Silivri halkı, O’nu aralıksız “41 yıl” başkanlığını yaptığı “Silivri Ziraat Odası” ile tanıdı, bağrına bastı.
Siyasetin, siyasetçinin ustası, halkın amcasıydı…
Çiftçilerin ise babası…
Demokrat Parti’nin, DYP’nin, Genel Merkez vasfındaki en önemli, sözü tek, gözü pek ismiydi…
Çok sevilirdi…
Gerçekten bir “Amca” idi…
Kucaklar, sohbet eder, dert dinler ve çözüm arardı…
Saygınlığından ötürü herkes elini öperdi de, bu durumdan kimi zaman rahatsız olurdu…
Her zaman halktan yana, insanlıktan yana, doğruluktan yana, çiftçiden yanaydı…
Dürüst, yardım sever, sakin, sessizdi…
Bazen de çok sinirli olur, sesi gür çıkardı…
İlçenin kanaat önderinden kabul edilirdi…
İmanlı, izanlı, yönü kıble olan muhterem bir insandı…
21 Mart 1930 yılında Artvin’de dünyaya gelen bu kadirşinas insanı, 24 Mart 2010 yılında Hakk’a uğurladık… Rahmetlinin ardından Ziraat Odası Başkanı olan Metin Gürsu da dahil, çiftçisi, siyasetçisi, dostu, arkadaşı, yani herkesin unuttu gitti.
Rıdvan Gümüşoğlu’nun ismi hiç unutulmasın; adı bir sokağa, caddeye, okula ya da camiye verilsin…
Umuyorum ki, belediye yetkililerimiz bu konuyu dikkate alacaktır.
Silivri’nin “Rıdvan Babası”nı bir kez daha özlem, saygı, sevgi ve rahmetle anıyorum. Allah mekanını cennet eylesin…
***
Bu sözler babam İrfan Ermiş'in 2012 yılındaki bir yazısından alıntıdır. Gel gelelim, aradan 5 yıl geçmiş hala Rıdvan Gümüşoğlu için bir şey yapılmamış. Geçtiğimiz yıllarda AK Partili Meclis Üyesi Metin Kaya, Ziraat Odası'na yaptığı bir ziyarette, 'Biz takipçisi olacağız ve adını yaşatacağız' demiş. O'nun bu sözleri de pek işe yaramamış. Bu konuda en vefasız çıkan, şimdiki Ziraat Odası Başkanı Metin Gürsu'dur! Metin Bey, bu şekilde başkanlık yapmaya devam ettiği sürece, Rahmetli Rıdvan Amca gibi gönüllere giremez.
***
Son günlerde belediye meclisinde hangi sokağa/caddeye/parka ne ismi verileceği tartışılıyor. Mersin'de katledilen Özgecan Aslan'ın ismi, Mart ayı Meclisi'nde gündemdeydi. AK Parti gurubu da, Aslan'ın ismine ilaveten önceki gün hayatını kaybeden Türk Edebiyatı'nın usta ismi Yaşar Kemal'i önerdi.
Her iki ismin ilçemizde yaşatılacak olması önemli. Fakat kamuoyunun da naçizane fikirleri alınmalı. İsimlerin yaşatılması için sokak/cadde/park/bahçe kıtlığımız yok sanırım. Her isim mutlaka bir parka ya da sokağa verilebilir. Ülkü Ocakları Başkanlığı'nın "Alparslan Türkeş" isminin yaşatılması için de girişimde bulunduğu üstünkörü gündeme geldi. Belediye Başkanı Işıklar, "Ülkücü kardeşlerimizin de bir talebi var" dedi.
Bana kalırsa, bu konu çeşitli tartışmalara neden olacak gibi. Ülkücü Hareket'in kurucusunun ilçenin bir noktasında isimlendirilmesi, bu defa Sol-Devrimci düşünceyi kıpırdatacak. "Deniz Gezmiş'in de adını yaşatalım" diyecekleri duyar gibiyim!
Gezi Park olaylarında hayatını kaybedenler için de bir sözlü öneri sunuldu. Anlayacağımız, bu işi nereye çekerseniz oraya doğru gider.
Ülke genelinde çeşitli ideolojilerin sembolü olanlar bir yana, kendi ilçemizin değerleri diğer yana...
"Öncelik kimde olmalı?" sorusuna, şüphesiz ki bu şehre güzel eserler bırakanların olmalı derim. Rıdvan Gümüşoğlu da onlardan bir tanesi. Özellikle çiftçi esnafın ve çiftçi halkın efsanevi ismi.
Silivri herkese yeter... Yeter ki vefasız olmayalım!
ÇEŞMECİOĞLU HATA MI YAPTI?
Meclis'in en önemli konusu ise arsa satışıydı. Yarın bu konuyu değerlendirmeye devam edeceğiz. CHP'li Meclis Üyesi İbrahim Çeşmecioğlu, Ortaköy'deki arsa satışıyla ilgili karara "hayır" dedi. Başkan Işıklar'a bir öneri sunarak, "Nisan ayına kadar bekleyelim" şeklindeki ifadesiyle satılmamasını istedi.
Çeşmecioğlu, Ortaköy halkının desteğiyle Meclis'e girdi ve halkın sözcülüğünü yapıyor. İbrahim bey, "Ortaköy'le ilgili planlarımız var, halka bazı sözler verdik, önce hizmetleri yapalım" gibisinden konuşmasına rağmen, Işıklar'ın tavrı çok netti ve kısa oldu: "O sizin görüşünüz."
Halkın içine çıkan Meclis üyeleri olunca, cevap böyle oluyor tabi. CHP'li Ünal Doğrul gibi, İbrahim Çeşmecioğlu da büyük bir cesaretle eleştirisini ve önerisini iletti. "Arsayı satmayalım" dedi ama işe yaramadı. Işıklar öyle diyor ama, Çeşmecioğlu'nun görüşü aslında kendisinin değildi!
Bu konuyu ve AK Partililerin neden sessiz kaldığını da yarın anlatırız...