Sen 'UTANMADIN' mı
Türkyılmaz?
Geçen hafta Pazartesi günü meclis ile başlayan hafif "rüzgârlı" gündem, yine Cuma günü son meclis ile birlikte "tuvalet" kenarında bitti.
Biraz daha gayret ve mücadeleyi elden düşürmezse bizim siyasi aktörler, şimdiden söylüyorum, bu işin sonu b.k çukurudur! Ancak onlarda haklı. Bizim yetişme kültürümüzde hep dillere dolanmış tabirler vardı ya hani; "Biz babadan böyle gördük" gibi özlü sözler... Şimdi yukarıda, siyasi babalar "birilerinin önüne yatmış" derse aşağıda siyasi oğullardan ne beklersin?
İmamın yellenirse, cemaatin neler yapabileceğini bir kez daha gördük maşallah...
Her ne kadar mütevazı bir dil seçimi kullanılmaya çalışılsa da, dilin altındaki asıl baklanın pis kokan bir üslup olarak gözler önüne serildiğine şahitlik ettik. Kusura bakmayın, biraz koku saçan bir başlangıç oldu ama konunun ham maddesi tuvalet olunca benimde park bahçelerden söz etmem beklenemezdi. Şimdi tuvalet mevzusunu çok uzatmak istemiyorum, eşeledikçe koku yayılıyor.
Milletin meclisinde bu tarz konuşmaların ve atışmaların bir daha yaşanmamasını başta siyasi aktörlerimizden özellikte rica ediyorum. Canlı yayını yapılan meclisi, ekran başında izleyenler, -özellikle reşit olmayan- arkadaşlarımız üzerinde olumsuz etki bırakabileceğini de var sayarak, ilgili birimlerin bu gibi durumlarda anında yayını kesmeleri gerektiğini bir kez daha hatırlatmak istiyorum.
***
Şimdi meclisin ardından geriye kalan bazı konulara şöyle bir göz attığımızda, en çok konuşulan konuların başında; Silivri Belediyesi hoparlörüne kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından girilerek Başkan Özcan Işıklar'a yönelik "Kumarbaz Özcan" anonsları vardı. Tabi bu mevzu yerelden çıkıp, tüm ulusal basında da yer alınca haliyle Ülkenin en çok konuşulan konuları arasındaki yerini aldı. AK Parti İlçe Başkanı Rıfat Kutlu'nun "üzülüyoruz" açıklamalarına, "neden üzülüyorsun ki gayet doğal" dercesine bir cevap veren Özcan Işıklar'ın da aklında ne vardı tam bilemedim.
Bu çirkin olay yaşandığı ilk günden itibaren, Işıklar'ın önüne bir duvar, bir set oldu. Bu duvarın yıkılıp, önünün açılması öyle kolay olmayacak! İçimde hep bir korku var, yine bunlara benzer bir mevzudan dolayı gündeme gelirse diye...
"Seven gözün, kusur görmeyeceğini" sürekli olarak deklare eden başkan beyin, muhalefet tarafından böylesine bir kusuru görmemesi mümkün mü?
"Belediyenin onurunu korumak görevim" derken keşke onu bu olaya adınız karışmadan öncede diyebilseydiniz!
***
Şu "Rüzgâr Gülü" meselesine de değinmek istiyorum. Özcan Işıklar'ın, mesleği Jeoloji Mühendisliği olan AK Parti İlçe Başkanı Rıfat Kutlu'nun Silivri'nin çeşitli bölgelerine yerleştirilen rüzgârgülleri için olumlu rapor vererek rapor başına 50 Bin TL aldığı iddiası çaresizlikten ne yapacağını şaşırmış bir halin geldiği son noktadır.
Tut ki Rıfat Kutlu gerçekten böyle bir rapor verebiliyor ve gerçekten o bahsettiğin parayı da alıyor. Adama demezler mi "sanane" diye! Ortada illegal bir durum varmış gibi kamuoyuna bunu yansıtmak ve paylaşmak yine Özcan Bey'in tabiri ile ayıp ayıp!
Komik bir duruma düştüğünü üzülerek hatırlatmak istiyorum. Gerçi Kutlu, o işinde düzeltmesini yaptı; "Rakam az, 50 bin değil, 1 Milyon kazanıyorum..." dedi.
***
Rıfat Kutlu'nun; 140 Milyon TL'yi bulan belediye borçları ile ilgili, bankalara aydan aya yaklaşık 750 Bin TL ödenen, yıllık 8 Milyon TL'ye tekabül eden faiz borçları ile ilgili soruları yine havada kaldı. Başkan Bey, çok konuşarak dinleyicileri uyutup, onları etkisiz hale getirme becerisini yine bu dakikalarda devreye sokarak, eski Belediye Başkanlarından Hüseyin Turan ve Tahir Sert'e göndermeler yaptı. Hüseyin Turan'a ile Kipa mevzusuna girdi ve "12 Milyon Dolarlık Kipa için ağzımdan tek kelime duydunuz mu?" dedi. Sayın Turan'dan bir ricam var! Şu Kipa olayına bir açıklık getirsin artık gına geldi. Tahir Sert ile alakalı da "Elime çok şey verdiler" dedi. Ne verdiler eline?
"Elinde bir şey olup ta paylaşmayanın" derseler ne yapacaksın başkan? Evet, iyi siyaset yapıyorsun ama ikna edemiyorsun başkan! Ağzında sadece TÜRAM ile 3 yılı bitirmek mi amacın? Bir daha düşün derim...
SİZ HİÇ Mİ UTANMADINIZ MHP'LİLER!
Şimdi tüm bu yazdıklarım ile alakalı birden fazla kişi ya da kişilerle bolca sohbet ediyoruz. Konumuza hâsıl olmuş isimlerin dışında başka bir tane isim zikretmedim. Zaten istesem de yapamam çünkü malzeme bu kadar. Yukarıdaki konuların dışında bugün enteresan bir hadise ile daha karşılaştım. Malum Silivri'de de MHP İlçe Teşkilatı diye siyasi oluşum var. Başında bulunan ilçe başkanı ile pek yıldızımız barışık değil ama yönetiminde sevdiğim saydığım arkadaşlarım mevcuttur. Neyse MHP İlçe Teşkilatı bir basın bülteni hazırlayarak bazı basın mensubu arkadaşlarımıza servis etmiş. Yollanan basın bülteninde öyle garip bir konuya parmak basılmaya çalışılmış ki alakasız, basit, üstünkörü yazılıp, servis edilmiş. Maksat AK Parti'ye çakmak olsunda ne olursa olsun mantığı ile yürüyünce lastik patlıyor ve direksiyon hâkimiyeti elden gidiyor.
MHP İlçe Başkanı Şenol Türkyılmaz, Rıfat Kutlu ile Özcan Işıklar'ın arasında yaşanan polemiklerden kendince bir konu cımbızlamış ve "asfalta" takılmış... O asfalt mevzusuda Akören Köyü sakinleri tarafından Rıfat Kutlu'dan rica edilen ve derhal yerine getirilen bir hadise. Özcan Işıklar'da takmış o konuya :) "Rıfat'ın dökeceği asfalttan bu kadar hayır gelir" diye.
Bir de 9 tane madde sıralamış peş peşe Türkyılmaz. Mesleğinin vermiş olduğu bir ruh haliyle mi bilmiyorum ama hepside motorlu araçlarla alakalı. "Siyasetçinin görevi hizmettir" derken, kendine bir sordun mu "ben parlamentoda bulunan bir siyasi partinin ilçe başkanıyım, bugüne kadar yaşadığım, ekmeğini yediğim ilçeme ne faydam oldu" diye? Ben söyleyeyim mi hiç bir şey... Madem iki kişinin arasına girdin ve reklam peşine düştün, Özcan Işıklar'ın kumarını görme, çirkin anonsları duyma, hakkında çıkan yolsuzluk ve rüşvet iddialarına sessiz kal ama vatandaşa hizmet için dökülen asfalta bağırıp çağır öyle mi?
MHP gibi köklü bir partiyi Özcan Işıklar'ın arka bahçesine çevirdin. Ne zaman köşeye sıkışsa imdadına yetişiyorsun... Vallahi Ülkücü şehitlerin kemikleri sızlıyor. Bir de basın bülteninde şu "anneler günü ayağına, şehit annelerini dolaş" kısmı var. Şimdi kusuruma bakmayın ve şu söylediklerimden ötürü beni de sakın yanlış anlamayın!
Daha 40'ı bile yeni çıkmış olan Silivri'mizin Şehidi Rahmetli Emre Sarıtaş kardeşimin evine giderek, Şehit annemizin elini öperek, bu özel gününde onu unutmayan AK Parti, CHP ve bazı sendikaların olduğu fakat MHP İlçe Teşkilatı olarak tek bir kişinin bile gitmediğini neremize koyalım? Hadi AK Parti'liler utanmadan gitti ve o annenin elini öptü, siz hiç mi utanmadınız mı? Hiç mi aklınıza gelmedi? Sizin şehit ve şehit yakınlarına verdiğiniz değer bu mudur? Bir de utanmadan çıkıp, basın bülteni yolluyorsunuz! Muhalefet edeyim derken kendinizi yerin dibine sokmuşsunuz haberiniz yok.
Bu ilçede siyaset yapan sadece AK Parti İlçe Teşkilatı yok! Hizmet üretmekle, hizmet etmekle yükümlü birinci adres Silivri Belediyesi'dir. Başındaki isimde Özcan Işıklar'dır. Vuracaksan sadece nalına değil, mıhına da vuracaksın! Bende bu satırlardan helal olsun diyeceğim... Demezsem namerdim!