İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın tekrar aday olacağını son günlerde gündeme getirdik. Nitekim öyle de oldu.
Zaten bunu geçtiğimiz aylarda net anlamıştık. “Her yerde metro, her yere metro” sloganıyla İstanbul’da raylı ulaşım sistemlerine yönelik bir atak başlatılmıştı.
Aslında Gezi Parkı olaylarında Kadir Topbaş’ın adaylığı sıkıntıya düşmüştü. Bunu o dönemlerdeki yazılarımda da yazmıştım. Çünkü Başbakan’a büyük yara veren bu kaoslarda; Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, İBB Başkanı Kadir Topbaş ve Vali Hüseyin Avni Mutlu üçlüsünün “çizik yediği” konuşuluyordu.
Geriye Gezi’den eser kalmadı. Park açıldı, hasarlar giderildi vs…
Şimdi Kadir Topbaş kendini affettirmiş olacak ki, dün Başbakan “İstanbul senin” dedi.
Böylece AK Parti, CHP’den Sarıgül’e karşı yarışmış olacak. Heyecanlı bir seçim dönemine giriyoruz. Kaybedebilir/kaybedemez tartışması için henüz çok erken. Sarıgül’ün bu denli bir atmosferde aday olması, derin plancıların işi olabilir.
Konuyu toparlamak gerekirse, bir affediliş söz konusu. Peki Kadir Bey affedildiğine göre, Silivri’ye de af gözüküyor demek yanlış olur mu?
Yani 2009’da seçimi kaybeden Hüseyin Turan affedilir mi?
Başbakan Erdoğan’ın “İstanbul senin” dediği Kadir Topbaş da, “Silivri senin Hüseyin” der mi?
Neden demesin ki…
***
Önceki dönem çok uyumlu bir şekilde çalıştıklarını biliyoruz. “Kadir Baba” diyecek kadar samimi olan Hüseyin Turan’ın bana kalırsa adaylık şansı yüksek.
“Ama seçimi kaybetti” diyenler şu analizi iyi yapmalı: Oylar arttırılarak seçim kaybedildi.
“Ama sonuçta kaybedildi” diyenler de, kesinlikle haklılar. Ortada bir başarı olsaydı seçim kazanılırdı. Demek ki başarısızlık varmış.
Fakat bu, Turan’ın aday gösterilmemesinin önüne geçmez. AK Parti kriterlerinde seçim kaybetmiş birine tekrar şans verilmiyordu. Ben bunu savunarak “Olmaz” diyordum ama sanırım dengeler iyice değişti. (Antalya’da örneğini gördük.)
Elekten geçen adaylardan geriye 2 isim kalıyor: Tahir Sert ya da Hüseyin Turan.
***
Turan’a şans verilmez ise, kaçınılmaz Tahir Sert olacaktır. Çünkü AK Parti’nin başka şansı kalmadı. Ya batacak, ya çıkacak. Başbakan Erdoğan’ın “Önemsiyorum” dediği Silivri’ye tek çözüm bu ikisidir. Yoksa tepeden göstermelik adayla Silivri kurtarılmaz.
2004 ruhuna geri dönme gayretinde olan bir AK Parti Silivri teşkilatı var. Dilek Demiral’ın ilçe başkanı atanmasıyla “darmadağın olan” teşkilat, tekrar bedenini tazeledi. Şimdi ruhunu kazanmak istiyor.
Kadir Topbaş’ın aday gösterilmesi, Silivri’de seçimlere (2004’te Tülay Kaynarca’ydı) bir bayanla girilmek istenmesi, Hüseyin Turan’ın tekrar başkanlığa talip olması, aday adayları arasında fazla bir alternatifler bulunmaması, özüne dönmek istemektir.