Selami Değirmenci ne zaman öne çıkmaya başlasa, siyaseten bir atakta bulunsa, halkın sevgi seliyle karşılaşsa, hep aynı politikalarla alaşağı edilmek isteniyor.
Değirmenci'yi bu kadar kıskananlar ve çekemeyenler varken, zorlu yollarda kolay hendekler atlayacağını zannetmiyorum.
Silivri'nin "sarı çocuk" lakaplı siyasetçisi Değirmenci, geride kalan cuma günü akşam saatlerinde yapılan CHP aday adayı tanıtım toplantısında gündeme ilişkin mesajlar verdi.
Bu arada şahsına yönelik ortaya atılan iddiaları "ucundan" da olsa yanıtladı.
"Hangi iddialar?" diye soracak olursanız, bilmeyenler için söylüyorum, Belediye Başkanı Özcan Işıklar'ın "ispatı henüz olmayan" iddiaları...
Değirmenci'yi çeşitli olaylar nedeniyle suçlayıp, zor duruma düşürmeye çalıştı. Bunda ne kadar başarılı oldu bilmiyorum ama kesinlikle zararı dokunacağından eminim. Zarar kısmı CHP üyesi olmayan, sade bir vatandaşların gözünde. Çünkü iddiayı ortaya atan sıradan birisi değil, koskoca belediye başkanı! Makamının büyüklüğü, insanlarda ciddiyet etkisi yaratabilir. Ama siyasetin bizzat içinde olanlar ve basın mensupları bu numaraları yemez. CHP Silivri'nin has üyeleri hiç yemez.
Değirmenci, "ispata davet etti" ama Özcan Başkan, sonra birdenbire "dedikodu" diyerek yırtmaya çalıştı. Dedikodu denen şey Silivri'de alabildiğince... Daha gerçekçi olmak gerekiyor.
***
Özcan Başkan'ın Selami Değirmenci'ye yönelik sert muhalefetinin altında, "koltuğunu kaybetme korkusu" yatıyor. Çünkü kendisi, Değirmenci gibi CHP içinde bir türlü güçlenemedi, itibar göremedi, hakimiyet kuramadı. En basitinden, halkın gönlünü okşayan "sarı çocuk" tarzında yakıştırmalara maruz kalmadı. Eskiler "Sarı Çocuk" dendiğinde, "Selami Değirmenci" ismini ağzından çıkarıverir. Özcan Başkan'ın tüm endişesi tamamen bu. "Aman Selami ön plana çıkmasın, aman Selami iyi bir şekilde gündemde olmasın, aman Selami halkın içine girmesin, aman Selami vekil olmasın" diye düşünüyor.
Bu nedenle Değirmenci, bir takım iftiralarla başbaşa bırakılmak isteniyor. Özcan Başkan'ın, milletvekilliği adaylık sürecinde Mümin Tuğlu'yu açık bir şekilde desteklemesinin tek nedeni, olası bir Selami Değirmenci yükselişine karşılık önlem almaktır. Zaten muhalefetinin ciddi sebeplerinden biri de budur. Mümin Hoca sessiz, mülayim, kendi halinde ve cool takılıyor. Selami Değirmenci öyle mi?
Kaldı ki, Özcan Işıklar, Değirmenci'nin yanında yardımcılık yaparak, Değirmenci'nin yanında bir elemanken işi öğrenip bu makamlara geldi. "Boynuz kulağı geçti beyler" dememeniz için, Selami Değirmenci'nin, Özcan Işıklar'ın ciğerini bildiğini herkes hesaba katmalı.
Başkan Işıklar, "CHP'liler olarak kavgadan uzak duracağız, hep birlikte partimizi iktidara taşıyacağız" diyor ama, öte yandan Selami Değirmenci'ye demediğini bırakmıyor!? Işıklar'ın ne kadar samimi olduğunu buradan görmeniz mümkün.
"Kavga bitti, barış sağlandı" dediğimiz bir buçuk ay öncesine kadar, CHP ciddi anlamda güç depolamıştı. Değirmenci-Işıklar ikilisinin sulh imzalaması, en başta partiye katkı verirdi. Çünkü Değirmenci, sadece sosyal demokrat cenahtan değil, sağ partilerden de oy alabilecek bir isim. Bu kavgadan CHP'nin oylarına zeval gelmez. Her CHP'li yine kendi partisine oy verir. Ama bu kavgadan CHP önseçiminde şahıslar zarar görür. Işıklar, çeşitli iddialarla Selami Değirmenci'yi yıpratmak istiyor, Mümin Tuğlu'nun önünü açmaya çalışıyor ama; aslında Mümin Hoca'ya ne kadar zarar verdiğinin farkında değil.
Önseçim olduğu için Işıklar'ın hiçbir referansı etkili olmayacak. Silivri'deki CHP üyeleri zaten Değirmenci diyor. Boşu boşuna çıkarılan bir kavgadan sadece Mümin Tuğlu zarar görür. Ve öyle zamanlar olacak ki, Işıklar kimin yanında yer alırsa ters tepecek...