Beylikdüzü’nde tek başına bir teşkilat gibi...
Sosyal medyayı kullanır ve sürekli muhalefet eder...
‘Niye rahat durmuyorsun, sürekli muhalefet ediyorsun?’ diye sorduğumda “Abim haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır” derdi.
Şimdi merak ettiniz değil mi, "kim bu adam?” diye.
Mehmet Özçorumlu.
Soyadı gibi gerçek bir Çorumlu...
Beylikdüzü’nde AK Parti’den Belediye Meclis Üyesi olmak istiyor!
Hafta başında müracaatını yaptı.
Hem de öyle bir müracaat yaptı ki, tam bir şölen havasında...
Beylikdüzü’nde engelliler kontenjanından meclis üyeliği aday adaylığı için başvuru yapan Mehmet Özçorumlu’ya AK Parti MYK Üyesi ve eski milletvekili Metin Külünk destek verirken, Özçorumlu Meclis’te engellilerin sesi olacağını vurguladı.
Mehmet kardeşime çıktığı bu yolda ben de başarılar dilerim.
***
Bu arada söz Beylikdüzü’nden açılmışken, dün bir duyum aldım ve bunu sizlerle paylaşayım istedim.
Şu anda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapan eski Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, 31 Mart 2019 yerel seçimlerde Beylikdüzü’nden aday gösterilecek(miş)!
Ben buna çokta inanmadım ama yine de sizlerle paylaşayım istedim.
***
Partilerin genel merkez yönetimi seçim almak istiyorlarsa, mutlaka parti içinden yani teşkilat içinden bir kişiyi aday göstermeli. Dışarıdan emrivaki gelen kişi, ilçeye uyum sağlayana kadar seçim geçiyor, daha da önemlisi teşkilatın ve ilçenin ileri gelenleri yani “Kanaat önderi” dediğimiz kişilerle birlikte, teşkilatların emektarlarını bu durum ciddi üzüyor ve işte bu yüzden kırılmalar oluyor. Bu durum da seçim sonuçlarına ciddi yansıyor.
***
Teşkilatlarda yüzlerce kişi, genç, yaşlı, kadın, erkek evinden, işinden, eşinden, aşından fedakarlık ediyor. İlk başka “Dava için” dense bile, bir çoklarının maddi manevi beklentisi de var. Kimisi kendine ikbal peşinde, mevki makam peşinde, kimileri var oğlu kızına iş aş peşinde ve çok azıda vatanın milletin, devletin bekası peşinde.
İşte en az olanı da vatan, bayrak, millet diyenler olduğu için, bugün siyasi partiler maalesef “Rant kapısı” gibi görünüyor.
Ben böyle deyince “Rantçı” kesim bana kızıyor, “Ne biliyorsun da böyle yazıyorsun” diyorlar. Bildiklerimin belgesi yok, sadece gözle gördüklerim ile bir değerlendirme yapıyorum.
Kişinin dünü ile partide üst görevlerden sonra ki günlerini değerlendirdiğim zaman, siyasetin maddiyat için yapıldığını net bir şekilde görüyoruz. Gerçi siyasetten maddi çıkar sağlamakta çok büyük bir marifet işi...
***
Kısacası sevgili dostlar; bir seçim daha geldi kapıya dayandı.
Aday adayları da mantar gibi yer altından bir bir çıkıyor. İşte bu durum her ne kadar “demokrasinin güzelliği” gibi görünse de partilerin içindeki kavgayı, gürültüyü gördüğüm zaman işin demokrasi ile alakasının olmadığının ve kavganın sadece senlik-benlik kavgası olduğunu görüyoruz.
Rabbim bu milletin yardımcısı olsun ve Rabbim, bu millet nasıl bir idareye layıksa öyle bir idare şekli nasip etsin.