Değerli dostlarım bugün özel bir konu işleyeceğim. Sizlerle olan samimiyetimden dolayı yazıyorum. O kadar hakkımız, dostluğumuz vardır diye düşünüyorum.
Benim için gurur kaynağı bir konu.
Kendisi, kendisi hakkında olumu veya takdire değer şeyler yazılmasını pek istemez. Öne çıkmaz ve reklamını yaptırmaz. Bu yazıyı okuyunca yine ne gerek var diyecek! Daha önce söylediğimde “boş ver gerek yok” diyerek beni engellediği için.
Bu kez beni engellemesine müsaade etmeyeceğim çünkü haber vermedim ve sormadım.
Kardeşim Eren’den bahsetmek istiyorum.
Evet o, Silivri Belediyesi Basın ve Halkla İlişkiler ve daha sonra Kültür Müdürü olarak birden fazla sorumluluk alan kardeşim Eren Ermiş…
2019 yerel seçimlerinden hemen sonra Başkan Volkan Yılmaz tarafından Basın Danışmanlığı, arkasından Halkla İlişkiler ve daha sonra Kültür Müdürlüğü ile önemli vazifelerin başına getirildi.
Seçim sürecinde Sayın Yılmaz için sabahlara kadar haberler yaptı, videolar hazırladı, çoğu zaman sosyal medyasını yönetti.
Seçimler bitti. Basın danışmanlığı görevi gündeme geldiğinde rahmetli babam İrfan Ermiş, kardeşler olarak hepimizi topladı “Gelin bir konuşalım” dedi.
Allah şahit, belediyede görev almasını hiç istemedim. Kardeşim Alparslan, “Olsun güzel olur”, babam “Tecrübe edinsin, belediyeciliği öğrensin” dedi.
Ermiş kardeşler olarak, mesleğimizden örnek vermek gerekirse hepimizin farklı yapısı ve özellikleri var.
Babamda, gazeteciliğin tüm özellikleri bulunurdu. Muhabirlik nasıl yapılır, gazeteci nasıl olunur, reklam nasıl alınır, anlayacağınız hepsi.
Hatta bir ara tasarım yapmaya bile yeltenmişti de yok demiştik. Başımızda durur, “başlığı şöyle büyült, resmi şuraya çek” falan derdi.
Alparslan babamın kopyası gibi. Habercilik, muhabirlik, grafik tasarım, video çekim montaj, reklamcılık hepsi. Bugün kendi ayakları üzerinde durabiliyor çok şükür. 2006’da babam gazete dağıttırarak mesleğe bulaştırdı.
Ben 1997’lerde gazete dağıtırdım mesela. Esenyurt ve Beylikdüzü diye bir ilçe yokken, oraların tozunu yutardık. 2007’den itibaren aktif yıllarım başladı.
2015’lere kadar gazetecilik keyif veriyordu. Babam Yörünge Gazetesini haftalık ve günlük olarak Beylikdüzü’nde yayınlarken, biz Kasaba Gazetesi’ni Silivri’de okuyucu ile buluştururduk.
Alparslan Babamla idi, Eren’le ben Silivri’de.
Mesela Eren’in, onca yıl gazeteye reklam alabildiğini veya abonelik yaptığını hatırlamam! Beceremez, kimseden bir şey isteyemez, daha doğrusu para isteyemez.
Haber yazar, röportaj yapar, tasarım yapar, araştırır bulur öğrenir veya düşünür üretir ama iş reklama gelince, kocaman sıfır.
O işlere ben bakardım. Kaynak bulmak benim özelliğimdi.
Röportaj yapar gazete satardım, reklam ve abonelik alırdım.
Eren’in, belediyeden ziyade ulusal medyada görmek hep ayrı bir yakıştırma olmuştur benim için.
Demirören Haber Ajansında muhabir iken, merkeze alınma yani merkez muhabirliği teklif edildi ama o en nihayetinde, inandığı davanın partisiyle kazanılmış belediyede görev almayı tercih etti.
İtiraf etmeliyim, Eren belediyede göreve başlayınca ciddi sıkıntılar yaşadık. Çünkü aldığımız işlerin mutfağında merkezinde o vardı ve onun elinden geçmeden olmazdı. Biraz geç oldu ama toparladık çok şükür.
Bugün, Eren’in konumu benim için gurur kaynağı ama mesleki açıdan dezavantaj ne yazık ki! Bu da başka bir itiraf olsun!
***
Aslında bu satırları kaleme almamın sebebi, onun ne kadar zor bir görevde, fedakârlık isteyen bir görevde olduğuna dikkat çekmek hem de dertleşmek içindir. Belediyeciliğin fedakârlık isteyen bir iş olduğunu elbette biliyorum ama bu kadarını beklemiyordum! Rahmetli babam 3 ay hastanede yattı, biri bayram ziyareti olmak kaydıyla toplamda 3 kez görebildi. Böyle iş mi olur? Oluyormuş demek!
E şimdi çocuk büyüyor, Eren evde yine yok! Bizden, ailesinden, sevdiklerine ayırması gereken zamandan gitmiyor mu bunlar?
Eren Ermiş’in bugünkü görevlerine baktığımızda, alt tarafı bir basın ve halkla ilişkiler müdürlüğü, kültür müdürlüğü olarak görünüyor olabilir ama öyle değil işte!
İstanbul’un tek MHP’li belediyesinde Volkan Yılmaz’la çalışmak kolay mı sizce? Latife algılamayın, çok ciddiyim ve belediyedeki tanıdıklarıma soruyorum “Eren neler yapıyor nasıl gidiyor” diye. Gidiyorum odasında bakıyorum, programlarda takip ediyorum.
Sonuçta benim canım, kanım, kardeşim ve ne yaptığını öğrenmeye çalışmak doğal hakkım.
Kimse itiraz etmesin, örneği yok örneği!
Aylak aylak 7/24 gezmek farklı şey, fizyolojik olarak çalışmak farklı şey, sorumluluk almak, kafa patlatılacak ve dikkat isteyen bir alanda çalışmak bambaşka şey!
Gecesini gündüzüne katmanın vücut bulmuş hali.
Ben belediyeye gitmediğim sürece, kendisiyle randevulaşıp buluşmamız imkânsız.
Yeğenim Emir Batur yürümeye başlamış ama kendisi bir hafta sonra canlı canlı görebilmiş. Daha birçok detay var da “bize ne, tek o mu böyle çalışıyor” diyebilirsiniz. Anlatmak istemiyorum ama yaşayan bilir.
Eren Ermiş’in en önemli görevleri, Sayın Yılmaz’ın ve Belediyenin tüm icraatlarını vatandaşa tanıtmak yani duyurmak. Bir nevi haberdar edebilmek.
Bunu yaparken ki araçları doğru kullanmak.
Günümüzün baş belası sosyal medya, kendi evimde hanımla en büyük kavga sebebimiz. “Bırak artık şu telefonu oluyor” Başkanın ve belediyenin Sosyal Medya hesaplarını yönetmenin zorluğunu varın siz hesaplayın! (Laf aramızda, gelinimiz Gamze hanım da çok şikâyetçi bu konuda Eren’den)
Yerel ve ulusal basın ile ilişkileri ayarlamak. Bülten, bilgi vs. geçmek…
Açılış, temel atma, festivaller, milli bayramlar, analar, babalar günü gibi günlerde etkinlikler yapmak…
Basında ve medyada yer alan konuları takip etmek…
Bilgi notları, konuşma metinleri, mesajlar yazmak…
Halk ile ilişki kurulabilecek ne var ise, iyi gün acı gün hepsini sağlayabilmek.
Çok başarılı veya başarısız konusu vatandaşın veyahut başkanın takdirindedir. Elbette eksikleri hataları olabilir ama bugün bu koca fotoğrafa baktığımızda, Eren Ermiş’ten daha iyisi kim olur merak etmiyor değilim!
Her şey iyi bir ekiple mümkün…
Kimse tek başına büyük mesafeler kat edemez. Sayın Yılmaz’ı, gerçek anlamda fedakârca çalışan tüm belediye çalışanlarını kutlamakla birlikte, kardeşim Eren Ermiş’in hakkında hayırlı ve başarılarının daim olmasını diliyorum. Bunu dilerken de sağlığı için dua ediyorum. Üzülen bizden başkası olmayacak. Başucunda yine biz ağlayacağız…