Dün hatırı sayılı AK Partili bir abim telefonla aradı.
Geçtiğimiz hafta sonu AK Parti Büyükçekmece İlçe Teşkilatının Eser Otel’deki “Vefa Gecesi”nde İlker Gürbüz’ün bana yaptıkları, yine benim köşe yazımdan okumuş haberdar olmuş. Eskiden bu yana sıkı bir dostluğumuz olduğu için İlker’in bana yaptıkları O’nun da zoruna gitmiş.
‘Önemli değil abim, İlker benim nazarımda öyle çokta ciddiye alınacak birisi değil, onun için çoktan unuttum bile’ dedim!
***
Gerçekten hiç kafama takmadım ama bu kıymetli abim, “Sorsaydın 2002 yılından beri ilçe başkanı oldun, il yöneticisi oldun, aday oldun, hangi seçimi kazandın? 2002 yılında üç dolap satmak için kırk takla atıyordun, şimdi müteahhitlik yapacak kadar parayı nasıl buldun diye?” dedi.
Yok sormam sormaya da lüzum yok. Yukarıda dediğim gibi benim için hiç bir zaman önemli bir şahsiyet olmadı.
Önemli değil ki sorayım abim. İlker Gürbüz’ün sülalesinin CHP’li olduğunu Büyükçekmece’de herkes biliyor. İlker Bey şimdi belediye meclis üyesi olma peşinde ama siyasette hiçbir başarısı olmadığı halde, sadece şunu diyebilirim yüzü de tutuyor maşallah!
***
Ben bu yazıyı sabaha yakın saat 03.52’de Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nden yazıyorum ve kendi sağlığımla ilgili bir mücadele içindeyim. Bir de hastanedeki manzarayı görünce, dünya malı İlker Gürbüz gibilerin olsun! Rabbim başta buradaki hastalar olmak üzere dünyanın neresinde derman arayan kulu varsa onlara, bizlere, acil şifa versin, derman versin inşallah.
***
BT çekim sırası bekliyoruz. Çorum’un ilçesi Osmancıklı Hacı Emmi’nin eşinin boğazında kanser var. Kadıncağız sızılar içinde inim inim inliyor. Giresun Çamoluklu bir ablamız abisini getirmiş, akciğer kanseri. Adamcağız nefes alamıyor ve böyle yüzlerce, binlerce hasta var.
Şu anda buradaki manzarayı görüyorum ya, İlker Gürbüz o usulüne uydurup diktiği bina gibi bin tane binayı bize verse, dönüp bakmayız bile. Çünkü bize önce iman, sonra sağlık lazım. Rabbim rızkımızı bu zamana kadar helalinden verdi, inşallah bu saatten sonrada bir lokma haramı bize nasip etmez. Gök yedi kat, yer yedi kat, İlker’in binası da yedi kat! Ben öyle demiştim ama O “beş” dedi. Olsun beşi de, bin beşi de İlker’in olsun. Gözümüz yok elbette, keşke usulüne uygun olsaydı.
Laf İlker Gürbüz’den açılmışken O’na bir tavsiyede bulunayım. En az haftada bir gün hastanelerin acil servislerine uğra. Çünkü oralarda insan ölümü hatırlıyor. Ölümü hatırlayan cehennemi, cenneti hatırlıyor. Ölünce cehennemin varlığını düşününce yetim hakkı, kul haklı, yol hakkı, yordam hakkı yemeye korkuyor insan.