Sınırlı Sorumlu İkitelli Silivri Toplu İş Yeri Yapı Kooperatifi (İSİLKOOP) Mayıs meclisinde gündeme gelince, muhataplarına söz konusu iddiaları sordum; gelen bilgi ve belgeler ile 15 Mayıs 2025 tarihinde haber yaptım.
Konuyu bir kez daha özetle hatırlatayım:
Çanta Balaban Mahallesi'ndeki 5.368 m²'lik sanayi imarlı arazi, Silivri Belediyesi tarafından İkitelli-Silivri Toplu İş Yeri Yapı Kooperatifi'ne 35 Milyon 500 Bin TL bedelle satıldı. Belediye meclisinde muhalefet meclis üyelerince, "Kooperatife ucuza satıldığı, kamu zararı oluşturduğu" iddia edildi.
Olay bu.
Ardından öğrendik ki, belediye tarafından satışı yapılan alanın teknik özelliği 10 metre genişliği 500 metre uzunluğunda olması.
Gözünde tam canlandıramayanlar için, sahilde denize sıfır olan kıyıdan, yani Zabıta kulübesinden Hızır Hılkın köprüsüne kadar uzunca bir yol düşünün. Ya da bir cadde düşünün. Dar ve uzun bir alan...
Peki bu tip arazi ölçülerine ne yapılabilir? Yeşil alan, çimenlik vs.
Ben demiyorum, uzmanlar diyor.
Hadi böyle olsun diyelim, planlarda bir de görüyoruz ki NATO Akaryakıt boru hattı çekme mesafesi sınırı (koruma bandında) alanında kalıyor.
İşte şimdi işler değişiyor. Güvenlik gerekçesiyle bu alana çivi bile çakılmıyor.
Bunu kim söylüyor? Tapu verileri, Milli Savunma Bakanlığı kararları, imar planları.
Muhalefet meclis üyelerinin birçoğu aslında bu detayı da biliyor ama şu an için yorum yapmaktan kaçınıyor.
Sonra dediler ki: "NATO hattı olsa bile verilen imar hakkı diğer parsellerde kullanılacak."
Peki, bu konuya Kooperatif Yönetimi ne diyor?
"Hayır, bizim bu imar hakkına da ihtiyacımız yok!"
Bu arada evet, yasal olarak böyle bir hakları da var yani. Kullanmak istemeyen kendileri...
Ben bu olaydan öncelikle şunu anlıyorum: Kooperatif yönetiminin buraya, yani bahsi geçen 5.368 m²’lik alana ihtiyacı yok. Yok ama mecburen almak zorunda kalıyor.
Peki neden?
İmar planlarında tevhit şartı, yani parsel birleştirme şartı olması nedeniyle almak zorunda kalıyor.
He, almasa ne oluyor?
Böyle bir şey mümkün değil, onaylı imar planı bu şekilde çünkü satın almazlarsa inşaat ruhsatı verilemiyor.
Yani bir nevi mecburen satın alınıyor.
Bunu kim yapıyor? Cevap: Silivri Belediyesi.
Hangi sebeple?
Çünkü NATO’nun boru hattı çekme sınırında (koruma bandında) kalan 10 metre genişliği ve 500 metre uzunluğundaki bu biçimsiz araziyi hiçbir şekilde değerlendiremeyeceği için.
Satın alma şartı koyarak, belediyenin kasasına para girmesini sağlıyor.
Bu arada bence iyi de yapılmış...
Gelelim önemli diğer detaylara:
Peki, buranın "sanayi imarlı" planı ne zaman işleniyor?
Çanta Belediyesi döneminde, yani aşağı yukarı 20 yıl önce.
"Tarım arazileri imara açılıyor" diye yaygara koparanlar, 20 yıldır neredeydi?
Bu arazi tarım arazisi de, Silivri E5 karayolunun güneyi, yani konutlar bölgesi çöl müydü?
"Tarım arazisinin ortasına sanayi dikiyorlar" diyenler, projenin bulunduğu aynı ada içinde Ayfar'ın devasa yeni fabrikasını, hemen dibinde Pal Plastik Ambalaj, Bayramoğlu Ambalaj, Albayrak Aliminyum, az ilerisinde ise koooskoca Sanovel İlaç ve bir sürü fabrikayı görmüyorlar mı?
Onları görmeyen gözler dikkatini buraya vermiş. Neden?
Bakmakla görmek arasındaki fark bu olsa gerek...
Görmek istemeyene zaten göstermezsiniz, çünkü onlar gözünün üstünde kaş var diyerek yine beğenmeyecek ve bildiklerini okuyacaklar!
Yine bir başka iddia, "siyanür, asit atıkları" gibi tehlikeli maddeler olacağı ve çevreye zarar verileceği.
Sanayi kuruluşu denildiğinde elbette merak edilen birçok konu olabiliyor.
Burada da Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu karşımıza çıkıyor.
O da var kardeşim! Kapı gibi raporları ellerinde...
Ben istedim ulaştım. Merak edenler varsa firmadan alabilirler. Zaten çevreye zararı var mı yok mu, faaliyet alanlarına göre Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü rapor veriyor.
Bir de şöyle bir durum var ki, Silivri Belediye Başkanı Bora Balcıoğlu, 25 Ocak 2025'deki temel atma törenine katılarak çok açık bir mesaj verdi:
"Silivri’mizin verimli tarım arazilerini korumak bizim için bir öncelik. Ancak gelişim ve büyüme de kaçınılmaz. Burada esas mesele, koruyarak geliştirmek ve bu toprakları gelecek nesillere yaşanabilir şekilde miras bırakmaktır. Bugün temelini attığımız bu proje, planlarda zaten sanayi alanı olarak belirlenmiş bir bölgede hayata geçiriliyor. Tarım alanlarımızı asla sanayiye veya imara açmıyoruz."
Yani bakanlıklardan, valilikten, belediyeden gerekli izinleri almadan ruhsat verilmesi mümkün mü?
Değil kardeşim!
Projenin girişinde tapu gibi ruhsat belgesi asılmış, gayet şeffaf bir şekilde herkesin görebileceği yere konulmuş.
He olur ya, projenin dışına çıkıldığını varsayalım, devlet gereğini en ağır şekilde yapacaktır. Kimsenin gözünün yaşına da elbette bakılmaz diye düşünüyorum.
Projenin eleştirilmesini de gayet normal karşılıyorum. Ama yeni bir şeymiş gibi, ne olup biteceği belli değilmiş gibi hava estirilmesini de doğru bulmuyorum.
Silivri siyasetçileri ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri önemli bir sınavla karşı karşıya. Bu sınav; onların bilgisini, vizyonunu, objektifliğini ifşa edecek...
Tüm bu gerçekler açıkça ortadayken, tüm yasal izinler ve prosedürler tamamlanmış ve hızla inşaat yapılıyorken, “katliaamm vaarr, bu projeyi istemiiyoruuuzz” diye ses yükselten STK ve siyasetçiler varsa, ya siyaseti bilmiyorlar ya da niyetleri başkadır.
Vesselam...