Geçtiğimiz hafta sonumuzu serhat şehrimiz Kars’ta geçirdik. Türkiye’nin en doğusunda kalan ve tarihimizi adeta bağrında bulunduran güzel ilimizde, unutulmayacak onlarca anı biriktirdim. İki gün boyunca, gezip gördüklerim beni öylesine etkiledi anlatamam. Aslında büyük bir ayıbımı da yüzüme vurdu bu gezi…
Hani derler ya; çok okuyan mı, çok gezen mi diye? Bugüne kadar Kars ile alakalı bildiklerimiz sadece üç-beş ağızdan duyduklarımız ile sınırlıymış!
Nedir? Öncelikle tarihimizde çok derin bir yara olarak bağrımızı acıtan, Sarıkamış yakınındaki Allah-u Ekber dağlarında verdiğimiz 78 Bin şehidimizin halen tuttuğumuz yasıdır. Bir diğer anımsadığımız konu ise Kars kaşar peyniridir. Kars Kalesi ve Ani Harabeleri ise bildiklerimizin yanında joker rolü oynuyordu. İşte belki de böylesine bir ziyareti gerçekleştirmemiş olsa idim, bugün halen az önce söylediklerim ile sınırlı bilgilere sahip olacaktım. İşin kötü tarafı binlerce yıllık mazisi olan, onlarca medeniyete ve krallıklara ev sahipliği yapan serhat diyarımız Kars için hiç araştırma gereği bile duymayacaktım… Bundan dolayı kendime çok ama çok kızdığımı söylemek istiyorum. O bakımdan yazımın konusuna geçmeden önce Kars’ta mutlaka gidip görülmesi gereken birkaç yer ismi söylemek istiyorum. Kars Kalesi, İnkaya Micingirt Kalesi ve Sürgütüs Zivin Kalesi, Havariler Kilisesi, Evliya Camii, Kars Büyük Katedral (Fethiye Camii), Tigran Honents Kilisesi, Genç Kızlar Kilisesi, Yusuf Paşa Camii, Gazi Ahmet Muhtar Paşa Konağı, Kars Selçuklu Sarayı, Kars Beylerbeyi Sarayı, Mazlumoğlu Hamamı, Topçuoğlu Hamamı, İlbeyioğlu Hamamı ve Kars Çayı üzerindeki Taş Köprü…
Birde mesela beni acayip derecede etkileyen Ermenistan sınırında yer alan Ani Harabeleri var. Kars'ta mutlaka görmeniz gereken yerlerin başında geliyor. Şöyle bir gözden geçirdim de 2 bin 500 yıllık bir tarihe sahip olan Ani Örenyeri'nde adeta zamanda yolculuğa çıkıyorsunuz. İpek Yolu'da yürüdüğünüzde tarif edilmez bir haz alıyor, bu önemli durağında eşsiz keşifler yapıyorsunuz… İstanbul’dan bu tarafa baktığınızda kafada çeşitli algılar ile yaklaştığınız, tüm öngörülerden uzak ve misafirperverlikte sınır tanımayan sımsıcak insanları tanıdığınızda, kafanızı taşlara vurmak aklınıza gelecektir. Yazımın bu kısmını bitirmeden önce diyeceğim şudur ki, gidin ve tarihimizle yüzleşin kardeşim!
Yüzleşin de biraz yüzümüzün rengi değişsin derim. Aslında söylenecek çok fazla sözlerin olduğunu tekrar hatırlatmak istiyor, asıl konumuza yavaşça gelmek istiyorum.
***
Tabi bu ziyaretimizin sadece turistik bir tarafı yoktu. Orada olmamızın daha hayırlı bir amacı vardı. Mektebim Okulları Kurucusu Ümit Kalko’nun annesi Cemile, babası Resul Kalko’nun adını taşıyacak olan Anadolu Lisesi’nin temel atma törenine dahil olduk. Doğduğu topraklardan farklı nedenlerle ayrılmak zorunda kalan, hayatın tüm zorlukları ile genç yaşta tanışarak belki de feleğin tüm tokadını yemiş, yağız bir delikanlının yuvasına geri dönerek muhteşem ötesi bir hasenat ile oraya imza atması, taktiri fazlasıyla hak ediyor. Kolay değil beyler! Milyonluk koskoca bir yatırımı yaparak, devlete bağışlamak her babayiğidin harcı değildir. Cebin zengin olabilir ama Allah gönül zenginliğini öyle her kula nasip etmiyor. Bakın etrafımızda tanıdığımız yüzlerce kodaman isim mevcut değil mi? Kendimden örnek vermem gerekirse yaşadığım yer olan Silivri’de onlarca isim sayabilirim… Bırakın okul yaptırıp bağışlamayı, okul aile birliğine 100 lira verdiremezsiniz. He bunu kınıyor musun Ahmet? Asla!
Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; “İhtiyarlık gelmeden, gençliğin, hastalık gelmeden, sıhhatin, fakirlik gelmeden, zenginliğin, ölüm gelmeden, hayatın, meşgul olmadan boş zamanın kıymetini bil.”
Kıymetini bildiğin tüm bu güzelliklerin elbette bir mükâfatı olacaktır. Dünya işleri ile meşgul olurken, böylesine güzel eserler ile ahirete yatırım yapmak her kula nasip olmuyor ne yazık ki! Memleketimde kim bir taş üstüne taş koyarda bunu karşılıksız yapar ise kurban olduğum yüce rabbim, iki cihanda onu yüceltsin ve korusun. Bir süre önce hayata geçirilen Ümit Kalko Vakfı tarafından yapımına başlanan Cemile – Resul Kalko Anadolu Lisesi, vatana millete hayırlı uğurlu olsun. İnşallah açıldığı ve bahçesinde cıvıl cıvıl öğrencileri göreceğimiz günde nasip olur. Allah, Ümit Kalko’dan razı olsun…