İBB Başkanı Mevlüt Uysal, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Saraçhane'deki merkez binasını işgaliyle ilgili İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek davanın ilk duruşmasını takip etmek üzere Silivri'ye geldi. Başkan Bey’in, 150 avukatla çıkarma yaptığı duruşmaya, ilçemizden de katılım gerçekleşti. O kanlı gecede; FETÖ’cü kalleşlerin İBB’yi ele geçirme planlarını, sokağa dökülen halk engellemiş ve bu uğurda 17 şehit, 140’da gazi verilmişti.
(Kısa kısa geçiyorum ki konuyu fazla dağıtmayayım istiyorum sevgili dostlar.)
Hatırlarsanız eli kanlı terör örgütü FETÖ’nün bu alçak saldırısının olduğu gece, dönemin belediye başkanı Kadir Topbaş, ABD’de bulunuyordu. Topbaş, 13 Temmuz’da Birleşmiş Milletler toplantısına Dünya Belediyeler Birliği Başkanı sıfatıyla katılmış ancak darbeden iki gün sonra ülkeye dönebilmişti. Hatırlarsanız o zamanlar en çok tartışılan konulardan bir tanesi de; “Topbaş, neden darbe bastırıldıktan sonra geldi” oldu. Damadı Ömer Faruk Kavurmacı’nın da FETÖ’den tutuklanarak cezaevine atılmasının ardından tüm okları üzerine çeken Kadir Topbaş’ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından geçtiğimiz aylarda istifası istenmiş ve görevini bırakmıştı. Hatta bu sürece ek olarak Topbaş’ın İBB’de FETÖ ile bağlantısı bulunan personellerle ilgilide ciddi bir çalışma yapmadığı yönünde de söylemler oldu.
Neyse, aradan yaklaşık 1,5 yıl geçti ve o gece İBB’yi ele geçirmek isteyen hainlerin hukuk önünde hesap vereceği gün geldi çattı. Ancak, bu eli kanlı FETÖ’cü hainlerin Silivri Cezaevinde başlayan ilk duruşmasına İBB’nin yeni başkanı Mevlüt Uysal 150 Avukatla gelmiş olmasına rağmen, asıl katılması gereken Kadir Topbaş, neden orada yoktu?
Haliyle adama sormazlar mı şimdi;
“Hadi 15 Temmuz'da ABD’deydin, bugün neredeydin peki? Kadir Bey! Sen yokken senin şerefini, senin namusunu ve senin makamını koruyup kollamak uğruna canını verenlere, kolunu bacağını verenlere, gözünü kırpmadan şahadete yürüyenlere hiç mi saygın yok! Bu millet sana yıllarca 'ağabey' diyerek seslenmedi mi?
Sen ağabeyleri olarak en çok ihtiyaç duyulan o kara gecede bile yanlarında olamadın, bari zulmedenlerin hesap gününde orada olaydın ya!”
Bunları sorarlar mı?
Sorarlar Kadir Bey, sorarlar!
Hadi görülmekte olan FETÖ davalarına gelmek, katılmak zorunda olmayabilirsin diyelim ama bu sefer çok ayıp ettiğini ben söylemek isterim… Sen yokken senin makamına sahip çıkanlara karşı en azından bir vefa borcun olmalıydı diye düşünüyorum. Bu millet seni bağrına basarak her seçimde birinci yaptı ama sen ilk seferde sırtını milletine dönerek, büyük bir ayıba imzanı attın. Ne diyeyim, bu ayıpta sana yeter…
Oda’nın havası değişmiş!
Silivri Birleşik Esnaf ve Sanatkârlar Odası’nın 28 Ocak’ta olağan kongresi yapılacak. Mevcut başkan Nuray Koçer’in tekrar aday olduğu bu sürece, geçtiğimiz günlerde Alparslan Çalış’ta dâhil oldu. Genelde alıştığımız siyasi kargaşaların bu tarz oda seçimlerinde pek olmadığını düşünür, öyle şaşıracağımız meydan muharebelerinin yaşanmayacağını hayal ederiz. Ama siyasetin her alanda kendini güçlü htirdiği bir sistemde üç binin üzerinde üyesi olan SİBESO’yu kimse boş vermek istemez değil mi? İşte bu yüzden yaklaşan yerel seçimler ve koltuk sevdası taşıyan her siyasetçinin ballı kaymağı oluyor bu yerler…
Neyse daha çok detaylandıracağız bu konuyu ama bu sefer başka bir mevzumuz var.
ALPARSLAN ÇALIŞ'A TAVSİYEM!
Oda başkanlığı için adaylığını açıklayan Alparslan Çalış, mevcut başkan Nuray Koçer ile ilgili bir takım “eskimiş iddialarla” gündem oluşturmaya gayret gösterdi.
Çalış, 2015 yılında odaya ait bir dairenin satışında "usulsüzlük yapıldığı" iddiasını ve oda inşaatı yapımında “ihaleye fesat karıştırıldığı” iddiasını tekrar ortaya attı.
Açıkçası bunlara hiç gerek yoktu! Geçmişte defalarca gündeme gelmiş ve hukuka havale olmuş bu mevzuların ısıtılıp-ısıtılıp servis edilmesi şık değil. Daha başlamadan rakibini karalamaya kalkmak, birkaç eskimiş aklın galeyanına gelip, bodoslama konuya dalmak, tahribattan başka hiçbir işe yaramaz. Bu tarz ciddi iddialar belge ister, kanıt ister, delil ister değil mi? Elde ne var! Hiçbir şey…
Hâlbuki toplantıda hemen solunda oturan ve elindeki tespihle, külhan beyi olduğu anlaşılan kişinin bu konulardan dolayı zamanında ağzının payını fazlasıyla aldığını bilmeniz gerekiyordu. Alparslan Bey’e naçizane tavsiyem, kendi aklı ile hareket etmesi yönünde olacaktır. Yanında kendisine destek olma adına fotoğraf verme gayretine düşenlerin, yanlış kılavuz olduğunu söylemeliyim. Hazır daha süre varken, bence bir an evvel çerçeveyi yenileyin!
İyi haftalar…