Televizyonda koskoca profesör doktor konuşma yapıyor ve kanser eden yiyecekleri, giyecekleri, içecekleri tane tane anlatıyor. Sonra da kanseri nelerin önleyeceğini...
Sayın Hocamın anlattıklarına göre Türkiye’nin yüzde doksanı kanser olmalı!
Sonra Sayın Hocamızın “kanseri önler” dediği yiyecekleri ve giyecekleri saydığı zaman da inancım değişiyor; bu ülkede bir tane bile kanser hastası olmaması lazım. Çünkü saydığı o yiyeceklerin hepsini bu millet zaten yiyor!
Hadi çık işin içinden? Tabi çıkabilirseniz!
Sayın onkoloji uzmanı profesör doktor hocam anlatınca kalktım gittim, buzdolabının kapağını açtım baktım, içinde ne kadar yiyecekler varsa hepsi kanser üretiyor!
Ve buzdolabının alt gözündeki sebze, meyve, yeşillikleri görünce de dedim ki ‘Bu buzdolabının üstü kanser üretiyor, alt gözlerdeki sebze meyve yeşillikler de kanseri önlüyor!’
Kafanız karıştı değil mi? Karışmasın, bakın anlatayım.
Her evde yenen içilen, bizim evde de yenip içiliyor; çünkü hepimiz aynı marketlerden ya da çarşı pazarlardan alışveriş yapıyoruz.
Tüm Türkiye’nin bir başından bir başına insanlarımızın sürekli tükettiği et, süt ve her tür gıdalar işte...
Diyor ki beyefendi; “Eskiden çarşı pazar için fileler ve bez çantalar vardı.”
Evet, benim çocukluğum da öyleydi! Babam pazara giderdi, delikli fileye bir baş karalahana, bir kaç kilo portakal ve pırasa koyar gelirdi eve!
Ama o yıllarda da “verem vardı” be hocam...
Verem hastalığı da ciğer hastalığı; iç hastalığı yani!
Oksijenin en yoğun olduğu ormanları ile parmakla gösterilen Karadeniz’in en yüksek dağlarından Akdağ’ın eteklerinde yaşayanlarda bile verem hastası vardı. Hatta benim en yakınlarımdan onlarca hısım akrabam veremden öldü.
Yıllar sonra “Vereme çare bulduk” diyenler şimdi de kanseri piyasaya sürdü, işin aslı bu işte...
Poşet moşet işin bahanesi bence!
Bu işin içinde çok iş var da, benim anlatmaya ilmim bilmim yetmiyor. Sadece mantık yürütüyorum ve diyorum ki ‘Birileri bizi önce hasta ediyor sonra iyileştirmek için ilaç satıyor!’
***
Sağlık uzmanları, “Sağlıklı yaşamak için bol bol yürü, spor yap...” diyorlar. Araştırma yaptım futbol, güreş, voleybol, basketbol vs. hatta jimnastik yapanlarda bile ölüm ortalama oranı yüzde 65...
Spor tek başına uzun ve sağlıklı yaşatmıyor yani!
“Doğal beslen” dediğiniz için diyorum. Ülkemizin en doğal beslenen bölgelerinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi ile Karadeniz Bölgesi’nde ortalama ölüm oranı yüzde 60...
Bu bölgelerde hayvancılık ve tarımın yanı sıra yüksek dağları ile bol oksijenli ormanlar olduğu için misal verdim. Doğal beslenme, tek başına sağlıklı uzun yaşatmıyor!
Kısacası dostlar, bizi yönetenler suçu üstlenmek yerine ölümün sebebini bile bize yüklemeyi beceriyorlar hem de koca koca profesörleri kullanarak!
Doğrusu ne biliyor musunuz? Her hastalığın ana sebebi ve kaynağı stres! Bu milletin stres içinde yaşamasına sebep olanlar, suçu yine bize yüklüyorlar! Bu milleti stres içinde yaşamaya mecbur bırakanlar, işin içinden sıyrılmak için yediğimizi, içtiğimizi, giydiğimizi bahane olarak öne sürüyorlar vesselam!
****
Bu yazıyı okuduktan sonra oturun araştırın bakalım Türkiye nüfusunun kaçta kaçı stresiz yaşıyor? Sonra yine düşünün hatta kendinizi örnek olarak görün bakalım senin sağlığını bozan neymiş!