Silivri kamuoyunu ilgilendiren özel bir haber yaptık. Sadece Yörünge Haber’in gündeme getirdiği konu; Silivri Belediyesi Mayıs ayı meclis toplantısında çok konuşulan Çanta Balaban Mahallesi'ndeki 5368 m2’lik eski imar planlarında "NATO boru hattı çekme mesafesi" olarak bulunan, yeni planlarda imar getirilerek arsaya dönüştürülen yerin Silivri-İkitelli İşyeri Kooperatifi'ne 35 Milyon 500 TL bedelle satılmasıyla ilgiliydi. Belediye meclisinde tartışılan bu satış hakkında, "Kooperatife ucuza satıldığı, kamu zararı oluşturduğu" iddia edilince, yetkililerinin düşüncelerini aldık.
MHP Grup Sözcüsü Av. Sultan Aşkın’ın bu iddialarına, Belediye Başkanı Bora Balcıoğlu’ndan meclis esnasında tatmin edici bir yanıt gelmeyince, ben de diğer muhatap olan, iddiaların odağındaki kooperatife yöneldim.
Yetkililerle yaptığım görüşmede, "Neden satın aldıklarını, neden 35 Milyon 500 bin TL ödediklerini" sorunca, "Projeye başlayabilmek için planlarda yasal zorunluluk olarak tevhit şartının bulunmasından" kaynaklandığı cevabını aldım. Yani belediyeden alınan imar durumunda bu yerin tevhidi yapılmadan inşaat ruhsatı verilemiyor.
Tevhit şartı ne demek, ona bir açıklık getirelim. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü şu şekilde tanımlıyor: "Tapu sicilinde ayrı ayrı kayıtlı, birbirine bitişik birden fazla taşınmaz malın birleştirilerek tek bir parsel halini alması işlemidir."
Kooperatifin proje parsellerinden biri olan 696/36 parselin hemen güneyinde, yani E5 karayolu paralelinde, tapu sorgusunda 696 ada 23-24-25 numaralı olan parseller bulunuyor. (NATO Petrol Boru Hattı) Kooperatif, kendi arazilerinde inşaata başlayabilmesi için, imar planlarında tevhit şartı (parsel birleştirme şartı) bulunduğu için mecburen kendi parseli ile NATO boru hattı parselleri arasında kalan koruma bandını satın almak zorunda bırakılıyor. Bu bilgiyi nereden öğreniyorum? Hem bazı teknik isimlerden hem de kooperatif yetkililerinden.
Peki, gelelim satış işlemine. Satış yapılırken, arazilerin m2 fiyatı nasıl tespit ediliyor? Meclis toplantısında Bora Balcıoğlu’nun söylediği gibi SPK onaylı firmalar tarafından.
Peki, satışı yapılan parsellerle ilgili önemli bir detay daha öğreniyoruz, o da şudur: NATO Boru Hattı'nın geçiyor olması. Burada hem planlarda görülüyor, hem de Milli Savunma Bakanlığı Lojistik Genel Müdürlüğü yazısında NATO hattının geçtiği bilgisine ulaşıyoruz.
Parsel ölçülerine tekrar dönelim. Neydi satışı yapılan ölçü? 10 metre genişlik, 500 metre uzunluk. Tren yolu gibi uzuuuunca bir ölçü, ne işe yarayabileceği muamma olan bir alan.
Peki, buranın altından veya yakınından NATO hattının geçiyor olması demek? Hattın bulunduğu parselin üzerine ya da koruma bandı olan 5 metre sağına ve 5 metre soluna hiçbir inşaat yapılamıyor olması demek. Kim söylüyor bunu? Mevzuatlar, Milli Savunma Bakanlığı emirleri.
Hal böyle olunca, Silivri Belediyesi’nin satmış olduğu bu biçimsiz 10 metre genişlik, 500 metre uzunluğundaki net 5368 m2’lik alana çivi çakmak mümkün gözükmüyor. Dolayısıyla Silivri Belediyesi, NATO hattı koruma bölgesinde kaldığı için çivi çakılmayacak arsayı 35 Milyon 500 bin TL’ye satarak karlı çıkmış olmuyor mu?
Emlak Müşavirleri Derneklerinde yöneticilik yapan bir isme, bu konulardan bağımsız olarak bir soru yönelttim: "NATO hattı geçen yerlerden arsa alınır mı?" Hemen cevap verdi: "Koruma kanunu var, alınmaz ama yerine şekline göre değişir" dedi. Ne sanayiciler ne de yatırımcı insanlar pek sıcak bakmıyor bu gibi yerlere, onu görüyoruz. Geçmiş yıllarda belediye başkanlığı yapmış bir başka isme de konuyu hakkında görüşünü sordum, "Yapılan işlem mantıklı, satış doğru" cevabını aldım.
Bu arada hemen söyleyelim, Çanta’nın sanayi planları belde belediyesi zamanında Tahir Sert döneminde planlara işleniyor. İmar planı revizyonları, yani değişiklikleri, günün koşulları ve şehrin gelişimine göre Volkan Yılmaz zamanında gerçekleşiyor. Amiyane tabirle (kamu yararı için) işin ballı kaymaklı bir satışla sonuçlanması ise Bora Balcıoğlu’na kısmet oluyor!
İnşaata başlamak için belediyeden alınan resmi imar durumunda NATO hattına 10 metre mesafe bırakmakla ikinci bir mecburiyeti bulunan Kooperatif, aslında hiçbir kazanımı yokmuş gibi görünüyor.
DEVASA YATIRIM SİYASETİN GÖLGESİNDE Mİ KALACAK?
Sevgili okurlarım, ortalama 430 bin metrekarelik alanın 70 bin metrekaresi terk edilmiş. Park, yol, çeşitli sosyal alan olarak devlete geri verilmiş. Dikkatinizi çekerim, 330 bin metrekare büyüklüğünde devasa bir alanda proje yürütülüyor.
Biliyorsunuz, "İş yok güç yok nerede yatırımlar?" diyerek şikâyet eden büyük bir çevre var. Bir de "Aman Silivri küçük kalsın" şeklinde, gelişmesin kasaba kimliği dursun diye bekleyen de. Bana her yol Silivri, ama bu iki beklentiden birinin önüne artık kimsenin geçemeyeceği ortada.
Planlar sanayi planı, "Sanayiciler yatırım yapsın" diye oluşturulmuş. Silivri-İkitelli İşyeri Kooperatifi, milyar TL’leri bulan bir yatırımla kolları sıvamış yola çıkmış. Arazileri satın almış, belediyeye resmi olarak 300 milyonu bulan bir harç ödemesi gerçekleştirmiş, 100 Milyon TL bağış yapmış, temel atma töreni gerçekleştirmiş, Belediye Başkanı Bora Balcıoğlu törene katılarak harç dökümüne buton basmış, konuşmasında övgüyle bahsetmiş.
Yani kooperatif vitesi 5’e takmış gidiyor. İşin sonunda 5 bin kişilik istihdam imkânlarından bahsediliyor. Hani bu iş, öyle geçmiş yıllarda Özcan Işıklar’ın tabelasını yerle bir ettiği bir kooperatif işinden çok daha gerçekçi, çok daha mantıklı şekilde ilerliyor. Siyasetçiler siyasi hesaplarını elbette görsünler, yapılan bir hata, bir yanlış arsa sonuna kadar hesapları sorulsun ama bu şekilde yatırımcılar ürkütmek ne kadar doğru? Bir de o açıdan bakmak lazım. Hem sanayi planı yapıyorsun, hem satış gerçekleştiriyorsun, hem belediye kasasına para girmesini sağlıyorsun hem de "Kamu zararı var mı, yok mu?" tartışıyorsun?
O zaman sen ağa, ben ağa, bu ineği kim sağa…