Haftanın ilk günü siz değerli okurlarıma sevgi ve saygılarımı sunarım...
Geçtiğimiz haftanın devamı olarak gündemin önemli konularını sizlerle paylaşmayı arzu ediyorum. Tabi haber anlamında birçok hususun öne çıktığı ilçemizde bana göre en dikkat çekeni kuşkusuz FETÖ/PDY örgütüne üye, yardım ve yataklık iddiası ile tutuklanan Nusret Kutlu...
Peki, Kutlu'nun bu durumunu önemli hale getiren nedir? Aynı dosya içinde birçok isim var ve bu isimlerden İlker Koyuncuoğlu tutuklu, Mehmet Pekol kaçak/aranıyor, Turgay Köksal tutuklu, Mehmet Hasırcılar yatalak hasta olduğundan tutuksuz yargılanıyor. Tekrar etmek gerekirse, bu tutuklular arasında Nusret Kutlu'yu özel kılan nedir? Söyleyeyim, çünkü kendisi AK Parti Silivri İlçe Başkanı Rıfat Kutlu'nun ağabeyidir. Rıfat Kutlu sadece ilçe başkanı değil, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Silivri Belediyesi meclis üyeliği görevini de yürütüyor. Siyaseten önemli görevleri bulunan Rıfat Kutlu'nun ağabeyi FETÖ/PDY terör örgütüne yardım ve yataklık iddiası ile tutuklanması ilçede bir anda en çok konuşulan konular arasında birinci sıraya oturdu. Şimdi buraya kadar aslında işin olağan sürecini değerlendirdik. Birde madalyonun öteki tarafına bakalım...
***
Atasözümüz vardır ya; "Perşembenin gelişi Çarşambadan bellidir" diye...
İşte böyle bir durumla karşı karşıya kalınacağı belliydi. Şöyle bir gerçeği de kenara atamamalıyız! FETÖ'cülerin 15 Temmuz darbe girişimi, Devlet'in bu soysuzlarla mücadele sürecini hızlandırdı. Yoksa yukarıda ismini çok fazla kullandığım kişi ya da kişilerin er ya da geç adalete hesap vereceklerinden zerre şüphem yoktu! Silivri yüz ölçümü olarak İstanbul'un ilkleri arasında olabilir ama birey olarak herkes birbirini iyi bilir ve tanır. Bazen kafamın içinde beni rahatsız eden birçok sancının olduğunu iliklerime kadar hissederim. Eğer gerektiğinden fazla bir şeyleri biliyorsanız, bu bile başlı başına problemdir. Dedim ya, Silivri'de kim nedir, kim ne iş yapar, kim kimin uşağıdır herkes çok iyi bilir. Şimdi bunları neden söyledim biliyor musunuz? Yaklaşık 1 aydır Silivri'de FETÖ operasyonlarının artarak devam ettiğini izliyoruz. Her kesimden önemli isimlerin gözaltına alındığını, tutuklandığını ya da göz altı sürecinin ardından şartlı serbest bırakıldığını izliyoruz. Tabi bu durumu kabullenmek özellikle hısım-akraba kısmında biraz sorun teşkil etse de, sokakta insanlar "geç bile kaldılar" şeklinde fikirlerini söylüyor.
Evet, Rıfat Kutlu bir siyasetçi olarak zor günlerden geçiyor ama bu durumun bu şekilde sonuçlanacağı aşikardı. Kimse kusura bakmasın. Ağabey Nusret Kutlu'nun FETÖ ile olan temaslarını AK Parti'nin Genel Merkezi biliyor, İl Başkanlığı biliyor, Emniyeti-İstihbaratı biliyor da vatandaş bilmiyor mu? Bu milleti kör, topal, dilsiz mi sanıyorsunuz? 2014 Yerel Seçimlerinin son günlerinde ortaya çıkan ses kayıtlarının kabak gibi ortada olduğu pazarlık buluşması unutuldu mu? 17/25'i bahane ederek işin içinden sıyrılma gayretine düşenlerin 17/25'in 2013 yılında yaşandığını, o süreçten sonra yani tam bir yıl sonrasında bile FETÖ ile aleni şekilde ilişkilerinin devam ettiğini bu millet unutur mu sanıyorsunuz? Yerel seçimlerin ardından bu yapının açılışlarına katılarak kurdele kesen, övgü dolu sözlerle kameralara pozlar verenleri bu millet unutur mu sanıyorsunuz? Umre'ye giderek zafer kutlaması yapanları bu millet unutur mu sanıyorsunuz? 15 Temmuz gecesi "Darbe değil tiyatro" çığırtkanlığı yapanları bu millet görmez, bilmem mi sanıyorsunuz? Ben size bir şey söyleyeyim mi? Bu aziz milletin her şeyden haberi olduğu gibi, bu Devlet'in helal süt emmiş yiğit polisi, istihbaratı, askeri vs. tüm güvenlik güçleri de hepinizden haberdar kardeşim! Kurtuluş yok!.. Kaçış yok!.. Tatlı tatlı yemenin elbette karında sancısı olacak!.. Her zaman diyorum; Babamın oğlu olsa gözünün yaşına bakmam! Az önce yukarıda yazdığım sebeplerden ötürü bile bu ilçede hesap vermesi gerektiğini düşündüğüm birçok isim var! İçime sindiremediğim, yediremediğim, kabullenemediğim konular var! 15 Temmuz'a kadar bu alçaklarla telefonda iş bitirenlerin, hemen ertesinde sosyal medya hesaplarında "seninleyiz reis" söylemleri takıyyenin kralıdır! Özellikle "REİS" diye profillerine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın fotoğraflarını koyanların, "Yalnız Değilsin", "Çok Yoruldun Biliyoruz" , "Bu Dava Sensiz Olmaz", "Seni Başkan Yapacağız" türünden paylaşımlar sadece ve sadece görüntüden ibarettir. Neden mi? Bu ilçede yaşanan bunca olaylara sessiz kalarak kıyıdan-kenardan izlemek samimiyetsizlik göstergesidir. Ayrıca, bu konuları haber yapan, köşelerine taşıyarak bilgi paylaşımında bulunan biz gazetecilere kızmak ve hakaret etmek, hatta tehditlere varan söylemlerle nefret kusmak anlamsızdır. Unutmayın ki, 15 Temmuz'da meydanlarda şehit olan 241 canımıza borcumuz var! Şimdi yazımın sonuna gelirken şunu açıkça ifade etmekten geri durmayacağım! CHP'nin eski Meclis Üyesi Taylan Memiş'in gözaltına alındığı haberini satırlarımıza taşıdık. Daha sonrasında gözaltı süreci bittiğinde yine aynı şekilde doğru ne ise onu yazdık ve kamuoyunun taktirine sunduk. Geçen haftada da AK Parti İlçe Başkanı Rıfat Kutlu'nun ağabeyi Nusret Kutlu'nun tutuklandığı ile ilgili haberleri aynı şekilde doğru ne ise yorum katmadan gazetelerimizde, haber sitelerimizde kamuoyuna sunduk... Tabi bunlarla birlikte birkaç isim daha aynı şekilde gündeme geldi. Yahu sanki bu isimler gökten zembille bir anda ulu ortaya çıktı da, biz de üzerine vernik-cila sürdük! Sorgulanması gereken, konuşulması gereken, temizlenmesi gereken bir sürü olayların içinde günah keçisi yine gazeteciler oldu iyi mi? Şimdi birileri de çıkmış birilerinin sınavı da abisi, emmisi, dayısı gibi saçma sapan söylemlerde bulunuyor! Gazetecilerin ne yazıp ne yazmayacağına üç-beş kodaman karar veremez! Babanızın uşağı da yok... Bize hesap sorduğunuz kadar kendinizi bir hesaba çekin de, biz de bu konuları işlemeyelim olur mu?
Tekrar ediyorum, Perşembenin gelişi Çarşambadan belliydi. Ve yine tekrar ediyorum, altını çiziyorum Perşembenin gelişi Çarşambadan bellidir...