Türk siyasi tarihine damga vuran liderlerden biri olan Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, devlet aklı ve millet menfaati açısından kendine has bir duruş sergilemeye devam ediyor. Derin ve kararlı bir lider olarak, Türkiye’nin en çalkantılı dönemlerinde sorumluluk alıyor ve tarihsel kırılmaların yaşandığı kritik eşiklerde, denge unsuru olmayı başarıyor.
Belki de en dikkat çekici yönü, bu kararlarının çoğunu eleştiri alacağını bile bile alması, milletin selameti adına kişisel bedelleri göze almasıdır.
2018 yılında, rahmetli babam gazeteci İrfan Ermiş ve kardeşim Eren Ermiş ile birlikte kendisini ziyaret etme şansı yakalamıştım. O gün yaptığımız sohbet, sadece bir siyasi görüşmeden öte, farklı bir devlet adamının vizyonuna tanıklık etme fırsatıydı. Bugün dönüp baktığımda, o anları yaşamanın kıymetini çok daha iyi idrak ediyorum.
Türkiye’de, Sayın Devlet Bahçeli’nin liderliğinde şekillenen politikaların en çarpıcı örneklerinden biri, 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında oluşan yeni siyasal yapının temel taşlarından biri olan Cumhur İttifakı’dır.
9 yıldır siyasetle ilgilenen birçok kişi biliyor ki bu ittifak, partisel çıkarlar ötesinde Türk milletinin bekası için kurulmuş ve Bahçeli’nin “önce ülkem ve milletim” anlayışının somut bir yansıması olmuştur.
Kayıtsız şartsız bir şekilde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a verdiği destek, kişisel ya da partisel hesapların ötesinde, devletin birliğini ve ülkenin geleceğini önceleyen bir duruşun ürünü değil mi?
Devlet Bahçeli’nin katkısıyla şekillenen ittifak sonrası süreçler, sadece mevcut siyasi istikrarı sağlamamış, yeni bir Türkiye inşasında “Terörsüz Türkiye” idealinin temellerini de atmıştır.
Terörle mücadelede kararlılık, güvenlik politikalarında netlik ve devletin bekasına yönelik tehditlere karşı milli bir duruş, Bahçeli’nin liderlik karakteriyle örtüşen temel unsurlardır.
Bugün Türkiye, hem bölgesel hem de küresel ölçekte daha güçlü bir konuma ulaşma hedefindedir.
Bu hedeflerin gerçekleştirilmesinde, geçmişte alınan cesur kararların, sağduyulu liderliğin ve devlet aklının ne kadar kıymetli olduğu her geçen gün daha iyi anlaşılıyor.
Devlet Bahçeli, bu süreçlerdeki rolleriyle; MHP başta olmak üzere tüm Türkiye’nin siyasi hafızasında unutulmaz bir yer edindi.
Devlet Bey’in liderliği; derin ama etkili, tartışmasız ama kararlı, eleştirilen ama sonradan takdir edilen bir çizgidir.
O, Türk siyasetinde her zaman devletin ve milletin yanında duran bir lider olarak anılacaktır.
Ben de bu tarihi dönemlere tanıklık ederek not düşmek istedim.
Bu vesileyle, milletimizin selameti ve devletimizin bekası uğruna sergilenen dirayetli duruşları için Sayın Devlet Bahçeli’ye, ülkemizin istikrarı ve geleceği adına verilen kararlı liderlik için Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a kalbi şükranlarımı sunuyorum.
Tarih, milletine sadakatle hizmet eden bu büyük devlet adamlarını daima hayırla anacaktır.