Bana diyorlar ki “Niye hep AK Parti'yi yazıyorsun?”
Bunun bende farkındayım çünkü darma dağın olan AK Parti...
Silivri’de Özcan Işıklar kendisini, “banko aday” görüyor. Selami Değirmenci aday adaylığını açıkladı ama aday olacağına ihtimal bile vermiyorlar ve aynen şunu söylüyorlar “Özcan’da para var basar parayı alır adaylığı...”
2014 yerel seçimleri çok yakından takip eden bir gazeteci olarak, buna ben bile inanıyorum. Özcan Işıklar'da gerçekten çok para var ve CHP’de paraya önem verir, çünkü ne de olsa bir yanı bankacı!
***
Büyükçekmece’de Dr. Hasan Akgün “adayım” diyor. Dikkat edin “Aday adayıyım” demiyor. Çatalca’da Cem Kara, Beylikdüzü’nde Ekrem İmamoğlu. Belki Avcılar’da değişim olur.
Esenyurt’ta en güçlü adaylar yine Çapan’lar. Ya Gürbüz Çapan ya da Çetin Çapan...
Eeee geriye hangi parti ve adayı kalıyor elbette AK Parti!
MHP, “Cumhur ittifakına yerelde de devam” diyor. İYİ Parti ise CHP’li adayı destekleyecek gibi görünüyor.
Diğer partilerin zaten kazanma ihtimali olmadığına göre, biz gazetecilere de kalıyor AK Parti...
***
Türk siyasetine “paranın” verdiği zararı, tüm dünyadaki Türk düşmanları bir araya gelse vallahi veremezdi!
Sokaktaki vatandaş bile aday adayının önce parasının hesabını yapıyor. Kişi çıkıyor “Aday adayıyım” diyor, kahvedeki okey oynayanlar dördü bir ağızdan “Parası var mı?” diye soruyor. Adayın profili, donanımı, bilgisi, becerisi, hüneri, marifeti hiç birimizi ilgilendirmiyor!
İlgilendirmiyor çünkü her seçimde milyonlar dönüyor!
Belediye Başkan Adayını bırak, belediye meclis üyesi olmak için millet bir birini yiyor!
Getirisi ne?
Ayda olağan dört oturum, hadi iki de olağan üstü de. Altı oturum ve oturum başına en fazla 100 TL...
***
Bu millet şimdi 600 lira için mi bir birini yiyor?
Yok be gülüm, bizim bilmediğimiz ne rantlar dönüyor ah bir bilseniz!
Aslında biz de sizde çok iyi biliyoruz da elimizde belge yok belge...
Belgesiz konuşmakta dedikodu sınıfına giriyor ve dedikodu da en büyük günah.
Adam önce kılıfına uyduruyor, sonra rantın kralını sağlıyor ama sen konuştuğun zaman adamın hem günahını almış oluyorsun, hem de dedikodu yapmış oluyorsun!
Türkiye’deki siyaset işte bu noktaya geldi.
Yukarıda belirttiğim gibi Türk siyasetine paranın açtığı zararı, hiç bir iç ve dış düşman açamazdı vesselam.
Neyse biz yine şu adaylara gelelim, her ilçede AK Parti'de aday adayı enflasyonu yaşanırken, teşkilatlarda bir çok aday adayının adaylığı hak etmediğini düşünüyor.
Partili bana isim isim sayıyor, “Abi şimdi falanca filanca adam, aday adayıyım' diyor ya. O’na sormak lazım, 'Sen bu zamana kadar bu partiye ne gibi ve nasıl bir katkıda bulundun?” ve öfkeden kulakları kıpkırmızı olmuş bir şekilde soruları ardı ardına sıralıyor.
“Hangi seçimde bayrak astın, afiş astın ya da maddi manevi destek verdin...” diyor.
***
Bu soruyu soranların kesinlikle haklılık payı var ama bende ısrarla tekrarlıyorum, seçim nasıl ve kiminle kazanılacaksa o aday gösterilmeli ve devlet kontrol mekanizmasını hiç ihmal etmeden işletmeli.
Belediye başkanının gözünde çöp ararken, devlet kendi gözünde ki merteği de adaletli bir şekilde görmeli.
***
Bende her zaman şuna hayret ederim, bu kadar çok parası olan niye aday olur, milyonları gözden çıkartır ve harcadığı paraları nasıl geri yerine koyar!
Millete hizmet etmek için bu kadar fedakarlığa gerek var mı?
İşte burada tıkanıp kalıyorum.
Neyse bu günlük bu kadar. Yoksa bu konu uzar gider ve kimse ayranım kara demez!