Milli Savunma Bakanlığı’nın bütçe görüşmeleri bahane edilerek Sayın Bakan, eski Genelkurmay Başkanımız, Türk milletinin haklı gururu Hulusi Akar’a saldıranları görünce bir kez daha dedim ki, ‘Bu adam cidden hakikatli yiğit bir Türk subayı ve şimdi ise şerefli gerçek bir milli savunma bakanı.’
Koca bir cümle kurdum; nokta koymadım, virgül koymadım. Çünkü adamın tarifi yapılırken kesintisiz, duraklamadan, kem küm etmeden yapılır.
***
Birkaç gündür hakkında yazılanları okuyorum. Adeta kin kusuyorlar! Kim kusuyor?
Tescilli komünistler, sosyalistler, faşistler yani bugüne kadar emperyalist güçlerin emrinde bu millete ihanet eden her kim varsa Hulusi Paşa’ya saldırmaya başladı.
****
Bu saldırının bir diğer amacı da, 31 Mart 2019 yerel seçimleri yaklaşırken CHP’nin bir taktiği olsa gerek; HDP’ye göz kırpmak.
“Bakın sizin düşmanınız bu. Otuz yıldır sizin ağa babanız, sırtınızı yasladığınız eli kanlı terör örgütleri PKK ve benzerlerine kan kusturan, dağı ovayı, şehiri köyü bu hainlere mezar eden ve 49 yıl şerefli ordumuzun her kademesinde görevler alan Türk Askerinin asil komutanı Hulusi Akar’a, bütçeyi bahane ettik ağzımıza geleni saydık, verdik veriştirdik” demek!
***
Bir diğer konu da, Ergenekon ve Balyoz davaları üzerinden Sayın Bakan’a yüklenmeleri!
Bakanımıza ve emrindeki tüm ast üst subaylarımız için vardır bir bildikleri diyorum ve bugüne kadar aldıkları her kararın altına bir Türk milliyetçisi olarak gönülden imzamı atıyorum ve diyorum ki; “Peygamber ocağı” dediğimiz ordumuz yeni yeni “bizim ordumuz” oluyor. Oldu diyemiyorum bakın, çünkü çürük elmalar var daha! Onlar da bir bir temizlenecekler inşallah. Temizlenirse işte o zaman Türk Ordusu gerçek bir PEYGAMBER OCAĞI olacaktır.
****
Ben 12 Eylül 1980 yılında askerdim. Bursa Gemlik piyade, köpek eğitimi ve veterinerlik birliğinde 4 ay acemi birliği yaptıktan sonra kalan 14 ayı ise Kars Posof 2. Hudut Bölüğü’nde askerliğimi tamamladım.
Bunları niye yazdım? Çünkü yarın sizlerle askerlik anılarımdan oluşan güzel, kötü, bazı çirkin hatıralarımdan bahsedeceğim.
1980 yılının askerliği ile bugünkü askerliği kıyas etme adına güzel bir sohbet olacağından şimdiden emin olabilirsiniz!
***
Gelelim yerel siyasete. Merak etmeyin uzatmayacağım.
Boşluğu iyi analiz edip, CHP’de dört yıl ilçe başkanlığı yapan eski ANAP’lı Ekrem İmamoğlu, rüyasında bile görse inanamayacağı makama geldi. CHP Beylikdüzü ilçe başkanı iken belediye başkanlığına aday gösterildi ve seçildi; belediye başkanı oldu. Tabi seçilmesinde AK Parti’nin çok büyük rolü var çünkü Beylikdüzü’nün hiç sevemediği Yusuf Uzun’un tekrar aday gösterilmesinden kaynaklandı.
Ekrem İmamoğlu aday gösterildiğinde bir yazı yazmıştım ve o yazıda demiştim ki, “Ekrem İmamoğlu, Yusuf Uzun’u bin kere aratır.”
İnin gezin Kavaklı, Gürpınar, Yakuplu ve hatta CHP’lilerin yoğun olduğu merkez Cumhuriyet Mahallesini. Partililerinin yani CHP’lilerin bile memnun olmadığı başarısız bir kişiyi, Kemal Kılıçdaroğlu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday gösterdi. Bir sağ seçmen olarak açıkçası bu benim işime gelir lakin CHP’ye onlarca yıl hizmet etmiş, partinin emekçilerinin emeği çalındı! Ekrem İmamoğlu’da zaten CHP’li gibi davranmıyor ki! ANAP’lı gibi davranmaya başladı ama sağ seçmen bunu yemez artık, çünkü kel göründü.
****
Ekrem İmamoğlu İstanbul’a aday gösterildiği andan itibaren, ilçelerden aday gösterilmeyi bekleyenlerinde ilgisi fena arttı. Adeta dilek ağacı gibi her gün ziyaret ediliyor ve methiyeler düzülüyor. Sadece koluna bacağına, başına saçına bez bağlamadıkları kaldı. Bunların başında da Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar var. Tahmin ediyorum ki Özcan Işıklar, Ekrem İmamoğlu’na “Başkanım aslında ben Trabzonluyum. Dedelerimiz koyunculuk yaparmış. Ormanı, yeşili, ovası, otlak yerleri bol olduğu için yani bir bakıma Karadeniz’e benzediği için Yunanistan’a göç etmişler. Diğer emicelerim de Bulgaristan’a. Biz seninle hemşeri sayılırız.” bile demiştir.
****
Demiştir de sözü geçmemiştir. İmamoğlu külyutmaz ANAP’lı, pardon CHP’li...
Bunu anlayan Özcan Işıklar hemen “büyük abi” O’da Karadenizli olan Dr. Hasan Akgün’ü devreye sokmaya çalıştı. Belki de bir nevi torpil istedi. Eee Hasan Akgün kül yutar mı? Yutmaz tabi. Akgün siyasette çok tecrübeli. Özcan Işıklar’ın kapıdan girişinden anlamıştır “Ekrem’e bi rica etsen” demeye geldiğini!
Benim tanıdığım Dr. Hasan Akgün, Özcan Işıklar için kılını kıpırdatmaz. Çünkü bilir ki Özcan Işıklar’ın ardında boş geçen koca bir on sene ve kumar masalarında boy boy fotoğraflar var.
Yani sevgili dostlar demem şu ki; CHP İstanbul Büyükşehir, Beylikdüzü, Büyükçekmece ve Silivri’yi kaybetmek üzere.