Geçtiğimiz hafta sonu oynanan Silivrispor ile Erbaaspor karşılaşmasına bizzat giderek bu tarihi anlara şahitlik etmek harika bir duyguydu. Bir sezon boyunca Spor Toto 3. Lig’de mücadele veren ilçemizin gururu Silivrispor'umuz, gayretlerinin mükâfatını rakibini 1-0 yenip, Spor Toto 2. Lig'e yükselerek taçlandırdı.
Ankara’ya doğru yola çıktığımız ilk dakikalardan itibaren, mola verdiğimiz tüm dinlenme tesislerinde üzerlerinde mavi-kırmızı formaları ve atkıları ile binlerce destekçilerimizi görmekten öylesine haz aldım ki anlatamam. Hele 19 Mayıs Stadyumuna vardığımızda tribünlerdeki coşku ve heyecanı bir daha nerede, nasıl yaşarım bilmiyorum.
Velhasıl ligin başında moral olarak bitmiş, borçları tavan yapmış, futbolcuların bile paralarını alamadığı, karizmasının yerlerde olduğu bir takım, elhamdülillah bugün şampiyon oldu.
30 yıl sonra tekrar gelen bu şampiyonluk için öncelikle sahada ter akıtan futbolcularımıza, teknik hocamız ve yardımcılarına, kulüp yönetimi nezdinde idari personeline kadar emeği geçen herkese teşekkürler. Sağ olun, var olun!
Allah bu başarılarınızın devamını hepinize kat ve kat arttırarak devam ettirsin.
***
Silivrispor'un efsane yükselişi yine taraftarın 'Efsane' olarak nitelendirdiği Başkan Mustafa Saral döneminde başladı. Amatörden profesyonelliğe giden takımın başkanı Mustafa Saral'dı. Takımın her zaman olduğu gibi o zamanda en büyük destekçisi cefakar taraftar gurubu Kasaba'ydı...
Silivrispor'un başarısı Mustafa Saral döneminde gerçekleşti... O zaman da yine alicengiz oyunları vardı. Saral döneminden sonra takım duraklama dönemine girdi ve çöküş başladı. Borçlar çoğaldı, alacaklılar kapıya dayandı... Ve bir süre sonra yönetilemez hale gelen takıma yeni bir kan, yeni bir başkan gerekti...
Ardından Ümit Kalko, kulübün başına geçti. Sonra ne mi oldu?
***
Silivrispor Kulüp Başkanı Ümit Kalko'yu 5 yıl önce yani 2012’de ayağında çizme, elinde kürek, üstü başı kir içinde tanıdım. Şu anki yaşının 33 olduğunu düşündüğünüzde o zaman 28 yaşında hani Anadolu tabiri ile “civanım delikanlı” olan birisiydi. Eğitimci kimliği ile Silivri’ye iki farklı yatırım yaptı. Bununla da yetinmeyip, koskocaman bir imparatorluğun temellerini yine ilçemizden attı. Mektebim Okulları’nın ilk tabelası Silivri’de asıldı. Bugün Türkiye’nin en büyük eğitim kurumlarının kurucusu olan civanım delikanlı: “Artık Silivri ile işim bitti” diyerek sırtını dönüp gitmedi. Sosyal projeler başta olmak üzere, her alanda gerek kurumunun gerekse kendi ismini hiç unutturmadı. Bununla birlikte Sayın Kalko’nun en büyük zaafının Silivri olduğunu, Silivri’yi çok sevdiğini ve Silivri’de daha yapacağı çok işin olduğunu ben şahsen iyi bilenlerdenim. Tabi bu zaafını bilen tek ben değilim. Bunu en az benim kadar iyi bilen birisi daha var!
Kim mi? Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar.
Geçen sezon; Işıklar'ın, yerin dibine giren Silivrispor’u, tabiri caizse satılık eşya gibi pazara çıkardığı dönemdi. Ne yaptıysa, ne ettiyse kulübü (kakalayabileceği) yani alacak bir yiğit bulamadı. Kendisi bir taraftan, eski kulüp başkanı bir taraftan, eşrafları bir taraftan 'bu cenazeyi kimle, nasıl kıldıracağız' diye didindiler durdular. Bir türlü işin içinden çıkamadıkları anda akıllarına Ümit Kalko geldi.
Dediler ki; "Bu civanım delikanlıya kulübü verelim gitsin! Üçe-beşe bakmayalım, yoksa alacaklılar kapıya dayanacak, tüm foyamız ortaya çıkacak!"
Yumurtanın sınır kapısına dayandığı bu süreçte, korku ve endişe içinde hiç düşünmeden teklifi götürdükleri Kalko, tereddüt etmeden 'evet' dedi. Derin bir oh çekildi. Hemen kongre yapıldı ve göreve başlayan Başkan Kalko’nun ilk icraatı futbolcular başta olmak üzere esnaf ve kulüp çalışanlarının borçlarını kapattı. Bunu yaparken de ortak bir mücadele başlatarak “feda yılı” dediği süreci neredeyse tüm Silivri ile birlikte yönetti. Önce kulübü ekonomik anlamda rahatlatan başkanın daha sonraki hamlesi, yeni transferler ile takıma moral vermek oldu. Yetti mi? Yetmedi! Ligin başladığı tarihlerde kuyunun çamuruna saplanmış şekilde devraldığı Silivrispor'a, artık hakkettiği karizmayı kazandırma zamanı gelmişti. Vurduğu gol olan Silivrispor’a adeta can suyu olmuştu Kalko…
“Yiğit düştüğü yerden kalktı” ve koşmaya başladı. Hedef: “İlk sezon ekonomik rahatlama ile sürdürülebilir borç yapılandırması, ikinci sezonda ise şampiyonluktu.” Ama öyle olmadı. Kabına sığmayan Silivrispor, ligin en önemli takımı haline geldi. Hem kendi evinde hem de deplasmanda rakiplerine korku salan takım ruhuna büründü. Artık her hafta bu ilçeyi mutlu eden, her hafta yüzlerde tebessüm ettiren, yaşanan onca çirkinliğin üzerini bir gölge gibi örten olayları yaşatıyordu Silivrispor.
Öyle ki; bir gecede rakı masasında harcanan parayı vererek, "forma sponsoru oldum" diye hava atanlardan kurtularak, bugün yüz milyarlar verilerek, kendisine destek olanlarla tanıştı Silivrispor. Artık hiçbir şey eskisi gibi değildi. Üzerinde “akçeli işlerin” konuşulduğu, saçma sapan pazarlıkların yapıldığı, emlakçı ofisi gibi kullanılarak ticaret yürütülen bir yer olmaktan çıktı Silivrispor. Haliyle bu kadar başarının mimarı olan Kulüp Başkanı Ümit Kalko’ya tabi ki teveccüh ve alaka kaçınılmaz oluyor.
Tabi bu ilgi alaka “birisini” çok rahatsız etti.
Kim O? Belediye Başkanı Özcan Işıklar!
Başkan Bey bu durumdan öyle rahatsız oldu ki, hafif tabiri ile uykuları kaçtı. Anlamsız bir endişe içerisinde ne yapacağını şaşırdı. Yönetime müdahil olmaya kalktı, yöneticileri tehdit etti, kulüp gelirlerine taş koymaya teşebbüste bulundu. Hepsini geçtik, bu kadar başarılı kulübün başkanına “İstifa et” dedi. Hem de her maç sonrasında…
Son haftalarda her maç bitiş düdüğü ile Kalko’ya “işler daha fazla kötü olmadan bırak git” denildi. Yani günlerce, resmen yalvara yalvara kendi elleri ile verdiği kulüp başkanlığından, şimdi 'bırak git' diyecek kadar kin beslemek neden?
Ne oldu da Özcan Bey’in nefretini kazandı Kalko?
Kamuoyunun bilmediği bir problem mi var?
Bir önceki yönetimin enkaza çevirdiği anlayışa sesini çıkarmayan Işıklar, Silivrispor'un yıllar sonra kaybettiği itibarını yeniden kazandıran, bu başarıların mimarı olan Ümit Kalko’ya neden “istifa et” diye bağırıp duruyor?
Korkuyor olabilir mi?
İş hayatında zirve olan bir isim, sosyal hayatında zirve olan bir isim velhasıl el attığı her işte zirveyi hedefleyen bir isim, olurda siyasete de el atarsa ne olacak?
Eyvah Eyvah! Yandı gülüm keten helva…
İşte Özcan Işıklar’ın en büyük korkusu, bir gün o koltuk altımdan gider düşüncesidir.
Zaten bunu da tescillemiş olacak ki; “Ben 10 Belediye Başkanı, 5 ilçe başkanı yedim, senide yiyeceğim” göndermeleri yapıyor. Evet, şöyle bir gerçek var. Ümit Kalko, Özcan Işıklar’ın önüne geçmiştir. Aradaki tek fark; biri siyasi, birisi yönetici olmasıdır. Halbuki herkes işini yapsa, ne kadar güzel bir tablo ortaya çıkacak değil mi?
Siyasetin çirkin gürültüsünden yeterince rahatsız olduğumuz bir dönemde, tüm ihtişamı ile bu ilçeye sevinç çığlıkları attıran spor kulübümüzün oyuncularında, daha terler kurumamışken böylesine yakışıksız bir hadise ile gündemi değiştirmek, bir belediye başkanına hiç uygun olmadı!
Hafta sonu zafer kutlamaları yapılması planlanan bir ortamda takdir ve teşekkür bekleyen Kalko’ya, istifa çağrısında bulunan belediye başkanı, bu sözlerinin altında ezilir. Unutmamak lazım ki; bu ilçe halkı, Silivrispor tarihine adını yazdırmayı başaran Ümit Kalko’yu nasıl hayır, hasenat ile yad edecekse, aynı şekilde bu başarıyı sırf siyasi kaygılar duyduğu için gölgelemeye çalışan Özcan Işıklar'ı da üzülerek hatırlayacaktır.
Tüm bu olumsuzluklardan sıyrılarak benim temennim, hafta sonu yapılacak olan şampiyonluk kutlamalarına ilçenin eksiksiz bir şekilde katılım gösterilmesidir. Bu erdemliği gösterecek bilgi ve tecrübeye sahip olduğumuzu düşünüyorum.
Bu duygularla Silivrispor'umuza 2. Lig'de başarılar diliyorum. Allah, çıktığınız menzilinizi mübarek etsin inşallah. Teşekkürler Silivrispor, Teşekkürler Ümit Kalko…
Not: Bu arada bir teşekkürü de Engin Akın hak ediyor. Silivrispor’un tüm maçlarını bizzat takip ederek, en güzel enstantane fotoğrafları biz basın mensubu ve kamuoyuyla paylaşarak ciddi emek verdi.
Kulüp ile ilgili tüm haber alışverişlerimizde hepimize ayrım yapmaksızın yardımcı olan Engin Akın’a yaptığı tüm gayretler için teşekkür ediyorum.