Aslında bende merak ediyorum bu yeni düzeni biliyor musunuz? Daha önce bunun cevabını net bir şekilde aldığını düşündüğüm sistemin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından ısrarla tekrar gündemimize gelmesi ya da getirilmesini çokta tasvip etmiyorum. Bu benim şahsi fikrim...
Evet, bu ülkenin sistematik işleyişinde ciddi sorunların olduğunu, bürokratik engellerin halk nazarında ciddi rahatsızlıklar oluşturduğunu gayet iyi biliyorum ama henüz bu yeniliğe alışmak için de net bir rol model çizilmedi. Örnek olarak, çeşitli ülkelerin yönetim şekillerini bizlere sunan yöneticiler, ağızlarının kenarından konuşunca ister istemez soru işaretlerini de beraberinde bırakıyorlar. Başkanlık sistemi genellikle, ileri ülkelerde uygulanan, hızlı karar almayı sağlayan gelişmiş bir sistemdir. Bizde ise bu durum "diktatörlük"le eş değer tutuluyor. Hatta biraz daha ileri gidelim. Bazılarına göre "padişahlık" olarak lanse ediliyor. Tabi ben bu yakıştırmalara hiç katılmadığım için yine de cevapsız kalan çok soruların olduğunu da söylemeliyim...
Aslında biz başkanlık sistemine 10 Ağustos 2014'te geçtik. Recep Tayyip Erdoğan'ın seçimle göreve gelen ilk Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olduğunu kabul ediyorsak, artık yarı başkanlık sisteminin de bu ülkenin idaresinde var olduğunu kabul etmeliyiz. Parlamenter sistemin tıkandığı nokta işte burada devreye giriyor. Ülkenin iktidarını oluşturan siyasi irade de seçimle geliyor, yine aynı şekilde bu ülkenin başı olan Cumhurbaşkanı da... Allah'tan iki kutupta aynı siyasi iradenin birleşimi yoksa vay halimize dostlar. Ama tüm bu saydıklarım yeterli mi? Tabi ki de hayır!
Dedim ya, şu anda bu ülkenin en büyük problemi hızlı kararlar alma noktasında ciddi problemler yaşıyor olmasıdır. Günlük yaşamımızda belki bizleri çok etkilemiyor ya da hissetmiyor olabiliriz fakat sistematik hiyerarşide çok ciddi problemler çıkıyor. Buna örnek olarak en belirgin 7 Haziran seçimlerini gösterebiliriz. Bir tarafta 'başkanlık' diye meydanlara seslenen Cumhurbaşkanı, diğer tarafta ise 'hayır parlamenter sistemde kalmalıyız' diyen siyasi partiler hatırladınız mı? Peki, sonuç ne oldu? Koalisyon hükümeti... Bu da yetmedi tekrar seçim!
Şimdi yine başkanlık için meclise getirilmesi planlanan yasa değişikliği konusunda tarih verildi. Eğer bu teklif için referanduma gidecek 'evet sayısı' yakalanır ise ki yakalandı, 6-7 ay içerisinde seçim var. Şimdi asıl mesele bu durumu tam anlamı ile seçmene anlatacak bir çalışmanın yapılmasıdır. Başkanlık için net bir bilgiye sahip olmayan vatandaşa bu durumu tam manası ile anlatır, vatandaşa sağlayacağı kolaylıklar konusunda açıklayıcı çalışmalar yapılırsa, olumsuz bir tablonun ortaya çıkacağını da düşünmüyorum. Şu anda çeşitli anketler ile yapılan 'yok efendim halkın yüzde 60-70-80 bilmem ne' şeklinde rakamlar verilerek 'başkanlığa sıcak bakılıyor' safsatalarına, ben kesinlikle inanmıyorum. Bu konuyu kapatmadan Anadolu'nun güzel bir sözü ile bitirmek isterim...
Bilinmedik aş ya karın ağrıtır, ya da baş.
***
Zıroğlu size ne yaptı?
Geçen gün Silivri Amatör Spor Kulüpleri'nin basın toplantısına katıldım. Başkan Veysel Ziroğlu'nun açıklamalarını detaylı şekilde haber olarak sizlere sunduk fakat ben bizzat görüşlerimi bildirme noktasında biraz geç kaldım. Ne hikmetse Veysel Başkan'ın seçim sürecide, seçildikten sora ki sürecide hayli sancılı oldu. Yaklaşık 1,5 yıl önce göreve gelen yönetimin devir teslimini almak üzere gittiği merkez ofisinin eşyalarını, kapının dışında bulması ile başlayan haksızlıklar, bir önceki yönetimden kalan genel sekreterin "canımı sıkma" şeklindeki hakaretleriyle devam etti. Daha sonra kulüpten ayrılarak hazımsızlıklarını ortaya koyan bir kaç spor kulübünün de kamuoyunda bu derneğe ve yönetimine yapmış olduğu itibarsızlaştırma gayretlerini ben çok iyi hatırlıyorum. Hepsini bir kenara bıraktım, başta Silivri Belediyesi olarak ilçe siyasileri dahil bünyesinde 28 kulüp bulunan böylesine aktif bir spor derneğini nasıl görmezden geliyor anlam veremiyorum. Nedir yani hazmedemediğiniz nedir?
Kongre de üyelerinin verdiği oylarla, demokrasinin vazgeçilmez unsuru seçimle göreve gelen bu dernekten istediğin ne? Bakıyorsunuz Belediye Başkan Yardımcısı Bora Balcıoğlu aday olma diye tehditler savuruyor! Açıkçası duyduğumda çok şaşırdım ve hiç yakıştıramadım... Çünkü çok sevdiğim ve sempati duyduğum bir isimdir. Ben kendisinden bu konuda bir açıklama bekliyorum. Daha sonra Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar'ın çeşitli baskılar ile Veysel Bey ve yönetimine ambargo uyguladığı konusu çok çarpıcıdır. AK Parti İlçe Başkanı Rıfat Kutlu'nun, her taşın altından çıkan Metin Karakaş'ın yani ne bilim toplantı da dinlediklerim beni çok üzdü...
Vurucu darbeyi sona bırakmış olacak ki sayın başkan, Silivri Kaymakamımız Sayın Faruk Bekarlar'ın; "İlçede yeni bir spor kulüpleri derneği kurulması talimatını verdim" sözleri başta Veysel Zıroğlu'na ve yönetimine yapılan en büyük haksızlıktır. Yani bünyesinde ilçedeki neredeyse tüm spor kulüplerini barındıran bir yapıya yok muamelesi yapmak hoş değil. Beklentilere cevap bulamadınız mı? Verilen destekler çarçur mu edildi? Dernek adı altında illegal işler mi döndürdüler? Yönetim zafiyetimi var? Nedir yani başkanın boyu kısa filan mı? Yapmayın Allah aşkına... Ama bence hiç yorulmayın boşa masrafa filanda girmeyin sevgili ilçe yöneticilerimiz... Çünkü Veysel Ziroğlu bırakıyor! Hadi gözünüz aydın kurtuldunuz! Tehdit ettiniz, baskı yaptınız, itibarsızlaştırdınız, hakaretler ettiniz, yalnız bıraktınız, yetmedi ikinci bir alternatif dernek kurma gayretine düştünüz! Hiç gerek yok geldiği gibi gidiyor. Sizde futbol yerine zil takıp oynayın artık...
***
Koç'un benim...
Silivri'de Kadir Koç isimli bir ağabeyim var! Bu ağabeyim ile ara sıra sosyal medya üzerinden tartışırız. Kendisi sağlam bir solcudur. AK Parti'yi de sevmez, Erdoğan'ı da sevmez! Gariptir yorungehaber.com isimli haber sitemizde ve gazetemizde yazı yazmaya başladı. İlk yazısında destur vermeden AK Parti Silivri İlçe Teşkilatına giydirmiş... Ben eleştirinin her türlüsüne saygı gösteririm ama bir tık ileri gidildiğinde devreye girerim! Birincisi İlçe Başkanı Rıfat Kutlu'nun, Metin Karakaş'ın güdümünde olduğunu iddia edenlerin aklından şüphe duyarım!
Evet, Rıfat Bey'le yer yer tartışır, kavgamızı ederiz ama bu benimle onun arasında olan bir meseledir. Dışarıdan farklı şekilde algı oyunlarını empoze etmeye çalışanlarında karşısında olurum. Rıfat Kutlu'nun aklı yok mu da başkasının aklı ile hareket edecek! Bu söylemleri ortaya atanların asıl amaçları başkanı itibarsızlaştırmaktır. Siyasetini eleştir kardeşim!
Buna ne kendisinin ne de teşkilatının söyleyecek tek bir sözü olamaz... Ama işi farklı yönlere çekmek ve algı oyunları yapmak haksızlıktır. AK Parti Silivri İlçe Teşkilatının bazı problemlerini basın olarak bizlerde görüyor ve yazıyoruz zaten. Ama yazmamız gerektiğini düşündüğümüz kadar olan kısmını yazıyoruz. Metin Karakaş'ın güdümünde ne demek oluyor? Metin Karakaş'ın başka işi gücümü yok! Evet, ilçede her taşın altından ismi çıkacak kadar etkili bir durumu söz konusudur ama Rıfat Kutlu konusunda yanlış bir tezin var, düzeltmek istedim... Eyvallah!