CHP Genel Başkanı Özgür Özel, pazar günü çok çirkin bir fiziki saldırıya uğradı. Evlat katili bir caninin yumruklu saldırısına maruz kaldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan dahil tüm liderler bu saldırıyı kınadı.
Çünkü bu saldırı; demokrasiye, özgürlüklere, siyasi düşüncelere yapılmış bir saldırıydı. Allah muhafaza, elini kolunu sallayarak Özgür Bey'in yanına kadar gelen bu saldırgan, daha sert, yaralayıcı, hatta canına kast edici bir girişimde bulunabilirdi. Bundan sonra daha dikkatli olunacaktır.
Özgür Özel’e yapılan çirkin saldırının bir başka benzeri Silivri’de AK Parti Grup Başkanvekili Celalettin Yazıcı’ya yapıldı.
Dünkü Mayıs ayı meclis toplantısında, meclis salonunda, Celalettin Bey kürsüden konuşurken, CHP meclis üyelerinin arka sıralarında oturan bir vatandaş, “Ruh hastası adam!” diyerek sözlü bir saldırıda bulundu.
Son derece seviyesiz, son derece çirkin, son derece yakışık olmayan bir eylem gerçekleşti.
Birkaç ay önce de yine vatandaş sıralarından AK Partililere “Adios santos!” denilerek sataşılmıştı.
Dünkü hadise ikinci oluyor.
Bu kişilerin sadece sessizce oturup izleme hakkı varken, ne yazık ki meclis üyelerine, belediye başkanlarına laf atma haddini kendinde bulabiliyor. Bu cesaret nereden geliyor diye sormak istiyorum?
Bu zamana kadar alışık olmadığımız sözlü saldırılar, provokasyonlar gelişiyor. İnşallah daha ilerisi yaşanmaz!
Meclisi yöneten belediye başkanı, bu tür çirkin tacizlerde derhal gerekeni yaparak meclis huzurunu ve disiplinini sağlamalı.
Bora Başkan yine de yumuşak bir ikazda bulundu.
Bu tür taşkınlıklara hoşgörü göstermek, daha büyük gerilimlerin önünü açar.
Seyirciler tarafından gelen müdahale karşısında meclis düzeninin kararlılıkla korunması gerekir.
Bu son olsun diyelim!
Demokrasi yalnızca seçimlerle sınırlı bir yönetim biçimi olarak mı görülüyor, anlamadım?
Başkalarını antidemokratik, söz hakkı tanımayan dikta insanlar diye tanımlarken; böyle tipler herkese zarar veriyor.
Bugün Celalettin Yazıcı’ya yapılan bu saldırının yarın başkalarına yapılmayacağının garantisi verilmelidir.
Çünkü Celalettin Bey’in şahsında meclis kültürüne ve demokratik temsile de açık bir saldırıdır.
Bu hadsizliği kendinde görenler, meclis üyelerini alt etmiş mi zannediyorlar?
Fiziksel saldırı ile sözlü saldırı arasında fark olsa da, zihniyet bakımından her ikisi de demokratik değerlere aykırıdır.
Konuşma ve söylem yetkisinde olmayan bir şahsa müsamaha göstermek, meclis itibarına yara verir.