Bugün bir ayı daha geride bırakıyoruz. 2013’ün Eylül ayını eminim Silivri hiç unutmayacak! Kavgası gürültüsü, sevinci hüznü, acı tatlı bir çok hatırası ile bence unutulmayacak bir 30 gün yaşadık. Ne olursa olsun kıymetli dostlar, hani güzel bir söz var ya; Ey İnsan! Kaf Dağı kadar yüksekte olsan da, kefene sığacak kadar küçüksün. Unutma! Her şeyin bir hesabı var; "Üzdüğün kadar üzülürsün" dizeleri bir çok anlatılması gerekenler sıralıyor. Üzdüklerimizi mi düşünürüz yoksa, üzüldüklerimizi mi bilmiyorum fakat doğru olan neyse o doğrulara kucak açmalıyız. “Sistem acımasız” diye hep dövünür dururuz. Peki sistem kendi kendine mi kuruldu. Bu sistemi ayakta tutanda sürdürende biz aciz kullar değil miyiz?
Sistemi acımasız diye yerin dibine sokuyoruz da aslında yerin dibine girenin sistem değil de kendimizin olduğunu neden bir türlü kabullenemiyoruz. Ama işte o an geliyor ya hani diller susuyor, gözler bir anda dalıp gidiyor ve o meşhur sözleri sadece bedenimizde en çok acıyan yer olan kalbimizde hissediyoruz… Ateş düştüğü yeri yakar diyebiliyoruz ama hiç ne verirsen elinle o gelir seninle diyor muyuz? İşte sevgili dostlar, Eylül ayı bu yüzden hiç unutulmayacak hatıralarla dolup taştı Silivri’de… Umarım herkes üzerine düşeni alır.
***
Geri zekalı Özcan!..
Sürekli yazıp çiziyoruz. Anlatmaya çalışıyoruz ama olmayınca olmuyor. Birazda nasip işi gerçi ama yemeyince yemiyor. Ne oldu da bu hallere geldi Yılmaz Kandemir… Halbuki severdik kendisini ve o sempatik hallerini. Sayıyor, sövüyor, sağa sola sataşıyor neredeyse vukuatsız bir günü dahi yok! Kırk yıl uğraşıp siyaseten verdiği emekleri bir insan bu şekilde yerle bir eder mi? Hayır her günde karşılaşırız bana; “aç mısın? Gel yemek ısmarlayayım oğlum” filan da der. Halen konuşurken ciddi mesajlar alırım kendisinden ama suyunu çıkardın be ağabeyim… Yazmayayım diyorum duymayayım diyorum ama mahallenin yaramaz çocuğu gibi her günde geliyor bir şeyler. Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar’a öyle bir laf etmiş ki adamı foça’ya sürdürür. Özcan Işıklar için “geri zekalı Özcan” diyor, ondan alacağım ders olsa olsa “yolsuzluk dersi” diyerek de Belediye Başkanı Özcan Işıkları çok ciddi zan altında bırakıyor. Buda yetmemiş gibi “ben o işlerden anlamadığım için sürüldüm” diyerek ekleme yapıyor. Dahası da var ama inşallah bu konuyu detaylı bir şekilde işleyeceğim.
***
Kimse kusursuz değildir
Kırgınlığım lunaparkta unutulmuş bir çocuğun nefreti kadar. Sorun atlı karıncalar değil, arkamdan dönüp duran dönme dolaplar!
Bir yönetici düşününki yerelde ciddi bir misyonu olsun. Gerek yerelde gerek genelde çok yere kolu bacağı uzansın. Ama öyle iştahlı birisidir ki bu yönetici doymaz ve şükretmeyi bilmez. Kafasına koyduğunu yapmak için elinden ne geliyorsa yapacak kadar da kaşı gözü karadır. Hep hayal ettiği mevki makam için şansının olmadığı anlayınca akla hayale gelmeyecek işlerle meşgul oluversin mi? Ama kimse kusursuz değildir demiştik değil mi? Bekleyelim ve görelim…