Dün sosyal medya hesaplarımda paylaştığım mesajım şöyleydi:
"Belediye başkan adayları meclis üyesi listesini oluştururken referanslardan etkilenmek yerine şehri ve ilçesi için çalışabilecek, vizyon sahibi isimleri tercih etmeli. Oy artışına katkı sunmayacak meclis üyelerinin belediye başkanının kendi başarısızlığına da sebebiyet verebileceği akıldan çıkarılmamalı."
Bu mesajımın ardından gün içinde birçok telefon aldım, ancak biri diğerlerinden farklıydı. Çünkü arayan kişi, siyasetin her türlü cilvesini yaşamış bir isimdi ve bana şunları söyledi: "Ahmet, iyi güzel de, bunu hangi belediye başkanı uyguladı bu zamana kadar? Şehrin ihtiyaçlarına göre değil, ahbap çavuş ilişkilerine göre liste hazırlamak bizim siyasetçilerin ruhunda var. Zamanında bizler de aynı hataları maalesef yaptık. Hele ikinciye seçilirsen yandı gülüm keten helva. Makam ve koltuk ateşten bir gömlek olduğu kadar, giymesini, taşımasını bilmiyorsan yedi sülaleni yakıyor kardeşim!"
Bu sözlerden çok şey çıkarabilirim ancak asıl konum bu değil! 20 Şubat'ta meclis listeleri YSK'ya teslim edilecek ve her belediye başkan adayı kadrosunu resmen duyurmuş olacak. Maksadım kimsenin işine burnumu sokmak değil, kimseye akıl vermek de değil ama bu şehirde yaşayan ve geleceğini düşünen bir vatandaş olarak, söz hakkımı son kez kullanmak istiyorum.
Ve bu sözlerim Silivri Belediye Başkan Adayı olan tüm isimler için geçerlidir.
Yazımın başında verdiğim örnekten yola çıkarak hem konuyu açmak, hem de detaylandırmak istiyorum. Başkanlık seçimleri yaklaştıkça, belediye başkan adaylarının meclis üyesi listelerini oluşturma süreci de hız kazanıyor. Ancak, bu süreçte sıkça görülen bir sorun var: referanslar üzerinden yapılan tercihler. Artık zaman, sadece kişisel bağlantılara değil, şehrin ve ilçenin geleceğine odaklanma zamanıdır. Şehirleri dönüştürebilecek, vizyon sahibi, şehrin sorunlarını çözebilecek, aktif çalışabilecek meclis üyeleri, her zaman referanslarla değil, nitelikleriyle belirlenmelidir. Örneğin, trafik sorunlarıyla boğuşan bir şehir için, ulaşım alanında uzmanlaşmış bir meclis üyesi, şehre daha fazla fayda sağlayabilir. Ya da çevre sorunlarıyla mücadele etmek isteyen bir belediye için, çevre konusunda bilgi sahibi olan ve çözüm önerileri sunabilecek meclis üyeleri tercih edilmelidir.
Adaylar, sadece kendi çıkarları için değil, şehrin genel çıkarları için hareket etmelidir. Çünkü seçilen meclis üyeleri, belediye başkanının başarısını etkiler. Eğer belediye başkanı, şehir için en uygun ve etkili kararları alacak bir meclis üyesi ekibi oluşturamazsa, bu durum başarısızlığa yol açabilir.
Geçmişte, sadece kişisel ilişkilere dayalı olarak seçilen meclis üyeleri, şehirlerin gelişimine engel olmuştur. Artık bu alışkanlığın değişmesi gerekiyor. Şehirlerimizin daha yaşanabilir bir hale gelmesi için, belediye başkan adayları, referanslardan ziyade şehrin geleceği için çalışabilecek, donanımlı ve vizyon sahibi meclis üyelerini tercih etmelidir.
Bu seçimde, sadece oy getireceği düşünülen, ancak şehre katkı sunmayacak meclis üyelerinin tercih edilmemesi önemlidir. Her bir meclis üyesi, şehrin kalkınması ve iyileşmesi için önemli bir rol oynar. Dolayısıyla, belediye başkan adaylarının seçimlerinde bu gerçeği göz önünde bulundurması ve şehrin geleceğini şekillendirecek nitelikli isimlere yönelmesi gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki, şehirlerimizin geleceği, doğru seçilen meclis üyeleriyle belirlenecektir.
Zaten kısır döngülerden geçen siyasi atmosferimizin ruhsuzluğunu yeterince yaşıyoruz. İtişip kakışmaktan da bıktık usandık. Artık Silivri olarak hak ettiğimiz bir şehir yapısına bürünmeliyiz. Yeni yüzlerle birlikte şekillenecek olan siyasi arenamızın kalitesini başta hoşgörüyle yukarı taşımalıyız. Dedikodu, yalan, riya, arkadan iş çevirme, sinsilik, ucuz kahramanlıklar gibi çirkefliklerden hepimiz yara aldık. Bu kentin dokusuna, bu kentin hoşgörüsüne, bu kentin tüm güzelliklerine kim hainlik ediyorsa, Allah belasını versin! İki yakası da bir araya gelmesin! Son söz olarak, “İtibar, siyasetçinin en büyük sermayesidir. Onu kaybedene çok şey kaybettirir!”
Kolay gelsin…