Sevgili dostlar…
Yerelde siyaset yapmanın handikapları olduğu gibi gazeteciliğinde ciddi problemleri var. Nedir o? Kişilerle bire bir muhatapsınız…
Yani bazen en ağır eleştirileri yaptığınız kişilerle her an her yerde karşılaşabiliyorsunuz. Yâda gün geliyor sevdiğinize, kıymet verdiğinize, hatta aynı dünya görüşünü paylaştığınız yakınlarınızı bile istemeyerek de olsa üzebiliyorsunuz. Üzmekten kastım konumu gereği o kişi ya da kişileri eleştiriyoruz. Sonra? İşte sonrasına alışmak çok zor!
Sendemi Ahmet! E bende tabi…
Hâlbuki muhalefet için iktidarı eleştirmek nasıl bir geçim kaynağı ise gazetecinin de beslendiği konu aynı kardeşim! Ve bizler, sürekli eleştirmek zorundayız! Sevseniz de sevmeseniz de gerçek bu! Bilirsiniz rahmetli babamı anmadan pek yazı yazamıyorum. Mübarek arada bana söylerdi; “oğlum alışmadık g…e don durmaz” diye… O bakımdan eleştiriyi kendinize hakaret saymayın! Bunlara alışın ve istişare kültürünüzü geliştirin. Bu sözlerimin bir adresi muhakkak var. Lakin Silivri’deki tüm yöneticiler bu yazımdan payına düşeni alabilir. Her defasında bizlere hakaret etmekten vaz geçin! Herkes iyi bir tek bizler mi kötüyüz? Herkes dürüstlük abidesi de bir tek bizler mi yamuğuz? Yapmayın! Seviyeyi koruyun ve düşürmeyin…
Kıymetli okurlar;
Son bir kaç aydır Silivri’deki siyasi hareketliliği takip ediyoruz. Sadece siyasi hareketlik mi? Hayır! Çeşitli camialarında bu sürece ateşli bir şekilde dâhil olma arzusunda olduğunu da gözlemliyoruz. Genel seçimlerin yaklaşmasıyla sessiz sedasız ilerleyen ilçe gündemimiz ciddi ciddi vites attı. Siyasete niyeti olan, niyetine girmek isteyen kim varsa saman altından suyu yürütme gayretine düştü. Derdini açıkça söylemekten çekinenler, kulis marifetiyle gizli gizli iş yapıyor. Veyahut yaptığını sanıyor. Sonra bakıyor ki ifşa oldu, ardından 40 takla atarak şehir efsanesi modu…
Konuyu şuraya getireceğim...
Geçen gün bir meslektaşımla sohbet ediyoruz. Daha doğrusu kritik yapıyoruz…
Tabi benim siyasi görüşümü de bildiği için aklı sıra ters köşe yapacağı bir soru sordu bana. Dedi ki; “CHP’nin 2024 aday adayları arasında kimi şanslı görüyorsun?”
- Nereden çıktı bu şimdi dedim
-Sen hele bir söyle diyerek zorladı beni
Aslında karşı mahallenin aday adayları beni pek ilgilendirmez ama takip ettiğim bir konu hakkında söz söylemekten çekinmem. CHP’de yaklaşan genel ve yerel seçimler için bir sürü isim sayabilirim. Buna öncelikle genel seçimlerden başlamak gerekiyorsa; milletvekilliği için geçmiş dönem belediye başkanı Özcan Işıklar’ın ismini tek başına kenara not etmek gerekiyor. 10 yıl Silivri’de görev yapmış birisinin şöyle geriye dönük 40 yıllık siyasi tecrübesi de eklenince “hakkıdır” demekten başka ne söylenebilir ki? Ayrıca buna itiraz edecek kim çıkar? Hem daha öncede yazmıştım; bence CHP’liler Özcan Bey’i vekil olarak Ankara’ya göndermeli. Yoksa 2024 için fazla isim yazmaya gerek kalmayacak! Doruk Bulut’unda milletvekili olma niyeti olduğunu duyuyoruz. Onunda önünde bir engel var! Kim? Cafer Mahiroğlu… O kim? Halk TV’nin sahibi olur kendisi. Doruk Bulut’un kendisiyle olan yakınlığını anlatmaya gerek yok! Dolayısıyla Mahiroğlu’nun şansı Bulut’tan daha fazla diye düşünüyorum. Tam tersi olur mu? Olabilir…
Yerel seçimlere gelecek olursak eğer, buraya çok detaylı girmek gerekiyor. Çünkü birden fazla isim var. İlçe Başkanı Berker Esen, Can Ayata, Bora Balcıoğu, Melih Yıldız ve Saadet Gencoğlu bunlardan bir kaçı. Ve emin olun daha da çıkacaktır.
Şimdi bu isimler arasında en şansı kim? Zannediyorum o kişi de tek başına; “Melih Yıldız” derim. Bunu söylerken de CHP’lilerin genelinden aldığım izlenimle söylediğimi belirteyim. “Kazanacağımız adayla seçime girmeliyiz” diyenlerin çoğunluğunda Sayın Yıldız’ın isminde kanaat oluştuğunu görüyorum. En azından birinci sırada kendisi var. Zannediyorum kendisinin de bu yönde isteği baya baya artmış olacak ki; ciddi ciddi hazırlanıyor. Dedim ya karşı mahallenin iç işlerine pek karışmam ama Sayın Yıldız, benimde tanıdığım iyi ve temiz bir insan. Olur mu? Olabilir… Ama işi çok zor!
Neden?
Parti tabanında isminin ön sıralarda olması elini güçlendirecek lakin “dengeler” hususunda aynı durum ortaya çıkmayabilir. Parti içi rakipleri adam harcamakta pek mahirdir. Acımazlar! Kimler harcanmadı bu siyaset sahnesinde. O yüzden tek kolla değil, bildiğin ahtapot gibi her taraftan sıkıca sarılması lazım. Seçimi kazanma hesabından çok adaylığı nasıl alacağını hesaplamalı. Dediğim gibi zira hazır kıta bekleyen parti içinde bir sürü rakibi var. O isimlerin hepsi de kenara atılacak yani hafife alınacak isimler değil bunu da kafasından çıkarmaması gerekiyor.
Neyse bu konuyu daha çok işleyeceğiz...
Bana bu soruyu soran meslektaşıma ne anlattıysam aynısını bu satırlardan da sizlere yazdım. Gerisi siz kıymetli okurlarımızın taktirinde…