Haftanın ilk günü olarak mutlu bir başlangıç olmasını temenni ederim. Geçen haftanın geride bıraktığı ve bu haftanın ana başlıkları arasına girmeyi hak kazanan konumuz hiç şüphesiz yine AK Parti'ye katılım gösteren Silivri'deki Alperenler ile BBP'liler...
Bilindiği gibi geçtiğimiz Perşembe akşamı AK Parti Teşkilatına görkemli bir katılım ile yerel ve ulusal basında epeyce yer buldu bu organizasyon. Bana kalırsa beklediğim ve hiç şaşırmadığım bu saf değişikliği bitarafta sevinç yaşatırken, başka bir yerlerde ciddi rahatsızlık verdi. Bu da gayet doğal zaten. Ama ne hikmetse biz millet olarak ne sevinmeyi ne de üzülmeyi becerebiliyoruz. Sevinirken de, üzülürken de, verdiğimiz tepkilerin video kaydını alsak, ortaya çıkacak net bir tablo var o da her ikisini de hazmedemiyoruz...
Bugüne kadar siyasi görüş olarak Rahmetli (Cennet Mekan) Muhsin Yazıcıoğlu'nun kurduğu Büyük Birlik Partisinde faaliyet gösteren Silivri İlçe Teşkilatı ve Alperen Ocakları, aldıkları karar doğrultusunda bundan sonraki siyasi yaşantılarına AK Parti'de devam edeceklerini beyan ederek topluca partilerinden istifa etti. BBP'nin Silivri'deki kurucu İlçe Başkanı Zafer Erel'i neredeyse 10 yıldır tanırım. Şimdiki İlçe Başkanı Hasan Güner ise zaten Silivri'nin demirbaşı sayılır:) (Okurlarım yanlış anlamasın kendisi emekli trafik polisi olduğu ve çok uzun süre Silivri'de görev yaptığı için kundaktaki halimizi bilir demek istedim)
Bizler yaşam tarzlarımızda demokrasi kılıfı ile şekillendirmeye çalıştığımız irade ve ifade özgürlüğünden bahsetsek de, zamanın hiç yerinde durmadığı, saniyelerin koşarak yakalamaya çalıştığı, saatlerin günleri, günlerin hafta ve ayları hedef alarak ortaya çıkarmak istediği tek bir şey var aslında! 365 sayısı... Belki absürt bir örnek gibi gelebilir ama 365 rakamını 366 yapamama gibi bir gerçek ortada iken hayatımızda yine bir gerçek var ki oda siyaset... Yaşantımızın her alanında insan hayatı devam ettiği süreçte var olma gerçeğini asla saklayamayacağımız bu durum ifade ve irade özgürlüğü ile birleştiğinde, nerde nasıl yolumuzu buluruz bunu en iyi zaman belirler. Zamanın bizlerden alıp götürdükleri kadar neleri de hanemize yazacağını bizler bilemeyiz. Sadece tahmin yürütürüz..
"Filozof kesildin başımıza Ahmet, konuya gir artık" diyenlerinizin olduğunu tahmin etmek hiçte zor gelmiyor bana:) Ama "Zihin fukara olunca, akıl ukala olurmuş" misali bazı gerçekleri görmenin nasip olmadığı zihinler var. AK Parti'yi "öcü" yöneticileri de "Frankenstein" gibi göstermeye gayret sarf eden zihinler var. Bugün %25-%16-%13 bantlarında apışıp kalan siyasi görüşlerin %40 alan partiye hırsız, arsız, hain, katil, diktatör, faşist, aklınıza gelebilecek tüm çirkinlikleri yaparak ortada var olan bir gerçeğin görmezlikten gelinmesi sizce demokrasi mi? Merak etmeyin! Çok uzakta değil, demokrasi kılıfı adı altında algı terörü uygulayarak bu memlekette çıkarcıların yok olduğuna da inşallah şahit olacağımızda bir gerçektir. Bana kimse bu yazımdan dolayı sende AK Parti sözcüsü gibi yazıyor ve avukatlığını üstlenmiş gibi savunma yapıyorsun demesin. Yoksa ben de sizi en sevdiğiniz demokrasi silahınız ile vurur, ifade özgürlüğüm ile pansuman yapar, yüce iradem ile de dikiş atarım... Artık yersen yani...
Asıl meselenin beceriksizlikten kaynaklanan sorunlarını en kolay kötüleyerek üstünü kapatmaya çalışanların birde hazımsızlık tarafı ile birleştiğinde "zenginin parası züğürdün çenesini yorar" gibi ellerinde tutmayı beceremedikleri yol arkadaşlarına "kaç paraya sattın davanı" diyecek kadar seviyeyi düşürebiliyorlar. "Bulunmaz Hint kumaşı değiller" diyerek, "Silivri'de takım elbise kalmamış" benzetmesini yapanların yetinmeyerek "müsvette" benzetmesi ile rencide etmeleri ne kadar doğru?
Arkadaşlar, "Bizi güçlü yapan yediklerimiz değil, hazmettiklerimizdir. Bizi zengin yapan kazandıklarımız değil, muhafaza ettiklerimizdir. Bizi bilgili yapan okuduklarımız değil, kafamıza yerleştirdiklerimizdir" Sırf siyasi görüşlerini değiştirdiler diyerek fütursuzca eleştirmek ve kınamak kimsenin haddine değil! Bir kere bunu iyi anlayalım olur mu?
Bu ilk defa olmuyor ve olmayacak! Bu hafta içerisinde de AK Parti'ye başka katılımlarda olacak ülke genelinde bunu da bilesiniz. Bunları da hazmetmek durumunda kalacağınızı tekrar beyan etmek zorundayım. Ortada başarısızlık olarak kendinize "Biz nerde yanlış yaptık" demek yerine, siyasi başarıya imza atanlara dil uzatmak sizdeki eksikliği net bir şekilde ortaya koyuyor. Muhalefet etmedin de tıpkı sazın telleri ve perdeleri gibi hassas olduğunu yanlış perdeye basarsanız ve yanlış telden dem vurursanız dinleyen kişiye rahatsızlıktan başka vereceğiniz hiç bir şey yoktur. İnşallah bu söylediklerimi dost tavsiyesi olarak sizler kabul edersiniz...
Birde, AK Parti İlçe Başkanı Rıfat Kutlu başta olmak üzere tüm teşkilata aralarına katılan yeni arkadaşlarına sahip çıkmalarını söylemeliyim. Büyük bir cesaret örneği sergileyerek belki de ciddi risk alarak inandıkları değerler doğrultusunda sizlerin yanında durma ve yol alma hakimiyeti gösterenlere yabancılık çektirtmeyin. Ev sahibi olduğunuzu değil, evin sahibi olduklarını hissettirin. Şevklerini kırmayıp sahada aktif rol üstlenebilecekleri misyonları tebliğ edin...
***
Birde güneş enerjisi ile çalışan ve etrafına verdiği pozitif güç ile her gün çeşitli bilgileri paylaşarak başarı gösteren bir hanımefendiye iki kelam edeyim... Güneş enerjisi ile dedim o kendini biliyor :)
Yukarıda işlediğim konumun bir yerde seninle de ilgili olduğunu düşünüyorum. Aslında işin özeti ne biliyor musun? Ortada bir başarı var ve bu başarıyı hazmedemeyerek "kedinin ciğere öylesine bakakalması" sadece izlemek ile yetinmesidir. "İşi ehline verin" hadisi bunun için dilimize tercüme olmuştur. "Aç tavuğun kendini buğday ambarında" sanması gibi sana son söz olarak "Az belâ sanma, efendi hasedi, Mahveder hâsidi kendi hasedi"
***
Silivri'mizin sevilen esnaflarından olan kıymetli ağabeyim Akgün Duru'nun annesi Fatma Duru'yu bugün ebedi hayata dualar ile uğurladık. Kendisi bir müddettir hastanede tedavi görüyordu. Dün akşam saatlerinde bu dünyadaki kendisine verilen süreyi doldurarak ait olduğumuz gerçek yolculuğuna çıktı. Allah rahmeti ile şereflendirsin. Hesabını kolay veren kulları arasına nasip eylesin dilerim. Mekanı Cennet, Kabri nur ile aydınlık olsun inşallah... Başta Duru ailesi olmak üzere tüm sevenlerine sabırlar diliyorum...