Geçtiğimiz gün gündemimize düşen bir kararname ile Silivri medyasında ve siyasetinde hareketli anlara hep beraber şahit olduk. Neydi o?
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanarak resmi gazetede yayınlanan ve Silivri’nin Kavaklı Mahallesinde bulunan 172 dönüm arazinin Murat Sancak’ın sahibi olduğu Maxicells İlaç Sanayii A.Ş.ye tahsis edilmesi...
Bu alana Türkiye’nin ilk ‘kan üretim merkezi’ inşa edilmesi planlanıyor. Yatırımın içeriğine baktığımızda memleket için büyük bir hizmet, Silivri için büyük bir şans gibi görünüyor. 5 Milyar TL’lik bir yatırımdan, 500’e yakın bir istihdamdan bahsediliyor.
Ancak burada bir virgül koyarak, tepkilere dikkat çekelim istiyorum.
Elbette herkesin anlamadığı ve anlam vermeye çalıştığı bir yatırım söz konusu.
Hükümetimizin böyle yatırımları teşvik etmesi, desteklemesi ve ön ayak olmasını gönülden destekliyorum. Üretim üretim diye diye bağırıyorsak, üretim için teşvikler verilince de bi dakka demeyeceğiz.
Konunun başına dönecek olursak eğer, bu yatırımın zamanlama şekli ve sektörü ne kadar doğruysa, planlaması da o kadar doğru olmalı.
En doğru yere kurulması mümkün olan bu tesisin; neden mahallenin ortasına kurulmak isteniyor olması herkes gibi beni de düşündürüyor.
Hem de planlarda ‘üniversite’ ve ‘spor’ alanı olarak işlenen bu yere…
Bakın bu tür kararlar, Silivri’de tüm doğruları götürüyor. Silivri’de onlarca sanayi bölgesi, hazine yeri, ya da daha verim alınabilecek yerler varken, Kavaklı Mahallesi’nin tam ortasına bu tesisin kurulmasını mantıklı bulmuyorum. Diğer bir husus, konudan kimsenin haberi yok. En azından şimdilik öyle gözüküyor. Ama… Ben bu yerin tahsis kısmında birilerinin mutlaka haberi olduğunu düşünüyorum. Bu tahsis kararının öyle paldır küldür verişmiş bir karar olmadığını düşünüyorum.
Firmanın kurumsal internet adresinde “2008 yılında” denilerek başlayan çalışmalar devamında; “Üretim merkezimiz Silivri’de 150 dönüm arazi üzerine inşa edilmektedir” şeklinde yazıyor. Yani demek oluyor ki uzun zamandır bu işi takip eden birileri var. Ayrıca hepsini geçtim. Sayın Cumhurbaşkanımız Kavaklı’yı ne bilir, şehre yakınlık uzaklık kısmını ne bilir?
Oranın Silivri için, mahalleli için, vatandaş için ne kadar kıymetli, ne kadar önemli olduğunu bilse, oranın Silivri için manevi anlam taşıdığını bilse, kültürel değeri olduğunu bilse onay verir miydi?
Bence vermezdi. O bakımdan bu yeri kim ya da kimler tarafından Cumhurbaşkanımıza aksettirildiğini irdelemek lazım? Üzerinde durulması gereken başka bir konu da budur.
Kararnameden sonra CHP kanadından büyük tepkiler geldi. Birde şu ağızlarına doladıkları peşkeş yakıştırmasını konuya dâhil etmeseler daha güzel olacak ama maalesef çok seviyorlar. Muhalefet edeyim derken olayın seyrini şova çeviriyorlar.
Onay makamı Cumhurbaşkanı olunca haliyle AK Parti kanadından henüz bir ses çıkmadı. Büyük ihtimal öyle alelade bir çıkışta olmayacak gibi. Belediye Başkanı Volkan Yılmaz’ında şu ana kadar konuya dâhil olmamasını “detaylıca araştırıyor” tarafına yormak istiyorum. Gerçi Cumhur İttifakı ortağı olarak onun da aleni itiraz edeceğini sanmıyorum ama yine de söyleyecek iki çift lafı vardır diye düşünüyorum. Belediye meclisinde konu tartışılacaktır. Belki hararetli anların da olacağı meclisi takip etmek gerekiyor. Ayrıca bu işe sessiz kalarak; 'ne şiş yansın ne kebap' hesabı yapanların da yaklaşan bir sonraki yerel seçimleri de iyi hesap etmesi lazım. Sonra ateş düştüğü yeri yakar haberiniz olsun...