlığı adaylığına en kuvvetli isimlerden birisidir.
Gelelim Özcan Işıklar’a...
Özcan Bey’in ismini yazdığımda bazı eleştiriler alıyorum. Ne alaka şeklinde… Anlatayım efendim.
Çoğu ortamda halen “CHP’de en güçlü aday Özcan Bey’dir” dendiğinde, buna itiraz eden çok az kişi olmuştur. Bende bu ortamlardan yola çıkarak, duyduklarım ve tespitlerim doğrultusunda Mart ayında yapılacak olan yerel ve mahalli seçimlerinde Özcan Işıklar’ın aday adayları arsında olduğunu birkaç kez yazdım. Benim fikirlerime katılmak yâda savunmak zorunda değilsiniz ama bu tespitlerimin geçerli nedenleri var. Nedir onlar? Mesela Allah var bugüne kadar bana “adayım” diye bir ifadesi olmadı. Ama kaçtır yazıyorum, hayır ‘aday değilim’ de demedi. Bu bile benim için geçerli nedendir. Bir kere şunu kabul edelim. Özcan Işıklar’sız bir yerel seçim olamaz! Aday olsun ya da olmasın, CHP’nin Silivri’deki önemli bir aktörüdür. Onu karşısına almayı(CHP İçinde)bence kimse gözüne kestiremez. Kestirende hata eder! Konuyu daha da açabilirim de; mevzu başka yere kayar :)
Şimdi gelelim il kongresinde Özcan Işıklar’ın durduğu yere…
Kendisi de değişimden yana tavır alanlardan oldu. Oğlu Sencer Işıklar, son ana kadar Özgür Çelik’in listesinde yer aldı. Daha sonra “iş yoğunluğunu” sebep göstererek liste dışında kalmayı tercih etti. Ama aynı liste için imza verenlerden oldu. O bakımdan örgüt aklı ile hareket etti diyebilirim. Gerçi ben ona üst akıl diyorum da neyse :)
Velhasıl, İmamoğlu ile Kılıçdaroğlu savaşında Silivri’de çoğunluk İmamoğlu’ndan yana oldu. Şimdi merak edilen soru şu?
Bu savaşın kazananı kim?
Az bekleyin hele, şunun şurasında 5 Kasım’a ne kaldı…