Başlığa takılıp hemen atlayanlar olabilir: “Vay efendim, sen belediyeyi hamama benzettin. Vay efendim, biz hamama mı girdik?” :)
Çünkü arayı bozmak isteyenler, kötülük peşinde koşanlara tam fırsat vermelik bir başlık.“Başkanım, Ahmet size hamama girdi demiş. Böyle yazı mı olur ya? Belediye hamam mı, başkanım?” gibi laflar edebilirler.Hatta daha da ileriye gidip, “Ahmet hamamdan bahsettiyse acaba tellak kime demiş olabilir?” şeklinde aklı karışan da çıkar elbette. :)
Oysaki atasözleri bizlerin kılavuzudur. "Hamama giren terler" demek, "Bir işe girişen kimse, o işin güçlüklerini ya da risklerini göze alır." mecaz anlamında kullanılır. Başkanlar, yönetimler, siyasetçiler hem eleştirileri hem de üstlendikleri görevlerin zorluklarını normal karşılamalılar.
İşin şakası bir yana, bayram ertesi yazımın dünkü konusuyla bugünkü konusu yine Silivri Belediye Başkanı Bora Balcıoğlu’nun seçimleri kazanıp görevde olduğu 1 yılı değerlendirmek. 1 Nisan tarihli dünkü yazımda, bugün için birtakım eleştiriler yapacağımı belirtmiştim.
Öncelikle, Bora Başkan evet, halkın içinde; evet, insanlara dokunan bir politika izliyor.Evet, iyi niyetli; evet, hizmet için gayret gösteriyor. Ama Bora Başkan için en çok şikâyet edilen konu ne diye sorsalar vatandaşa, eminim ki “ulaşmak” diyeceklerdir. Telefon kullanmıyor veya belediyede durmuyor. Bu ne demek? Balcıoğlu’nun ulaşım sorunu var demek.
Özel kalem müdürlüğünde randevular yavaş işliyor, başkan randevulara yanıt vermiyor ya da veremiyor. Bora Başkan cep telefonunu ya kişiye göre kullanıyor ya da cep telefonu taşımıyor! Eğer ki “Ulaşılamayan Adam” lafı yapışırsa, sosyal medyadan cep numarasını paylaşsa bile nafile olur. Bu küçük eleştiriyi de iletmiş olalım. Sonra demesinler, “Yahu başkan daha kendi ulaşım sorununu çözemiyor, Silivri’nin ulaşım sorununu nasıl çözecek?” diye. Ben yine kendisinden değil, ekibinden kaynaklandığını düşünüyorum. :)
Yine az önce söylediğim gibi, "arayı bozmak isteyenler" insanoğlunun maalesef doğasında var.Benimle ilgili değil ama örneğin, "Başkanım, Ahmet şöyle demiş. Başkanım, Ahmet şöyle yazmış. Başkanım, Ahmet şöyle yapıyor." diyen bir güruh var. Bu güruhun, "istihbarat veriyoruz" ayağına Bora Başkanı yanlış yönlendirdiğini düşünüyorum. Başkan da bu kişilerin etkisinde kalmış olacak ki, bazı kişilerle irtibatı kesip koparıyor ya da nötr kalıyor.
Bu durum, Balcıoğlu’nun insanlarla olan ilişkisini zedeliyor, hatta parti içerisinde bile huzursuzluğa neden oluyor! Sayın Başkan, kendisine bilgi diye sunulan şeyleri kendi süzgecinden geçirmeli. Siyaset öyle bir şey değil ki...
Biri sizin hakkınızda olumsuz düşünebilir veya konuşabilir. Onu tam tersi kazanmak veya sizin tam tersi davranışlarınızla utandırmaktır. Küsmek, bağları koparmak, ötekileştirmek siyasette doğru manzaralar değildir.
Gelelim söylem ve eylem tutarsızlığına!
Yıllarca meclis oturumlarını takip ediyorum. CHP üyeleri, belediyelerin borç yapmasının gayet doğal olduğunu, borç varsa hizmetin de var olduğunu, belediyelerin özel şirket değil, kamu kurumu olduğu için borçlanmanın gereğini anlatırlardı. Ancak Bora Başkan, 1 yıl içerisinde birçok kez geçmiş dönemin borçlarını eleştirdi. CHP’li meclis üyeleri de öyle. Yani, “Borç kötü bir şey, belediye zor durumda kalmasın diye mecburen kredi kullanıyoruz, mecburen arsa satıyoruz.” anlamları çıkıyor. Mali işlerin bağlı olduğu siyasi başkan yardımcısı Tan Kıroğlu da geçen ayki mecliste bu tarzda konuştu. Bora Başkan’ın "Borç yiğidin kamçısıdır." dediği de olmuştur.Ancak bir karar verilmeli, söylem hatasının kendileriyle çeliştiğini hatırlatmak isterim.
Bora Başkan, 1 yıl değerlendirmesini basın mensuplarına anlatmalı.
Hangi projelere başlandı, ne yapıldı? Tanıtım noktasında yetersizlik görüyorum. En çok akılda kalan; çorba ikramları, kent lokantası ve kültür merkezinin kalan kısmının İBB tarafından yapılması.AK Parti ve MHP meclis üyeleri, yani muhalefet, sürekli belediyenin kötü yönetildiğini iddia ediyor. Bu çıkışları, "31 Mart yenilgisini hazmedemiyorsunuz." söyleminden çok daha gerçekçi hâliyle cevaplamalısınız. Belgeli, sunumlu, ispatlı bir şekilde. Eleştiriye açık, şeffaf belediyecilik bunu gerektiriyor.
Siyasilerin ağzındaki, "Belediyenin zaten işi." diye söylenen; temizlik, asfalt, park yapımı işlerine gelirsek... Daha önce söyledim, fen işlerinde ekipler bazı işleri yapıyor, yapmıyor değil. Ama açılan çukurlar kapanmıyor. Başkan, tek tek bu çukurları görünce mi ekipler kapatacak? Allah aşkına! 1 Kasım Caddesi, yani kendi evime giderken 7 tane çukur var. Belediye Başkanı mı görmesi gerekiyor, gazeteci mi yazması gerekiyor? Fen işleri ekipleri ne yapıyor? Parklar keza öyle. Geçen akşam yürüyüş yapıp zabıta önündeki Vefa Parkı’na gittim, kapkaranlık. Umarım şikâyet olmuştur, yapılmıştır. En az 2 hafta öyle durmuştu. Parkların bakımları zamanında yapılmıyor, yapılanlar da şikâyetler gelince yapılıyor. Çöpler zamanında toplanmıyor, şikâyetler gelince toplanıyor.
Zaten meclis üyeleri de sık sık bunu eleştiriyor. Kaldırımlar, insanların yürüyemeyeceği derecede esnafların masa sandalyeleriyle işgal edilmiş durumda. Bu yaz, her zamankinden daha fazla nüfus artışı tahmin ediliyor Silivri’de. Gerekli önlemler bir an önce alınmalı. Ayıp değil, günah değil, kötü değil. Çalışmayan müdürler veya müdürlükler, sorunları ve dertleri her neyse çözüme kavuşturulmalı.
Kipa ve Çorlu durağının karşılıklı geçişinde büyük sorunlar var. İnsanlar geçemiyor, trafik sorunu devam ediyor. Karayolları sorumluluk alanında olsa bile, peyzaj çalışmasını İBB yaptığına göre sorunların çözümü için Silivri Belediyesi hangi inisiyatifi aldı? Ne gibi çalışmalar var? Kamuoyuna açıklama yapılmalı.
Genel manada kusur arayan elbette kusur bulur. Benim söylediklerim yapıcı eleştiriler. Dün de meclis üyelerine dikkat çekmiştim. Meclis üyeleri, eğer olaki Balcıoğlu’na zarar vermek isterlerse, zaten yaptıklarıyla bu zararı kolayca verebilirler! Partide disiplin işlemediği sürece, ne Bora Başkan ne de İbrahim Kömür engel olamaz. Balcıoğlu’nun yanında dağ gibi durmak mı, yoksa 2029 seçimlerinde Balcıoğlu’nu ekarte edip yeni bir lider arayışına girmek mi? Bazı meclis üyeleri önce buna karar vermeliler...