Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımın bana attığı mesaj kafamı karıştırdı. Merak bizim işin en güçlü ana maddesi olduğundan, birkaç gündür araştırma içerisindeydim. Mesaj şu şekilde; “Silivri lisesi imam hatip mi oldu?”
Aslında mesajı ilk okuduğumda pek de garipsemedim. Ama sonra kendi kendime dedim ki; ulan, böyle bir konu var ise mümkün değil sessiz kalınmaz, ortalık ayağa kalkar. Neden derseniz; Selimpaşa Lisesi'nin İmam Hatip olduğu zaman neler yaşandığını bir hatırlayın. Selami Değirmenci'nin ilçe başkanı olduğu CHP Silivri İlçe Örgütü, Alevi Bektaşi Derneği Silivri Şubesi, ÇYDD gibi oluşumların başını çektiği gruplar, imza kampanyaları başlatıp eylemler düzenleyerek “imam hatip istemiyoruz” demişlerdi. Yani protesto ettiler...
Selimpaşa Lisesi’nin Okul Aile Birliği yöneticileri çıktılar ve dediler ki; “Okulumuzda 600 öğrencimiz var. İmam Hatip’e kayıt yaptıranlarda aynı sınıflarda birlikte ders görecekler. İstemiyoruz! En yakın imam hatip Çatalca'da oraya gitsinler.” Arkasından hızını alamayan yöneticilerin en dikkat çekici sözleri; “O öğrenciler 18-19 yaşlarında bir kıvılcıma bakar” yakıştırmalarını hiç unutmam. Neyin kıvılcımı? Bu sözün nerelere gideceğini bile idrak edemeyen kişilerin eğitim kurumlarımızda özellikle 'aile birliklerinde' başı çekenler olmasını hiç kabul etmedim, etmemde. O zaman da eleştirmiştim, şimdide aynı tavrımı devam ettiriyorum. Bakın bu anlattıklarım 2010 yılında yaşandı. Aradan 5 yıl geçmesine rağmen ben ne bir kıvılcım ne de ortalığın karıştığını yönünde bir şey duymadım. Demek ki neymiş? Eğitim şart...
Konumuzun ana gündemi olan Silivri Lisesi'nin İmam Hatip olması bana kalırsa tamamen şişirme haber. Kaldı ki az önce yukarıda da saydım başta eski belediye başkanlarından Selami Değirmenci, şu anki belediye başkanı Özcan Işıklar dahi olmak üzere Silivri'nin ileri gelen birçok ismi Silivri Lisesi mezunudur. 50 yıla yakın bir mazisi olan okulun öyle sessiz sedasız imam hatip olma olasılığını varın siz düşünün.. Bu konu üzerinden siyasi propaganda yapma hazırlığı içerisinde olanlarında bence net bir bilgiye sahip olmalarını belirtmek isterim. O bölgede siyasi zayıflığı olan iktidar partisine yönelik bu konu üzerinden hoşnut olmayan çalışmalar varmış. Gereğini yaparlar herhalde benden söylemesi..
***
Adıyamanlılar dertli
Silivri'de bulunan yöre dernekleri hakkında en çok yazanlardan birisiyim. İlçemizde bulunan yöre derneklerinin buraya kattığı kültürel zenginliği hesaplamak için iyi bir muhasebe yapmak gerekir. Tabi bazılarını bu durumdan muaf tutuyorum, çünkü legal olmayan durumlarını bizzat bilen bir kardeşinizim. Tabela derneği olmamalarını hangi yöreye aitseler oranın zenginliklerini ilçemize katmalarını her zaman söylerim. Çünkü ilçemizde, ülkemizin her yerinden nüfus yaşıyor. Her geçen gün de artıyor. Geçenlerde yine çok sevdiğim ve yaklaşık 15-20 yıldır tanıdığım bir ağabeyim "Ahmet biz de dernekleşiyoruz" dedi. Daha önceleri de çok kez bu konuda kendilerini teşvik ettiğim için sevindim. Sonraları arada kaynadı gitti derken, dün ayaküstü iki lafın belini kırdık. Ben kırdığımızın sadece laf olduğunu zannederken meğerse kendilerinin epeyce bir kırılmış ve üzülmüş olduğunu gördüm. Bir dizi dolu dolu sitem ettiler. Onlar konuştukça bende notlarımı kafama yazdım..
Bana Silivri'de Adıyamanlı kim var en çok tanılan deseler, ilk sıraya Baki Zengin ikinciye ise Bozan Akcan'ı söylerim. Bu iki isimin Silivri'de çok uzun bir esnaflık geçmişleri olduğundan tanınırlık oranları bir hayli fazladır. Bana dernek kurmaktan vazgeçtiklerini söylediklerinde üzüldüm. Nedenlerini sıraladılar ama ben çok detaylara girmeyeceğim. Yalnız, AK Parti'nin yeni yönetimi yedek listesinde yer alan Mehmet Çakmak'ın bu konunun en başlıca sebebi olduğunu belirteyim. Kırgınlıkta ve sitemlerinde bana göre yerden göğe kadar haklıdırlar. Bakınız 20-30 senelik esnaf dostlar dururken 3-5 aylık mazisi olan birini tutup bir kişinin ağzıyla yönetime alırsanız, gerideki çoğunluğun gönlünü kırarsınız. Gönül kırdığınızı bilerek üstüne birde hiç oralı olmazsanız en vahim durumda budur bence. Geçmişte bunun örnekleri ile elinizde tonla doneler varken, böylesine bir hatayı nasıl yaptınız anlamadım. İlçe Başkanı Rıfat Kutlu'nun yanında gezdirdiği akıl arkadaşlarını biraz daha bu konularda uyarmasını rica edeceğim. Ve şimdi gidin gönlünü kırdığınız bu arkadaşların ruhunu okşayın. Mehmet Çakmak'da önemlidir muhakkak, ama önemli olduğuna daha çok inandığım bu arkadaşların kapısının çalınması sizden bir şey kaybettirmez... Çünkü gidemediğin yer senin değildir..
Tülay Kaynarca meselesi
Köşe yazımı sonlandırdığım dakikalarda elime ulaşan bilgiler arasında 1 Kasım'da yapılacak genel seçimlerde görücüye çıkmaya hazırlanan milletvekili listelerinden bir kaç isim geldi. İstanbul 1-2 ve 3. Bölge isimlerine şöyle bir göz atarken, direk aradığım isim tabi ki Tülay Kaynarca oldu. Tülay Hanım Silivri için çok önemli bir isim... AK Parti Silivri İlçe Başkanlığından başlayan siyasi hayatına iki dönemdir Milletvekili olarak devam ediyordu. Hatta geçen dönem partinin en üst kademesi olan MKYK'a kadar yükselmesi ilçe adına büyük bir kazanım olarak değerlendirildi. 7 Haziran seçimlerinin ardından yapılan AK Parti 5. Olağan kongresi, ardından oluşturulan yeni MKYK ve MYK listelerinde de yer almayan Kaynarca için; "1 Kasımda Milletvekili olur mu? olmaz mı?" sorusu bugün netlik kazandı. Evet, Tülay Kaynarca 26. Dönem TBMM Seçimlerinde AK Parti 3. Bölge adayı olarak 3. dönem parlamentoya gideceği belirtildi. (Sevginar Uygun’a da buradan seslenmek isterim. Bana köşemi okumaz inşallah temennisinde bulunmuşsun :) Özellikle senin bu kısmı okumanı rica edeceğim..) Kesin liste ve sıralama durumu 28 Eylül'de belirlenecek. Kendisine hayırlı olmasını dilerim...