Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz dün meclis toplantısında kendisi söyledi: “Lavanta festivalinde önceki başkan Özcan Işıklar’a teşekkür ettim. Festivallerde Özcan Işıklara teşekkür ettim. Köy pazarı açılışında Özcan Işıklar’a teşekkür ettim.”
Volkan Başkan aslında birçok yerde teşekkür etti Özcan Bey’e.
Taş üstüne taş koyandan Allah razı olsun diyor ve teşekkür ediyor. Birkaç defa Selami Değirmenci yine birkaç defa Hüseyin Turan’a hatta görev yapmış birçok belediye başkanına teşekkür etti. Ama bu isimlere Özcan Işıklar’a teşekkür ettiği kadar etmedi. Peki, bu teşekkürler sadece nezaket üzerine mi yorumlanmalı? Bir yere kadar evet! Ama sürekli geçmişi hatırlatarak Volkan Başkan’ın neyi hedeflediğini ben bir türlü anlayamadım. Zannediyorum Cumhur İttifakı’na gönül vermiş %47’lik kesimde anlamıyordur… Her mecliste sürekli bir önceki döneme atıfta bulunarak başlayan eleştiriler daha sonra yerini teşekküre bırakıyor. Seçimlerin üzerinden neredeyse 1 yıl geçti ama halen eski belediye başkanını gündemimizden çıkartamıyoruz. Bu biraz garip değil mi? Bence çok garip.
Ve son olarak şu soruyu sormak istiyorum Sayın Başkan’a, “Özcan Işıklar’a bu kadar teşekkür etmek zorunda mısınız?”
Muhalefet iyi çalışmış
Mart ayı meclis toplantısında CHP gurubu önergeleriyle dikkat çekti. Objektif olmalıyım ki, CHP dersine iyi çalışarak gelmiş. Muhtemelen bundan sonra da aynı çalışmayla karşımıza çıkacaklar. Volkan Başkan ve meclis üyeleri muhalefetin bu ataklarına karşı koyabilecek bir strateji üretmeliler. Bunun yolu projeleri iyi analiz etmek ve istişarelerde bulunmaktan geçiyor. Herkes gönülden görevini yapmalı. Silivri halkının, Cumhur İttifakına oy veren insanların sorumluluğunu üzerinde taşıyanlar, bu bilinçle koordineli olmalı.
Yaprak dökümü derken?
Geçtiğimiz gün yaptığım bir haberi ile ilgili attığım başlığı beğenmemişler. Kimler? AK Partili dostlarım…
Neymiş efendim o nasıl bir başlıkmış... Siyaseti çok iyi bilmişler bana işimide öğretmeye başladı bu ara. Neyse, neymiş o başlık? “AK Parti’de yaprak dökümü devam ediyor”
Evet, aynen yapraklar birer birer dökülüyor. Kimilerine göre bu durum ‘hainler’ gemiyi terk ediyor şeklinde yorumlansa da gel gelelim koca bir çınarın yavaş yavaş yaşlandığını görüyoruz. En azından kör değiliz! Öteki deyimle bakar kör değiliz! Gidene dur demeyiz anlayışı maalesef AK Parti’nin hücre yapısını iyice bozmuş. 17 Yıl fire vermediği vakur duruşundan sadece liderin karizmasıyla ayakta kalabildiğini unutmuşlar birileri. Kerameti kendinde görenler boynuz kulağı geçti havasında halen. Bu durumda beni ziyadesiyle üzüyor. Genel merkezde başlayan her şeyi en iyi biz biliriz mantığı, 2002 ruhundan uzaklaşarak istişare meşveret kültürünü paramparça etmiş durumda. Oysaki gelenler ne kadar kıymetliyse gidenlerinde aynı terazide değerlendirilmesi açıkça ortadayken. İstisnaları bir kenarda tutuyorum tabiki! Zahirde maskeli siyaset kokanlar, batında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a nasıl zarar veririm planı işletiyor. Bunu görecek kadar siyaset bildiğimi de belirteyim. Ama bana kalkıp attığım başlığa takılarak sende onlardansın diyeninde aklını alırım! Herkes işini yapsın diyorum. Açıkça söylüyorum benim Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a olan bağımı, inancımı, hürmetimi ve güvenimi sorgulamak dün AK Parti rozetini sadece yakasına takanlar tarafından yapılamaz!