Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, üç ülkeyi kapsayan Doğu Afrika turu tamamladı ve geçtiğimiz gün yurda dönüş yaptı. Gözler, TBMM'de görüşmeleri tamamlanan anayasa değişikliği paketi için atacağı imzaya çevrildi. Paket, Sayın Cumhurbaşkanı'nın onaylaması sonrası Resmi Gazete'de yayımlanacak ve referandum süresi resmiyet kazanacak. Planlamalarda herhangi bir aksaklık olmaz ise 60 gün içinde yani Nisan ayının ilk haftası sandığa gidilecek. Çok çetin geçen meclis görüşmelerinin henüz akıllardan silinmeyen kayıtları, daha görüşmelerin başladığı dakikalarda toplumda korkunç bir ayrımcılığa, kutuplaşmaya ve belki de bu güne kadar eşine hiç rastlanmayan bölünmelere neden oldu. Meclis tarihinde ilk defa kadın vekiller bile saç-baş birbirine girdi. Ayılanlar, bayılanlar hatta birbirini ısıranlar bile oldu. Aslında vekillerin meclis çatısı altında şiddet içerikli bu halleri beni hiç etkilemiyor (umursamıyorum) ama, filmin etkisinde kalan seyircilerin, yani seçmenin halleri beni endişelendiriyor. Siyasiler henüz sahaya inmeden, konunun daha ne olduğunu tam anlaşılmadan, doğru ya da yanlışını henüz benimsemeden tam bir militan ağzı ile fikir yürütülüyor. Aman Yarabbi! Ne oluyoruz yahu... Etmeyin canlar! Yapmayın dostlar! Bakın, önümüzde tam iki aylık bir propaganda süreci var. Şimdi yapılması gereken en güzel davranış bu süre içerisinde kafadaki sorulara cevap aramak ve mantığına yatan şıkla sandığa gitmek olmalıdır. Sonuç ne olursa olsun demokrasiden yana tavır koyarak neticeye saygı göstermekten başka yapacak hiç bir şey yoktur. Kardeş kardeşine küfür ediyor! Komşu komşusuna sırf fikir beyan etti diyerek tavır alıyor. Arkadaş ve dostlar arasında geri dönüşü mümkün olmayan restleşmeler yaşanıyor. Etmeyin canlar! Bir Pazar günü oylar kullanılacak ve Pazartesi tekrar günlük yaşantımıza geri döneceğiz... O zaman yaptıklarımızdan utanacağız fakat sırf kendimize yediremediğimizden üzdüğümüz, kırdığımız, incittiğimiz eşrafımıza "kusura bakma" diyemeyeceğiz. Dostlarım, yeterince gergin günlerden geçerken bizleri ayakta tutan tek gerçeğin hoşgörü ve saygı olduğunu ne olur unutmayalım! Düşmanın başaramadığını biz kendi kendimize yapmayalım! El alemi kendimize güldürmeyelim. Ben şimdiden referandum sürecinin aziz milletimize hayırlar getirmesini diliyorum. Sükunet içinde sandık gününe kadar güzel bir seçim atmosferi yaşamayı arzu ediyorum. Meydanlara çıkacak olan siyasilerden tam bir liderlik örneği sergileyerek halkı ayrıştıran değil, birleştiren sözlerle tenkilde bulunacaklarını umut ediyorum. Son söz olarak, sonuç her ne olursa olsun kazanan Türkiye olsun diliyorum...
SİLİVRİ'DE EVET Mİ HAYIR MI?
Tabi genel siyasetin havası yerelde de kendisini ciddi şekilde hissettiriyor. Referandum sürecinin Silivri'de yansıması ne olur diye günü birlik sohbetlerimizde bolca konuşuyoruz. Aslında sonucun ne olacağı hemen hemen ortada ama ben yinede şimdilik bir kaç kelam edeyim istiyorum.
Sandıktan çıkacak sonuçlar üzerine siyasi dostlardan iddiaya girdiğimiz isimler oldu. Ama ben onlara bu satırlardan da tekrar etmek istiyorum. Her iki taraf içinde mutlu olunacak bir sonuç çıkmayacak. Sayısal olarak fikir beyanında bulunmayı da "şimdilik" doğru bulmuyorum. İddiaya girdiğim imzalı sonuçları inşallah seçim ertesinde paylaşacağım... Kısacası sandığa gitmeme kararı alan seçmen epeyce fazla! Bununla birlikte geçersiz oy oranı, kararsızlar, sandığa gitmeyenler derken, görünen tabloda Silivri'nin vereceği karar da Evet-Hayır konusunda büyük bir şok yaşanacak...
SİLİVRİ MHP'NİN KARARI NE Mİ?
Köşemi yazdığım saatlerde MHP Silivri İlçe Teşkilat Başkanı Zafer Yalçın'ın, partisinin lideri Devlet Bahçeli'nin; "Biz yanlış yapmıyoruz ki telaşa kapılalım. Biz Millet için evet, Devlet için evet, Cumhuriyet için evet, Türklüğün bekası için evet diyoruz" sözlerini paylaşması anında polemik konusu oldu. MHP'nin kendi tabanından bile Zafer Başkana inanılmaz tepkilerin geldiğini görünce teşkilatın işinin çok zor olduğunu gördüm. Bilindiği üzere bu süreçte MHP'nin AK Parti'nin önerisi ile meclise gelen pakete desteği başından beri çok net. Bu yüzden partinin özellikle belli bir kısmında yol ayrılıklarına kadar varan tepkilerin olduğunu takip ediyoruz. Bu bakımdan Silivri'de de partisinin "EVET" deme konusundaki tutumunu eleştirenlerin sayısı bir hayli fazla. Geçtiğimiz günlerde ilçeye gelen MHP İstanbul 3. Bölge Milletvekili İsmail Faruk Aksu'nun teşkilatta partililere bu konuda neden evet diyecekleri hususunda yaptığı bilgilendirmenin olumlu geçtiği yönünde bilgiler gelmişti kulağıma halbuki. Zannediyorum MHP, özellikle Trakya'daki teşkilatlarda ciddi problemler yaşanacak. Silivri AK Parti'nin %12-13 civarında olan MHP oylarına "cepte" gözüyle bakması ciddi bir hayal kırıklığı ile sonuçlanabilir. Aslında hazır laf buraya gelmişken, AK Parti Silivri İlçe Teşkilatına da bu konuda bir kaç kelam etmek lazım, onu da bir sonraki köşeye bırakıyorum...
Haydi kalın sağlıcakla