İnsanlar geçim derdine düştü diye, geçinmekte zorlanan insanlara reva görülen fiyat artışları aldı başını gidiyor.
En başta marketler cep yakıyor! Benzin Mazot, LPG el yakıyor! Elektrik, su doğalgaz derken aylık ödediğimiz faturalar can yakıyor! Yahu soframızdaki ekmeğimiz bile şimdilik 3, kimi yerlerde 3,5 TL’ye satılıyor. Hepsini geçtim, başımızı sokacağımız ev kiraları aldı başını gidiyor. Zaten zorda olan bu millete bunca yük çok değil mi? Ayıp be kardeşim!
Ekonomik krizde olmak uzmanların açıklamasıyla “hayat pahalılığı” diye tanımlanıyor. İyi de kardeşim, 30 yıllık 2 + 1 dairenin kira fiyatı 2 Bin TL olur mu? Hele yeni dairelerin 3,500 – 4 Bin TL olan fiyatlarını saymıyorum bile. Asgari ücret 4,250 TL oldu diye, daire fiyatlarını 4,250 TL yapan mal sahiplerine sesleniyorum. Ey mal sahipleri, af buyurun siz ne siniz, ne yapmak istiyorsunuz?
Silivri’de hiçbir kalite sunmayan, güven vermeyen, eski yapı sınıfındaki 2 + 1 daireler; 500 Bin TL’den başlıyor. 10 yıllık daireler 750 Bin Sıfır daireler 1 milyon tl civarında.
Hangi insan hangi paralarla alacak bu daireleri?
Konut sayıları pahalı maliyetlerden dolayı her geçen gün azalıyor. Güçlü firmalar ayakta duruyor. Kendine güvenemeyenler riske atmıyor.
Yetersiz olan daire sayılarındaki rakamlar talep artışından dolayı yükseliyor. Tamam, bunları anladık anlamasına ama araba fiyatlarındaki saçma sapan değerleme yöntemiyle, ederi kadar olmayan bir dairenin kira parası nasıl yüksekten verilir? Merak ediyorum arkadaş!
Asgari ücretle geçinen bir insan elektrik, su, doğalgaz derken 2 Bin TL’nin üzerinde aylık ödemelerle karşı karşıya. Hali, keyfi, vakti yerinde olan nice insan biliyorum Silivri’de. Ama gel gelim malını kiraya veriyor, “efendim enflasyon var şu kadar” diyor. Yazıklar olsun size! Ha bu arada, malını paylaşan babacan insanların da duacısıyım. Sadece ben değil, kirada oturanlarda dua ediyor! Allah onlardan razı olsun.
***
Geçen gün “Nankörlük mü? Demokrasinin Cilvesi mi?” diye bir yazmıştım. Özet olarak bugün koltuklarında oturan idarecilerin yarın görev süreleri bittiğinde çoğu kişinin arkalarından “iyi bilirdik” demeyeceklerine dikkat çekmiştim. Neden? Çünkü siyasetin doğasında bunun var olduğunu hatırlatmıştım. İsim vererek mevcut belediye başkanı Volkan Yılmaz, geçmiş dönem başkanlarından Özcan Işıklar ve Hüseyin Turan’ı da örnek göstermiştim. Özcan Başkan, o gün aradı ve bazı sitemlerini söyledi. Yanlış anlaşılmasın, bu sitem doğrudan bana değil. Siyasetin cilvesi dediğim konulardan dolayı yine siyasi rakiplerineydi. “Geçmişle oyalanıp durmak, geçmişe takılıp kalmak, sürekli geçmişe yönelik atıflarda bulunmak doğru değil” dedi. Göreve gelen her yönetici önüne bakmalı. Vaatleri, projeleri, söz verdiği hizmetleri yapmak için gayret sarf etmeli” şeklinde üzüldüğü bazı konuları anlattı. Tabi özelde konuştuğumuz için hepsini aktaramıyorum. Özcan Bey’in haklı olduğu hususlar var. Varda; maalesef tüm bunlar siyasetin cilvesi işte…
***
Ardından dünde Hüseyin Başkan aradı. Gerçi onunla bu konudan ziyade Yavuz Kaynarca’yı kaynattık. Yavuz Ağabey’in sosyal medya hesabından paylaşım yaparak Belediye Başkanı Volkan Yılmaz’a destek vermesi epey ses getirdi. Bende bu konuyu işleyerek bir iki kelam ettim. Tabi yazıyı da, konuyu da isteyen istediği yere çekti. Hep derim anlamak istemeyince çokta zorlamamak lazım. Motoru yakıyorlar sonra. Hararet yapıyorlar! Neyse, Hüseyin Başkan’la bu konu üzerinde baya konuştuk. “Cumhur İttifakı’nın önümüzdeki 2023 ve 2024 seçimlerine güçlü girebilmesi güçlü yapıyla mümkün” dedi. (Güçlü yapıdan kastı zannediyorum AK Parti ve MHP’nin tabanlarından bahsediyor) 2019’da Sayın Cumhurbaşkanımız, Volkan Bey’i işaret ettiğinde hepimiz nefislerimizi bir kenara bırakarak emanete sahip çıktık ve sahada var gücümüzle çalıştık. Buna Allah’ta kulda şahit. Bende partimin aday adayları arasında olduğum için söylüyorum bunları. Şükür ki; Genel Başkanımız ve Sayın Cumhurbaşkanımıza mahcup olmadığımız bir sonuç aldık. Peki, bunda en büyük pay kimin? Teşkilatların…
Adayın arkasında durmasa, adayına sahip çıkmasa, koordinasyonu sağlamasa aday bir başına ne yapsın? Cumhur İttifakı’nın temeli de bu anlayış üzerine kurulmuş ve oturtulmuştur. Bu hassasiyeti bilmeyen durumu kavrayamamıştır zaten. E şimdi aradan geçen 2,5 yılda başarılı bir şekilde yürüttüğü görevini devam ettirmek isteyen belediye başkanı, “2024 seçimlerinde yeniden adayım” dediyse olay bitmiştir. Bu saatten sonra hepimize düşen ne peki? Geçmişte nasıl arkasında durduysak, bugünde alenen tarafımızı belli etmemiz gerekiyor. Hem söylemlerimiz, hem de eylemlerimizle. Kaldı ki; yerel seçimlere daha 2 seneden fazla var. Yarın ne olacağını kimse şimdiden kestiremez. O bakımdan başta liderimiz ve Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere; Cumhur İttifakı’nın tüm paydaşlarına sözümüz var. Volkan Yılmaz’a sahip çıkacağız” şeklinde konuştu.
Hüseyin Başkan’ın konuştuklarını aynen aktardım. Kendisine sordum, “bunları yazabilir miyim” diye oda, “sen bilirsin ister yaz ister yazma” dedi. Ben yazmayı tercih ettim çünkü söyledikleri önemliydi. Evet, siyaset her geçen gün biraz daha ısınıyor. Bakalım daha neler yazacağız…
Evet kazandınız buna dsp ile selami Değirmenci ye dua edin sağda iki parti birleşti solda iki parti bölündü bunun arkasında bir sürü dedikodularda oldu doğru yanlış onu Allah biliyor