Silivri Belediye Meclisleri bu dönem de bayağı heyecanlı geçiyor.
İktidarda CHP, muhalefette AK Parti ve MHP olunca karşılıklı atışmalar biz gazetecilere tat veriyor.
Ekim ayı meclis toplantısının birinci oturumunu yine canlı yayından takip ettim. Olacakların birçoğu belli ama yine de alışkanlık oldu, kimin ne söylediğini duymak, görmek.
MHP Sözcüsü Sultan Aşkın’da performans düşüklüğü sezdiğimi söylemeliyim. AK Pari Sözcüsü Celalettin Yazıcı ise tam tersi, vites yükseltmiş. Eğer bir muhalefet kıyaslaması yapıp puanlayacak olursak AK Parti’nin muhalefeti MHP’ye göre daha iyi.
Üstelik geçen dönem MHP iktidarındayken Sultan Aşkın sözcüyken bile.
MHP’nin faaliyetlerini kendisinden ya da kendi meclis üyesinden iyi bilecek biri yoktur meclis salonunda.
Belediye Başkanının sosyal medya paylaşımlarını takip etmekten ya da dedikodulardan yola çıkarak muhalefet etme çabası, bu meclis toplantısından “kabak gibi” ortadaydı.
(Önceki birçok meclis performanslarındaki hakkını verelim.)
Laf kabaktan açılmışken, AK Parti-MHP arasındaki “kabak şenliği” söylem farkı izleyenlerin dikkatini çekti.
Aynı noktada buluşmak zorundalar mı peki?
Bence hayır.
Aynı noktada buluşmaları gereken siyasi faaliyetler “kabak şenliğine gittin gitmedin” ya da “kötüydü iyiydi” demekten ziyade, AK Parti ile MHP Silivri siyasetinde eğer bir hedef ortaya koyduysa veya koyacaksa bu genel seçim ile yerel seçim üzerine olmalı.
Kaldı ki, AK Parti İlçe Başkanı Sami Barlas, Kurfallı köyünün bir sakini. Kendi köyündeki bir etkinliğe elbette gidecek. Gitmesinden daha doğal ne olabilir?
(Sami Başkan, Bora Başkan’ın ilk köy toplantısında da karşılama nezaketi göstermişti.)
MHP’liler de kalkıp gitti mi bilmiyorum, gitmediyse gitselerdi keşke. Silivri Belediyesi çağırmadıysa da, o belediyenin nezaketsizliği olmuştur.
Sultan Aşkın, meclisten meclise partisini temsil etme alışkanlığını ya da ilçe başkanlığında birkaç kare paylaşma alışkanlığını bu şekilde sürdürmeyi seçtiyse kendisine bilemiyorum.
Volkan Yılmaz döneminde yapılan işlerin dünü ve bugününü aydan aya kıyaslamak mıdır sadece meclis üyeliği?
Ortada kocaman işler var ve bunları da sokak sokak sahada bulunarak anlatmalı.
Böyle bir siyaset yolu izlemeli diye düşünüyorum.
Ha, şu durumdan Bora Balcıoğlu da mutludur, onu da söyleyeyim.
“Park yapmadın, çöp toplamadın, belediyeyi batırdınız, teşekkür etmediniz, kültür merkezi yarım bıraktınız, kentsel dönüşüm yapmadınız, çorba dağıttınız, ikramiyeleri ödemediniz” söyleminden başka bir söylem söyleyemediği için; muhalefet ederken de “küçümseme, dalga geçme” gibi bir üslup görüntüsü çizdiği için, Bora Başkan’ın hoşuna gidiyordur...
Zaten Bora Balcıoğlu’nun bu eleştirilere cevabı hazır:
“O yüzden ben buradayım, siz ordasınız.”
Yani diyor ki: “Ben iktidardayım, siz muhalefettesiniz.”
AK Parti Sözcüsü Celalettin Yazıcı, bu işi iyi biliyor, onu tekrar söylemeliyim.
Siyasi terbiyesi ve nezaketi son derece dikkat çekiyor.
Konuşurken kullandığı dil, insanları rencide etmiyor ve bu, onun konulara hâkim olurken haklılığını da ortaya koyuyor.
Silivri’nin bölgesel sorunlarını bir ağızdan alarak meclise getiriyor.
Bu önemli.
Halkın meclis üyesi, halkın taleplerinin çözümü için uğraşır.
Celalettin Bey bunu meclis toplantılarında AK Parti adına hissettirebiliyor.
Yapıcı eleştiri dedikleri şey, sanırım Celalettin Yazıcı’nın tarzıdır.
Silivri Yoğurdu konusunda Belediye Başkanı Balcıoğlu’na yönelttiği eleştiri çok haklı ve yerinde.
Silivri’nin yoğurdundan övünecek bir üretime, kooperatifleşmeye dikkat çekiyor.
Silivri’nin otopark sorununu gündeme getirirken, çözüm önerisini de sunum şeklinde paylaşıyor.
Hazırlanmış gelmiş ve kamuoyuna içi dolu bir şekilde aktarıyor.
Kentsel dönüşümü eleştirirken, altını teknik anlamda dolduruyor.
Silivri Belediye Başkanı Bora Balcıoğlu’na geldiğimizde, son konuşmayı yaparken genelde son noktayı koyuyor.
Kendisine nasıl bir eleştiri yapılırsa yapılsın, Bora Başkan artık bu işi çözdü (öğrendi).
Nasıl bir çıkış yolu tercih edeceğini pratik bir zekâyla yerine getiriyor.
“Ben sizin noktadan baktığınız gibi bakmıyorum, o yüzden buradayım.” diyor ve ekliyor:
“Sizin bıraktığınız yarım yamalak işleri toparlamaya çalışıyoruz.”
Çocukların beslenme çantasıyla ilgili “benim mega projem” diyor.
Yapısal işlerden çok, “sosyal yardım” gibi daha dokunaklı işlere mesaj veriyor.
Bora Başkan, artık konulara hâkim bir belediye başkanı profili çiziyor.
“Projeleriniz, vaatleriniz nerede?” diye soranlara ama eksik ama fazla bir tablo sunabiliyor!
Doruk Bulut’un ilçe başkanı olmasıyla birlikte, siyaseten de elini daha güçlü hissettirecektir.
Doruk Bulut da Silivri’ye ve projelere hâkim bir isim.
Kasım meclisinde bunu net bir şekilde göreceğiz diye düşünüyorum.
VAY BALCIOĞLU VAY!
Silivri Belediye Başkanı Bora Balcıoğlu, hafta sonu Bike ve Üneş ailelerinin evlatları Rümeysa ve Berat’ın nikahını kıydı.
Düğün Beykoz’da yapıldı.
Kimdir bu Üneş Ailesi?
Silivri kamuoyunun da yakından tanıdığı, Silivri Belediyesi’ne birçok yıl çöp toplama hizmeti veren Üneşler Şirketi.
Bu şirket hâlen Silivri’de çeşitli alanlarda faaliyet gösteriyor.
Sahibi de Cemal Üneş.
Ailesi de Silivri’de yaşıyormuş.
Silivri’de siyasetle ilgilenip “tanımıyorum” diyen yalan söyler.
Bora Başkan, yardımcısı Emine Tarin ile birlikte bu düğüne katılmış.
Öğrendim ki, yıllara uzanan dostlukları var.
Damat Berat, Bora Başkan’ın kıymasını bizzat istemiş, öncesinden söz almış, Balcıoğlu da gidip kıymış.
Silivri’de ve bazı sosyal medya sayfalarında “Balcıoğlu, İmamoğlu itirafçısı Cemal Üneş’in oğlunun nikahını kıydı” şeklinde haberler yapıldı.
Balcıoğlu gidip nikahı kıymış kıymasına da; ne Berat’ın, ne gelin Rümeysa’nın, ne de anne-babalarının kimlik GBT’lerini yaptırmamış, MİT’ten Emniyet’ten istihbarat raporlarını istememiş!
Bi’dakka yahu!
Önceden olur olmadık kişiler için “Bu FETÖ’cü” diyerek bir kalıba sokulurdu insanlar ve herkesin onlardan uzak durması sağlanırdı.
Şimdi başka versiyon mu çıktı?






