Belediye başkanlığı, meclis üyeliği, ilçe başkanlığı ve muhtarlık gibi makamlar, şahısların değil; halkın koltuklarıdır. Biri gider, biri gelir. "Şahıslar gidici, koltuklar kalıcıdır."
Bu lafı herkes bilir, ama uygulamaya gelince yan çizerler veya sırt dönerler, geri adım atarlar.
Bir belediye başkanı, halkın sözcüsü, halkın menfaatlerinin savunucu ve hizmet üreticisidir. Başkanın ağzından çıkanlar, -her zaman doğru olmasa bile-, o halkın düşüncelerine tercüman niteliği taşımaktadır. Çünkü O'na oy verenlerin beklentisi sadece hizmet değil, halkın fikirlerini de her platformda dile getirmektir. Belediye başkanı gibi, meclis üyelerinin, ilçe başkanlarının ve muhtarların da görevi hemen hemen "aynı" şekildedir.
Seçimlerin mantığı nedir? Seçilmiş kişinin görevi nedir? Bu şahısları kim görevlendirir?
1- Seçimlerin mantığı; demokrasinin gereği olmakla birlikte, özgür bir fikri ve hizmeti, adil ortamda halkın tercihine sunarak meşrulaştırmaktır. Belediye Meclis üyeleri de, aynı belediye başkanları gibi halkın huzuruna çıkar, 'destek (oy) isterler' ve göreve getirilirler, yani seçilirler...
Göreve gelen her kimse, halk tarafından görevlendirilir.
2- Seçilmiş kişinin görevi, yine belediye başkanı gibi, halka hizmet etmek, halkın çıkarlarını gözetmek ve halkın taleplerine tercüman olmaktır. Belediye meclis üyelerinin bizzat-i görevi, sorumlu olduğu bölgelerde halkın içinde olmak, halkın çıkarlarına ilişkin kararlara imza atmaktır. Yeri geldiğinde haklın beklenti ve taleplerini, o ilçenin ilgili kurumlarına iletmek veya belediye meclisinde gündeme getirmektir.
3- Meclis üyelerinin seçilmesi, sadece ve sadece halkın elindedir. Üye sıralamasına girmesi ise ilçe başkanları veya parti üyelerince tamamlanan süreç ile netleştirilir. Burada da karşımıza, 'beni bu temsil eder' anlayışıyla partililer, yani seçmenler, yani halk çıkıyor...
***
Gelelim CHP'li Belediye Meclis Üyesi İbrahim Çeşmecioğlu'nun, Ortaköy'deki arsa satışıyla ilgili Belediye Başkanı Özcan Işıklar'a karşı, "Sayın Başkanım bizim Ortaköy'le ilgili plan ve projelerimiz, yapacaklarımız ve sözlerimiz var. Bunların gerçekleşmesi gerekiyor. Bu konu ise büyük bir hassasiyet, büyük bir duyarlılık ve olumsuzluk yaratacaktır. Bu konuda şunu söylemek isterim, satışı Nisan ayı meclisine alalım. O zamana kadar da kendi halkımla, kendi içimizde, çalışma arkadaşlarımla bu konunun değerlendirilmesi hususunda önerimi sunmak istiyorum" temennisine...
Bu ifadeler, tamamiyle kendi fikri değil; daha önce halk ile gerçekleştirmiş olduğu görüşmeler neticesinde dile getirilmiş sözlerdir! Halkın istekleri nedeniyle bu fikrini ortaya atmıştır. Sayın Çeşmecioğlu, "Ben kırmızı rengi seviyorum, Ortaköy kırmızı olsun" diyerek egosunu tatmin etmemiştir. "Hizmet sözümüz var, önce hizmet edelim" diyerek, halkın beklentilerini Meclis'teki sandalyesinden duyurmuştur.
Belediye Başkanı Sayın Özcan Işıklar da, bu sözler üzerine "O sizin şahsi fikriniz" diyerek konuyu geçişlemiş, arsa satışına devam etmiştir. Aradaki fark budur! Kimin halkın menfaatini düşündüğü ortada...
ÜLKÜ OCAKLARI'NDAKİ İSTİFA ŞAŞIRTTI
Silivri Ülkü Ocakları Başkanı Sayın Nurullah Arıkan, dün ani bir kararla görevinden istifa etti. Sosyal medyadaki hesabından bu durumu paylaştı. Fakat gün içinde "yorungehaber.com" haber sitemizde yayınlanan haberlerde, İstanbul 3.Bölge'deki ocaklarda sıkıntılar olduğunu belirtmiştik. Nurullah Arıkan'ın da istifa edeceğine yönelik söylemler vardı ama pek ciddiye almamıştım. Çünkü Silivri'deki Ülkü Ocakları tarihinin belki de en aktif faaliyetlerini yürütüyordu. Eğitimden sosyal alana kadar İstanbul genelinde en iyisiydi. Elbette bunun mimarı, Arıkan ve ekibiydi.
Dava uğruna böyle amansızca gecesini gündüzüne katan, ailesinden işinden fedakârlık eden, kendi cebinden harcayan bir ekibin lideri, ne oldu da görevi bıraktı anlamış değilim!
Genel olarak bir sıkıntı oluştuğu kesin. Hayatını davaya adamış insanlar kolay kolay verilen görevden vazgeçmezler.
Silivri'de birçok ilki başaran bir ekibin, hizmet sevdalısının, dava insanının kırdırılmasından derin üzüntü duydum. Bu ilçeye bir değer kazandıran, farkındalık yaratan ve eserleştirme hayalinde olan insanlardan zarar gelmez. Ülkü Ocakları da halkın menfaatlerine göre hareket ediyordu.
İnşallah bu istifa yıkıcı değil; yapıcı olur.