Dün akşam üzeri, kendi sosyal medya hesabımdan Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın 2024 yerel seçim sonuçlarına ilişkin yaptığı özeleştiriyi değerlendiren bir paylaşım yaptım. Bu paylaşımda, özeleştirinin siyasi liderlik açısından taşıdığı önemi vurgularken, Erdoğan’ın bu açıklamasının özellikle AK Parti teşkilatlarına yönelik bir mesaj niteliği taşıdığına dikkat çektim. Ancak özelden gelen yorumlar ve AK Partili bazı dostlarımın tepkileri, Cumhurbaşkanı’nın açıklamasının birçok kişi tarafından ya görülmediğini ya da yeterince değerlendirilmediğini ortaya koydu.
Siyasette özeleştiri yapmak, özellikle iktidarda olan liderler için zorlu ancak bir o kadar da gerekli bir adımdır. Çoğu zaman hatalar, dış faktörlere veya muhalefete bağlanarak geçiştirilir. Ancak Sayın Erdoğan’ın “Demek ki bir yerde eksik yaptık, milletimizin bizden beklediği yakınlığı gösteremedik” sözleri, klişe savunma mekanizmalarından uzak, samimi bir iç muhasebenin göstergesidir. Bu açıklama, yalnızca bir itiraf değil, aynı zamanda bir çözüm arayışı ve yenilenme çağrısıdır.
Cumhurbaşkanı’nın “fabrika ayarlarına dönmek” vurgusu, AK Parti’nin kuruluş ilkelerine ve halkla kurduğu güçlü bağa işaret ediyor. Siyaset, her dönemde halkın ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap vermekle şekillenir. Ancak zamanla iktidar yorgunluğu, değişen sosyolojik dinamikler ve ekonomik zorluklar, bu bağın zayıflamasına neden olabilir. Mesela konuşmasında ekonomiye yaptığı özel vurgu, bu gerçeğin bir yansımasıdır. Bugün ekonomi, seçmenlerin hayatını doğrudan etkileyen en önemli konular arasında yer alıyor. Halkın alım gücü, enflasyon ve işsizlik gibi sorunları çözme iradesi, siyasetin temel sorumlulukları arasındadır.
“Siyaset, her şeyden önce gönülleri fethetme işidir” sözleri ise, konuşmanın en dikkat çekici kısmıydı. Erdoğan’ın sıkça dile getirdiği bu ifade, siyasetin yalnızca teknik ve bürokratik bir süreç olmadığını, aynı zamanda bir duygu ve güven inşası olduğunu hatırlatıyor. Halkın gönlüne dokunamayan bir siyasi hareket, kısa vadeli başarılar elde etse de uzun vadede kalıcı olamaz. Bu nedenle samimiyet, liderin halkla kurduğu bağın temel taşıdır.
Şunu kesinlikle iyi anlamalıyız: Genişletilmiş il başkanları toplantısında yaptığı konuşma ve sosyal medya üzerinden paylaştığı açıklamalar, yalnızca AK Parti için değil, Türk siyaseti için de önemli bir ders niteliğindedir. Siyaset, yalnızca seçim kazanma sanatı değil, aynı zamanda halkın taleplerine yanıt verme sorumluluğudur. Özeleştiri ise bir zayıflık değil, aksine liderlik ve çözüm üretme iradesinin göstergesidir. Bir liderin “Hata yaptık” diyebilmesi, hem kendi teşkilatına hem de topluma umut veren bir adımdır. Çünkü hataları kabul etmek, çözümün ilk adımıdır.
Erdoğan’ın konuşması, siyasette cesur bir duruş sergilemenin ve hataları düzeltme iradesi göstermenin önemini bir kez daha hatırlatıyor. Bu tavır, yalnızca siyasi başarı için değil, demokrasinin güçlenmesi ve halkla güven ilişkisinin yeniden inşası için de vazgeçilmezdir.