Sayın Cumhurbaşkanımızın yaşadığı rahatsızlık nedeniyle birkaç gündür siyasi atmosferde acayip bir durulma yok mu? Parti liderlerinin meydanlarda konuşacak malzeme bile bulamaması, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her alanda lokomotifin başını çekiyor oluşunun en büyük göstergesidir. Yani? Adam halen lider vesselam…
Bu arada yaşadığı sağlık sorununu çapsız bir şekilde çirkin söylemlerine malzeme edenlere iki kelam etmek isterim. Allah, kimseyi sağlığı üzerinden mesnetsiz hakaretlere maruz bırakmasın. İnanın anlamıyorum. Neden böyle acımasızca, gaddarca nefret ve kin dolusunuz? Yazık günah değil mi? Bugün Sayın Erdoğan, yarın Sayın Kılıçdaroğlu ya da Sayın Bahçeli… Yapmayın! Adamı iki günde kanser ettiniz, yoğun bakıma soktunuz, yetmedi “kalp krizi geçirdi” diyerek diri diri mezara gömdünüz be kardeşim! Edep yahu edep…
Sayın Cumhurbaşkanımıza tekraren geçmiş olsun diliyorum. Sağlık ve sıhhat içinde hayırlı görevler temenni ediyorum.
***
Geçen gün dostlarla sohbet ediyoruz. Konumuz da Doruk Bulut…
CHP İstanbul 3. Bölge Milletvekili adayı olarak 12. sırada yer almasına rağmen müthiş bir elektrik veriyor. Adamın içinden başka birisi çıktı ya da biz bugüne dek Doruk Bulut’u eksik tanımışız. Ben de bu fikri dibine kadar savunanlardanım. Çünkü yıllardır Silivri meclisinde kendini takip ederim. Öyle pek etliye sütlüye karışmaz, çokta konuşmazdı. Hatta bu adamı güldürene, “Mercedes veriyoruz” diye iddiaya girdiğimiz de olmuştur. Şakası bir yana asık suratlı halini bilirim sürekli olarak. Ama benim gibi şaşırttığı ciddi kesim var söyleyeyim. Yani TBMM’ne girer veyahut giremez orası ayrı bir mevzu da Silivri siyaseti yeni bir siyasi jön kazanmıştır. Seçim çalışmalarında hem çok başarılı, hem de çok hevesli görüyorum kendisini. Sosyal medyasından saha programlarına kadar enerjisi çok yüksek profilde yürüyor. Partisinin de kendisini sağlam bir şekilde sahiplendiğini görüyorum. Silivri’de nereye baksanız, kafanızı nereye çevirseniz, devasa afiş ve posterlerini, isminin yazılı olduğu muhakkak bir görselini görüyorsunuz. Diyorum ya adamlar iyi çalışıyorlar…
Mesela bir de AK Parti’nin milletvekili adayı var. Kim o? Yalnız adam Mutlu Bozoğlu… Belki Sayın Bulut kadar seçilme şansının olduğu bir sırada değil ama en azından Silivri’de avantajlı olduğunu sandığım durumları vardı. Ne bileyim yani en azından Cumhur İttifakında olan bir belediyenin kendisine sağlayacağı destek ve kolaylıklar olur diye düşünmüştüm. Yanılmışım…
Aksine bırakın destek olmayı neredeyse köstek olduklarını düşünmeye başladım. Yani Volkan Yılmaz’ın “herkese aynı mesafede olacağım” diyerek yürüttüğü politikanın adını bir türlü koyamadım gitti. 2019 yerel seçimlerinde Bozoğlu’nun ilçe başkanlığında AK Parti’nin kendisine verdiği desteğin yarısını hem parti hem de mevcut belediye yönetimi ortaya koymuyor ya! Eksiğim varsa ne olur tamamlayın. Ama sorsanız daha ne yapalım kafasındalar… Bakıyorsunuz bir gün öncesi AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş’un yanında esip gürleyen Volkan Başkan, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yönetimde olmadığı bir anlayışta benim Silivri belediye başkanlığımın çok bir şey ifade etmez” gibi ışıltılı sözlerle mesaj veriyor. 'Sonuna kadar yanınızdayım' diyerek İttifaka vurgu yapıyor. Ertesi gün bakıyorsunuz başka bir ruh haline bürünmüş. Ve inanın artık mızrak çuvala sığmıyor demekten çekinmiyorum bile…
Ayrıca gece ittifak ruhundan bahsedenlerin sabahında AK Parti’deki programa katılmamasını ben anlamıyorum. Bu normal mi? Cumhur İttifakı paydaşlarının aynı kare içerisinde verdiği güç birliği fotoğrafında sizler MHP olarak neden yoksunuz? Hadi başkan beyi bir yere kadar anlıyorum ama parti olarak bu soğukluk neden? Paylaşamadığınız nedir? Kusura bakmayın ama birbirinize bir türlü ısınamadınız gitti. Ne yazık ki bunu dışarıya yansıtanda MHP’dir. Silivri için söylüyorum… Aynı gün (dün) külliyede Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli, BBP Genel Başkanı Sayın Destici ve DSP Genel Başkanı Sayın Aksakal, aslanlar gibi poz veriyor, yerel temsilcileri bir eksikle berberiz diye hava atıyor. Kim o eksik? MHP Silivri İlçe Teşkilatı… O eksikliğinde derdini az çok tahmin ediyorum da neyse…
Hayır kendiniz söylüyorsunuz, “Hükümet ve bakanlıkların kapısı bizlere ardına kadar açık ve ne istersek alıyoruz” diye. Peki, iş bu haldeyken hükümet partisi ve en güçlü ortağınız AK Parti’nin davetine bir temsilcinizi nezaketende olsa göndermiyor sunuz? Niye millete dedikodu malzemesi veriyorsunuz arkadaş! Sonra sende mi Ahmet! Evet, bende! Peki, ben bunları neden yazıyorum biliyor musunuz? Dertleniyorum kardeşim! Yazık ediyorsunuz bunca dava gönüllüsüne. Ciddi söylüyorum saçma sapan takıntılarınız yüzünden tabanınıza verdiğiniz tek şey; üzüntü…
Artık sizi sevenleri, size kıymet verenleri üzmeyin! Şurada iki hafta dişinizi sıkamıyor musunuz ya? Yalandan da olsa el ele, omuz omuza bir süreç götüremez misiniz? Sizi yan yana görmemiz için illa Ankara'dan üst düzey temsilcilerin Silivri'ye gelmesi mi lazım?
Diyecek çok sözüm var da kime anlatıyorsun ki...
Neyse yazımı o meşhur dizelerle bitirmek istiyorum; Kurt kışı geçirir de…